28

335 31 8
                                    

Yazardan devam

Mina ve Arin birbirleriyle görüşmeseler de bu işi birlikte başarmış ve Momo'yu delirtmeyi başarmışlardı aslında hâlâ aklı başındaydı her şeyi hatırlıyordu neler olup bittiğini anlıyordu ama gördüğü hayaller ve takip edilmenin verdiği o psikolojik baskının üzerine bir de Arin'in ona gönderdiği tektit mektupları eklenince Momo bile delirdiğini düşünüyordu çünkü bu mektuplar Momo okuduktan  hemen sonra kayboluyordu daha doğrusu Mina onları yakıyordu.

Momo hastane arabasından inenlere baktığında irkildi herkes oradaydı Wooyoung ve San el ele en önde ve arkalarında da Yeosang hariç diğer arkadaşları vardı. Herkesin yüzünde tatmin olmuş bir ifade olduğuna yemin edebilirdi Momo, o öylece deli gömleği giydirilip götürülürken hâlâ umutla Woo'ya bakıyordu bir şey yapmasını onu kurtarmasını bekliyordu ama kimse bir şey yapmıyordu çünkü bu Wooyoung ve San'ın intikam alış şekliydi.

San'dan###

Sanırım mutlu ve huzurlu olan sadece bir gün geçirebildim neden bu kadar azdı ki? İntikamımı almış olmanın ve Woo'nun yanımda olmasının tadını çıkarıyor olmam gerekiyordu şimdi ama yapamıyordum çünkü aklım beni arayan kişideydi o konuşmayı defalarca kez düşünmüştüm ama bir türlü anlamlandıramıyordum. Benden ne istiyordu birden bire bu adam nasıl olmuştu da beni bulmuştu

"Merhaba evlat,görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi?"
"Kimsiniz?"
"Eski bir ortak San hem de babanın borcu olan bir ortak"
"Babam... öldü...uzun zaman önce"
"İşte bu yüzden onun borcunu sen ödeyeceksin"
"Ne istiyorsun?"
"Yarın öğlen 2 de sana atacağım adrese gel öğrenirsin"

Bunu dedikten hemen sonra da telefonu kapatmıştı beni çağırdığı yer bizden çok uzak değildi arabayla yarım saatte gidebilirdim ama gidip gitmemekte çok kararsızdım. Bunu o kadar çok kafaya takmıştım ki kimseyle konuşmuyordum Woo benimle konuşmaya çalışıyordu ama okulda pek vakti olmuyordu okuldan sonra da hemen işe gidiyor ve eve geç dönüyordum bu arada hepimiz Woo'nun yanına taşınmıştık onlar yanında olduğu için içim rahattı en azından ama onlar da bana ne olduğunu sormaya başlamıştı ve söyleyip söylememek konusunda kafam çok karışıktı.

Saat yaklaşıyordu son anda gelen kararla oturduğum yerden kalktım herkes bana dönmüştü çünkü hep birlikte oturma odasına doluşmuş film izliyorduk bir tek Jongho ve Yunho yoktu aramızda çünkü bizim yaşadığımızı Momo'ya söyleyen kişinin Jongho olduğunu öğrenmiştik ve hiç birimiz onunla görüşmek istememiştik. Yunho da onunla kalmayı tercih etmişti çünkü onu suçsuz bulmuştu

Hongjoong "ne oldu neden ayaklandı?" diye sorduğunda ne diyeceğimi bilemeyerek kafamı kaşıdım "şey... bir işim vardı da unutmuşum" diyip Woo'yla ikimizin olan odaya girdim kilitli bir çekmecem vardı ve buraya silahımı koymuştum çünkü lazım olacağını düşünmüştüm silahı belime yerleştirdiğim de bir kırılma sesi duydum ve dönüp arkama baktım.

Woo dehşete düşmüş gibi bana bakıyordu anlaşılan görmüş ve elinde ki bardağı yere düşürmüştü "be..ben hemen te...temizlerim burayı" kekeliyordu aceleyle yanına gittim ve onu kollarımın arasına aldım. "Korkma kötü bir şey olmıycak"
"Nasıl olmayacak o silahı napıcaksın?"
"Woo bu sadece tedbir geri geldiğim de sana her şeyi anlatıcam tamam mı?" dedim ve anlını öptüm.

Woo göndermek istemese de diğerlerine çaktırmamak için birşey diyemedi evden çıkarken uzun süre arkamdan baktı ben arabayla uzaklaşana kadar girmemişti içeri.

Bana verilen adrese geldiğim de derin bir nefes aldım ve arabadan indim beni eski bir mezarlığa çağırmıştı oldukça ıssız bir yerdeydi. Bana doğru gelen adamı gördüğüm de kaşlarımı çattım Chan abi babamın eskiden beri çalıştığı bir kişiydi babamı mafyaya o bulaştırmıştı ben istemsizce elimi belime atmak üzereyken Chan abi gelip bana sarıldı beklemediğim bir hareket olduğu için afallasamda bende sarıldım

Geri çekildiğimde Chan abi bana bir zarf uzattı "sana bir silah da verecektim ama zaten varmış" dedi o an fark ettim bir elimin hâlâ silahımda olduğunu "sadece tedbir" dedim ve ekledim "beni tanırsın ben eli kanlı biri değilim" Chan abi elini omzuma koydu ve sıktı eli ağırdı ama pek de canımı yaktığı söylenemezdi "Bende eli kanlı bir adam değilim bilirsin" diyerek bir kahkaha attı doğru o adam öldürmezdi öldürtürdü "Abi benden ne istiyorsun?" diye çıkıştım "Bu nasıl samimiyetsiz bir karşılama buralara kadar sırf senin için gelmişken üstelik" kaşlarımı çattım sahiden hiçbir şeye anlam veremiyordum. "Ne demek istiyorsun?" diye çıkıştım bu kez de burada olmamalıydım hiç geçmemeliydim "babanın bana 50Milyon won borcu vardı ama ödeyemeden gitti. Ödeme yükümlülüğü de sana geçti evlat" dişlerimi sıktım yalan atıyordu babamın ona değil onun babama borcu vardı.

"Sen kimi kandırıyorsun it" diye bağırdım ama bu benim için iyi olmamış beş adamı birden bana saldırmıştı karşılık versem de hepsine gücüm yetmemişti Chan abinin "yeter" demesiyle geri çekildiler.

"Şimdi evlat ya bana o parayı getirirsin ya da benim adamım olarak çalışırsın karar senin" bir ona bir de adamlarına baktım ona o parayı verecek kadar gücüm vardı korede ki mülklerimi satabilirdim ama bunu yapmak istemiyordum o an aklıma daha iyi bir fikir gelmişti.
"Tamam senin için çalışıcam,ilk görevim de bu zarfta yazıyor anlaşılan" dedim ve arabama doğru ilerledim

Dark ~Woosan~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin