Son bikaç gündür olanlarla birlikte " daha kötüsünü yaşayamayız herhalde " diye içimde debelenip dururken Lisanın çok hasta olması canımızı fena halde sıkıyordu. Bir yanda Harry bozuntusu, bir yanda gerçek hayattaki bilmecelerim kaybolmuş kimliğim diğer yandan artık sık sık karşılaştığım öteki benliğim ve dört duvar arasındaki bu mücadele işleri gitgide yumağa çeviriyordu.
Ateşini ne yaptılarsa düşüremedikleri Lisa günden güne gözümüzün önünde eriyordu.Üstelik bu olanlar Harry' nin hoşuna gitmeye başlamıştı.Her gördüğünde yüzümüze gıcık bir gülücük atıyor
"Umarım oda beni seçmediği için cehennemi boylar.Yazık güzel gözleri vardı oysa" diye alaycı alaycı konuşurken Matt geriliyor,sinirleniyor , kolundan tutmamla bakışlarımın arasında sakin olmaya çalışıyordu. Yeni bir kavgayı kaldıramayacaktık. Söz konusu Lisa olunca Matt iki kat daha fazla sinirlenip iki kat daha gergin oluyordu.
Ona karşı ifade edemese de duyguları açıkça yüzünden okunuyordu. Çünkü onun her hasta olduğunu gördüğünde gözleri hafif doluyor , koluyla farkettirmeden siliyor , esinin titrekliği geçene kadar konuşmuyordu. Ayrıca Lisa cephesinde de durumun bundan farksız olduğunu düşünmüyordum. Masum bakışları , Matt'in her yaptığı espiriye kalbi çıkacak gibi gülüşmeleri ve her korktuğunda sığındığı tek limanın Matt olması aralarındaki çekimin kuvvetlendiğinin habercisiydi.
Hastalığından bu yana Matt Lisa ile daha çok ilgilense de bu ona yetmiyordu.Biliyordum.Aynı odada kalmaya devam ettiğimiz hergün Matt sabahtan akşama kadar Lisa'yı düşünse de bana çaktırmıyor.Bir yandan da benimle ilgilenmeye çalışsada kalbi aklına sürekli zulmediyordu. Onu anlayışla karşılıyordum çünkü son bikaç gündür bende tüm olanları bırakıp Lisa'ya odaklanmıştım ki bugün Dr Arvin beni odasına özel olarak konuşmak için çağırdı.
Matt'in koluna hafifçe vurarak "Üzülme herşey düzelecek.Lisa iyileşecek ve bize yardım edecek.Biliyorum kalbinin her atışında Lisa için attığını ve her adımında onu düşündüğünü.Aranızdaki her ne ise o onu hayatta tutacak" dedikten sonra elimi sıkıp
"Sende asla umudunu yitirme.Sen katil değilsin.Sevgisizliğin dayatıldığı bir coğrafyada yeşeren bir güldün.Soldun.Hepsi bu.Sadece birazcık suya ihtiyacın var.O su da kızların.Onlara sıkı sıkı sarıl.Ben olmasam bile sıkı sıkı sarıl.Sarıl ki karanlık seni içine almasın." dedikten sonra hafif bir gülümsemeyle söylediklerini aklımdan geçiriyordum.Haklıydı. Her üzüntümde her umutsuzluğumda beliren o karanlık benliğim sadece beynimin bir oyunuydu. Bitecekti. Umut olduğu heryerde biraz güzellik vardır.
Adımlarımı hızlı hızlı atarak odasına geliyorum. Dr Arvin düşünceli gibi görünüyor. Elindeki kalemi yavaşça masasının üzerine bırakarak "Otur Holly" diye ekliyor. Masasının üstü kalabalık. Birsürü kağıt ile ıvır zıvırlarla dolu. Birkaç dosya açıkken ben oturduğumda eliyle hemencecik kapatıveriyor. Bakışlarımı başka yöne çeviriyorum bende.
"Sana anlatacaklarım var Holly.Hayatınla ilgili hemde." dedikten sonra kafamı hafif kaldırmamla onun derin nefesiyle karşı karşıya geliyorum. Yandaki dolaptan sarı bir dosya çıkarıyor ve önüne açıyor.Her sayfasında farklı fotoğrafların olduğu birkaç yazıyla birlikte benim fotoğrafımın olduğu sayfayı çeviriveriyor.
"Buraya gelen kızlar.Hatta senin kızların." dedikten sonra yüzümde gülümseme oluşurken "Evet çok güzeller değil mi?" diye ekliyorum.
"Elbette" diyor Dr Arvin."Büyük olan Emily.Sana neler anlattı bilmiyorum ama bize hiç bilmediğimiz şeyler anlattı.Açıkçası biz senin ne adını ne de nereli olduğunu bile bilmiyorduk.Holly aslında bizim uydurduğumuz bir isimdi.Gerçek adına dair hiçbir ipucu bulamamıştık ki geçen gün kızlarınızla birlikte gelen bir beyefendi herşeyi bize anlattı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulaşık Teli - Hastane
Übernatürliches23.12.14 Bir Akıl Hastanesi! Günler geçtikçe benliğinin yok olduğunu farkeden ve gölge gibi peşinde gezen geçmişini araştıran biri ; "Holly" ve onunla aynı kaderi paylaşan diğer arkadaşları.Birbirinden başka güvenecekleri kimse yok.Küçük bir aşk ile...