Sanırım Deliriyorum

236 22 4
                                    

Bugün cumartesi. Soğuk,yağışlı ve donuk bir cumartesi sabahı. Matt gece odaya uğramadı. Gitgide uzaklaştığını hissettikçe , diğer yarıma yaklaşıyorum. Karanlık beni içine çektikçe enerjim azalıyor , düşüncelerim ağırlaşıyor , göz kapaklarım gitgide kurumaya yüz tutarken , bir nefeslik canımın göğsümde dolaştığını hissediyorum. 

Sırtüstü sere serpe devrildiğim yataktan büyükçe bir kararla , aniden kalkıyorum. Hafif bir göz kararmasının ardından üzerime geçirdiğim kalın hırkamı giydikten sonra biraz nefeslenmeye ihtiyacım vardı. Kapıyı aralıyorken karşımda Thomas'ı görüyorum. Gözüyaşlı , hafif titrek ellerini birbirine kenetlemiş , dudaklarını ısırırken beni görmenin heyecanıyla donakalıyordu.

+"Holly! Şey.. seninle konuşmam gerek. Lütfen." cümlesinden sonra birkaç dakika düşünüp 

-"Yemekhaneye iniyorum. Sende gel" diye ekledikten sonra adımlarımı daha sağlam atarak , koridorda ilerliyorduk . Yüzüne bakmamaya çalıştıkça , gözlerinin üzerimde gezdiğini hissediyordum. Pişmandı. Pişmanlığı bedenini saran korkuyla çoğalıyordu. Affedilmek için dizeceği kelimeleri birbir aklından geçirirken , yavaşlıyor arada bir sendeliyordu. Büyükçe bir sendelemeden sonra , düşmesini engellemek için kolundan tuttuğum sırada , yüzüme dolmuş gözleriyle ve çocuk gibi büzmüş dudaklarıyla baktı. Onda ki bu endişeli bakış bende de ağır bir hüzün yaratıyordu. 

+"Hadi gel Thomas"..

------------------

Yemekhane sessiz. Birkaç kişi dışında kimsecikler yok. Kütüphaneyi andıran bu sessizlik Thomas'ı gitgide geriyordu. Önce etraftakileri inceliyordu. Karşıda elinde bir kitapla oturan Brian , hemen arkasında birşeyler atıştıran Sally , yanında da Rachell vardı. Sırtımı sertçe oturduğum sandalyeye dayayarak , ellerimi masa üzerinde tıkırdatıyordum.  Yemekhanedeki tek ses , elimden yayılan ufak gürültüydü. Ciddi durmaya çalışsam da onun pişman hali içime dokunuyordu. 

Yemekhanede yalnızca birkaç kişi vardı derken , Thomas'ın hemen ardında duvar dibinde , ayakta kollarını birleştirmiş , yüzüme gülerek bakan ikinci bir Holly le gözgöze geliyorduk.İkinci holly ile ürkek bakışlarımı Thomas'ın titrek sesi bölüyordu.

+"Bak Holly. Pişmanım. Bunun farkındasın , biliyorum. Çok geç olmasından korktuğum gibi beni affetmemenden korkuyorum. Harry bizi kandırdı. Senin onun eşini öldürdüğünü , sonrada üzerine bu suçu yıktığını ve buradaki herkese de aynı  şeyi yapacağın için yeminler ettiğini söyledi. Başta pek üzerinde durmasam da Harry'e olan öfken hiç geçmediği için bu dedikoduya inanmaya başladım. Danielle ve Fiona gibi. "

bunları ardı sıra sıralarken , ellerini masa üzerinde gezdirip  arada birleştiriyor , kafasını sürekli sallıyor , yüzüme bakmaktan kaçınıyordu. Bense onu dinlerken etrafı izliyor , Rachella gözüm takılırken sağ yanımda beni sürekli dürten bir Holly ile münakaşa ediyordum. 

Sözünü bölerek ;

-"Thomas. Artık hiçbirşey bilmek yada duymak istemiyorum. Bildiğim herşey vücudumu saran bir zehir gibi. Gitgide beni yok ediyor. Sana ne kızgınım ne de affettim. Artık hiçbirşey hissedemiyorum. Hissizlik benim diğer adım gibi . Vücudumdaki sancıları bile hissedemiyorum. Bak üzgün olmanı istemediğim gibi kalbini kırmak bile istiyorum. Lütfen daha fazla uzatma . Bana karşı artık hiçkimsenin yararı yok. Matt'i biliyorsun. Artık yanıma uğramayı , bırak hiç konuşamıyoruz bile. Odamızı da ayırdı. Lisanın yanında sürekli. Sen! sende beni bırakıp gittin. Fiona'yı düşün! Oda artık yok! Danielle desen hiçbir zaman aklı burada olmadı. Ben size hiçbir kötülük yapmadım . Ama siz beni hep yalnız bıraktınız Thomas!"

-"Şimdi izin verirsen kendi içimde kendimi boğazlamak için odama gitmek istiyorum. Bundan sonra her başınız sıkıştığında yanına gittiğiniz bir Holly olmayacak!"

Bulaşık Teli - HastaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin