yansıma

583 43 13
                                    

''Neden yataktan bu kadar erken ayrıldın? ''
Gulf gözlerini ovuştururken mutfağa doğru ilerledi. Bu evdeki üçüncü haftasıydı ve çoktan mutfakta dans edip şarkı söyleyerek yemek yapan adama alışmıştı.

''Şu an sana efsane bir kahvaltı hazırlamak üzereyim, duşunu hızlıca alıp soğumadan yetişmelisin.''Mew'in neşeli sesi ve yüzündeki kocaman gülümsemesi gencin sabahını aydınlatıyordu.

Gulf bunun bir rüya olup olmadığını merak etti, içinden bunu hak edip etmediğini sorguladı. Bunun biteceği gerçeğini kendine hatırlatmaya çalıştı, bu elbet bir gün bitmek zorundaydı.

''Tua-eng orda öylece dikilecek misin yoksa seni taşımam mı gerekecek''

Gulf kafasındaki düşünceleri bastırıp Mew'a doğru ilerledi. Kafasını yaşlı olanın kocaman güvenilir sırtına gömdü, kollarını sıkıca adamın beline doladı, boynuna ufak bir öpücük bıraktı.

''Kabus mu gördün yoksa sadece ilgi mi görmek istiyorsun'' Mew arkasını dönüp genç olanı kucakladı.

''Ben sadece, düşünüyordum..''

Mew kafasını geriye atıp onunla göz teması kurdu, endişeyle baktı.

Gulf günü mahvetmek istemedi.

''Bu sabah ki kahvaltının dünkine kıyasla ne kadar iyi olabileceğini düşünüyordum"

M: ''Beni korkuttun. Eğer o kahvaltıyı ben hazırlıyorsam bunun hakkında düşünmene bile gerek yok, şimdi duşunu al ve gel. '' Gulf'un alnına öpücük bırakarak onu banyoya itti.

Sohbet ve şaka ikilisiyle birlikte kahvaltı edilmişti yaşlı olanın abarttığı kadar lezzetliydi bu şüphesizdi o her zaman en iyi yemekleri yapar. Daha sonra Mew her zamanki saatinde evden ayrılarak işe gitti. Bu ne zamandan beri Gulf'un günlük rutini haline gelmişti? Sabahları onun kollarına uyanmak, birlikte yemek, yürüyüş yapmak, film izleyip oyunlar oynamak. Gulf şimdiki yaşına kadar bunlardan hiçbirine sahip olmamıştı ve şimdi bu adam ona sahip olmadığı her şeyi veriyordu. Bu onu mutlu etse bile aynı zaman fazlasıyla korkutuyordu. Kişilik çatışmasının tam ortasında kalmış gibi hissetti.

Telefonu çaldığı an düşüncelerinden sıyrılıp aramayı cevapladı, arayan kişi Boat'tı.

''Adamım!! Açmana sevindim. Yurt dışından ne zaman dönmeyi düşünüyorsun? Özlettin kendini''

Gulf o tarafa kafa tatiline ihtiyacı olduğunu uydurup yurtdışına gittiğini söyleyerek kendi adına bir bilet alıp yerine başkasını göndermişti.

''Beni özledin demek, merak etme Boat çok kısa zamanda senin ve babanın özlemini gidereceğim.''

''O senin de baban dostum, her neyse iş çok birikti sana ihtiyacımız var, erken dön.'' Çağrı sonlanmıştı.

Gulf vücuduna nüks eden sinir bastırmaya çalışıyordu, benim de mi babam? Cümle kafasında yankılandı. Telefondaki isme baktı,
''İnan bana Boat sen ve sadece senin olan baban alacağım son canlar olacak.'' Gözleri artık aynı bakmıyordu, arzuladığı tek şey onların ölümleriydi. Yansıması ile göz göze geldi.

''Sen işte bundan ibaretsin Gulf, sadece öldürmeyi biliyorsun, sen bir günahkarsın. Ellerindeki kan lekeleri hiçbir zaman geçmeyecek.''

Kafasındaki bu sesler onu pembe dünyasındaki evcilik oyunundan çıkarıp kim olduğunu hatırlattı.

Mew'i gördüğü an yapacağı işten vazgeçebileceğini biliyordu bu yüzden ona not bırakarak veda etmek istedi.

Boş kağıt bulmak için karıştırdığı çekmecelerden birinde kendi adının olduğu bir belgeyi fark etti, bütün bilgileri yazıyordu, yaptığı iş, çalıştığı insanlar annesinin ölüm belgeleri dahil hayatındaki her şey, belki de kendisinin hakkında bile bu kadar bilgi sahibi değildi. Nasıl bir tepki vermesi gerekiyordu, ağlamalı mıydı? Öylece bırakıp gitmeli miydi? Hayır bunu yapamazdı bir açıklamaya ihtiyacı vardı.

Karanlık çökmüştü, Mew evin ışıklarının yanmadığı fark ettiği an adımlarını hızlandırdı. Korkmuştu, kapıyı açmaya çalışırken anahtarı çok kez yere düşürdü, birkaç denemden sonra artık evdeydi. Işıkları açtığı an Gulf'un öfkeli benliği ve ona doğrultulan bir silah ile burun buruna geldi.

Gulf bütün belgeleri yüzüne fırlattı.

''O yüzün arkasında gerçekte kimi saklıyorsun Mew? ''



LOVE SHOTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin