"Ya bi git ordan" diyip önünde dönen Yunhoya en kötü bakışlarımı attım "ben ciddiyim o kim biliyor musun babamı öldüren o itin oğlu" Yunho başını onaylamaz anlamda salladı "San bunu yapma pişman olursun insanlar suçlu olsa bile bunu çocukları ödememeli" sıkıntıyla nefes verdim. "Bu yolda her şeyi yapabilirim çünkü annemi kaçırdılar ve onu kullanmam gerekiyorsa kullanıcam" Yunho "bir şeye ihtiyacın olursa söyle onun dışında beni bulaştırma" dedi ve dersi dinlemeye koyuldu şunun ders aşkı beni sinir ediyordu. Kaçırılan teyzesi olmasa neyse ama mal çocuk.
Sonunda ders bittiğinde Yunho'ya kalkmasını işaret ettim ama kalkmadı "iyi bende üstünden geçerim" diyip adım atmıştım ki ayağa kalktı düşücekken son anda boynuna tutunmuştum. "Canına mı susadın sen?" diyordum ama aynı zamanda gülüyordum da gıcık da olsa beni neşelendirmek için yapmıştı. Gülüyordum ki kapıdan elinde tostuyla giren woo yu görünce gülümsememi durdurdum onun ardından gidecektim ama yapamamıştım bu yüzden Yunho'nun sırtına bir tane vurdum. "Yuyu karanlık tarafımla tanışmak istemiyorsan beni indir" dedim o da ikiletmedi zaten.
Beklemeden woo'nun yanına gittim ne diyeceğimi bile bilmiyordum ama bir yerden başlamak gerekiyordu. Woon'un önündeki sıraya oturup ona döndüğümde şaşkınlıktan yutkunamadı. Lokması boğazında kalmış olucak ki öksürmeye başladı. Sırtını sıvazladım ve suyunu açıp ona içirdim. Biraz kendine geldiğinde "iyi misin?" diye sordum başını olumlu anlamda salladı. "Neden yanıma geldin?" diye sordu güzel bir sebep bulmalıydım ama yoktu. "Çok sosyal bir insan değilim anladığım kadarıyla sende değilsin o yüzden arkadaş oluruz diye düşündüm" gülümsedi biraz mutlu biraz da tedirgin görünüyordu. "Yanlış anlaşılmaktan korkabilirsin ben ..." diycegi şeyi bildiğimden lafını kestim. "Bende gayim problem yok yani" dedim. "O zaman olur ben Wooyoung kısaca woo diyebilirsin" dedi demek beni tanımazdan geliyordu o zaman bende öyle yapacaktım. "Okuldan sonra beraber takılalım" dedim ve sırama döndüm.
Woodan#
Son ders bedendi ve San okuldan sonra takılalım dediği için çok heyecanlıydım kimseye çaktırmadan erkekler tuvaletine girdim saçıma ve kiyafetlerime çeki düzen verdim.
San'ın beni tanımamasına şaşırmıştım ama onunla bir şansım varsa bunu mahvetmiycektim. Bu son istediğim şey olurdu.Az sonra tuvalete iki erkek girdiğinde bana bakıp gülüştüler. "Ne bakıyorsunuz?" diye sinirle soludum. Biri kahkaha attı ve "San'ı görünce dibi düşen o kadar çok kız varken ümitle ona baktığın için gülüyoruz" dedi. Haklıydı San'ın etrafını sanıyordu kızlar beden dersi boyunca onu rahat bırakmamışlardı ama bilmedikleri birşey vardı o da kızlarla ilgilenmediği. "San benim arkadaşım ve bu sizi hiç ilgilendirmez" diye çıkıştım diğerine göre biraz daha uzun olanı üzerime yürümeye başladı. "Haddini bil yoksa seni komalık ederim" diye söylendi. O sırada bir öksürme sesi duydum bu San'dı "hemen uza buradan" San öyle bir hiddetle söylemişti ki bunu ben bile ürkmüştüm çocuklar ama diycek gibi olsalarda San'ın bakışları çekip gitmelerine sebep olmuştu
"Seni arıyordum demek burada bunlarla uğraşıyordun"
"Evet maalesef mafya bir baba bile bunları korkutmaya yetmiyor sanırım senin gibi olmalıydım" San yüzünde şaşkın bi ifadeyle bana baktığında kırdığım potu fark ettim neden Mafyanın oğlu olduğumu söylemiştim ki. Şimdi her şeyi anlayacak ve okul bana eskisinden de daha çok zehir olacaktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark ~Woosan~
FanfictionMafya çocuğu Wooyoung ve Düşmanı San çok fena şeyler olacak ... Engellerin arasında boğulurken yine de beraber olabilecekler mi?