Yeosang'tan###
~Kore'ye dönmeden önce~Ellerimi pantolonuma sildim çünkü gerginlikten ellerim titriyordu Mingi'ye bir sürü mesaj atmış ve en sonunda buluşmak için ikna edebilmiştim ama o beni dışarda bir yere çağırmak yerine kaldıkları pansiyona çağırmıştı San'ın halini göreyim ve onlara hak vereyim diye yapıyordu bunu ki başarılı da olmuştu onların açısından düşününce oldukça haklılardı tabi ki ama sahiden kimse Woo'nun ne kadar perişan olduğunu göremiyor muydu?
Düşünmeyi bırakıp zile bastım Mingi beni içeri alıp kapıyı kapattı ve odaya doğru yürümeye başladı ama kolundan tutarak durdurdum. "Buraya seninle konuşmak için geldim Mingi" dedim. Kaşlarını çattı sinirli gözükmek iste de bu hali komikti "sen beni terk etmemiş miydin?"
"Yoo sen rüya görmüşsün"
"Tabi canım tabi tabi" derken istemeden gülmüştü "özlemişsin beni kabul et lan" dediğim de dayanamayıp sarıldı "ulan başkası olsa gözünün yaşına bakmam ama sana zaafım var"
"Çok aşıksın ondandır"
"Sen daha aşıksın sonuçta çok yakışıklıyım"
"Hemen de abart zaten it"
"Yakışıyor mu sevgiliye it falan demek?"
"Barıştık yani?"
"Ben zaten inanmamıştım terk ettiğine, bence de rüya görmüşüm" dediğinde yanağını öpmek için parmak ucumda uzanmıştım uzundu sonuçta benden.San "Hiç görmedim var sayıyorum" diyerek yanımızdan geçtiğinde geri çekildim onun gözüne sokuyor gibi olmak istemiyordum zaten yarası tazeydi. Mingi de bunu anladığından laf etmedi ve birlikte geçip oturduk. Buraya gelmemin en büyük nedeni Woo'ydu San'la konuşmamı durumunu öğrenmemi istemişti.
"San" dediğimde San bana baktı ve uzun uzun ofladı
Yunho "ne olur ondan bahsetme bu ateşleniyor falan zor toparladık" dedi ama yine de "hiç Woo'yla konuşmayı düşündün mü?" diye sordum San başını olumsuz anlamda salladı "onu çok özlüyorum ama görünce de sanki her tarafıma bıçaklar saplanıyor" dedi diyecek birşey bulamayarak ellerime baktım arkadaşıma destek olacak birşey söyleyemiyordum da "bir açıklaması var mıymış?" San bu soruyu sorarken yüzüme umutla bakıyordu belliydi en ufak bir açıklaması olsa hemen koşucaktı Woo'ya "hayır Woo hiçbir şeyi hatırlamıyor" dedim.Ondan sonrasında San hiç konuşmadı ben Mingi ve Yunho onu çok konuşturmaya çalışsak da kendini bizden soyutlamıştı.
Biz otururken bilinmeyen bir numara arayınca şaşırarak açtım telefonu."Buyrun?"
"Ben babanız için arıyorum sağlığı kötüye gidiyor ve ölmeden önce sizi görmeyi çok istiyormuş"
"Ama ben Kore'de bile değilim"
"Anlıyorum ama durumu gerçekten çok kötü çok az ömrü kalmış eğer gelmezseniz cenazesinde de kimsesiz olacak, başka bir akrabanıza ulaşamadık"
"Peki geleceğim" diyerek telefonu kapattım ve zorla gülümsedim babamın hastanede yattığını kimseye söylememiştim söylemeye de niyetim yoktu "çalıştığım yerden çağırıyorlar zaten uzun süredir izin kullanıyordum" dedim ve apar topar evden çıktım. Woo'ya uğrayacak ardından da hemen Kore'ye geri dönecektim.Hongjoong'dan ###
Sonunda Hwa benimle konuşmayı kabul etmişti ama hâlâ tartışma halindeydik "böyle bir şey olsa sen bana sormaz mısın ne olduğunu?"
"Sorarım ama sende biliyorsun Woo'nun bir açıklaması bile yok!"
"Yine de konuşmalılar belki bir hata yapmıştır Woo ama onun da perişan olduğundan eminim"
"Beni delirtme Hwa ben seni aldatsam tamam hadi affettim devam edelim mi diyeceksin?"
"Evet çünkü sana güveniyorum ama neden biriniz bile Woo'ya güvenmjyorsunuz"Ofladım ve arkama yaslandım Hwa'yı da kolumun altına çektim o kimseye kıyamıyordu herkes mutlu olsun istiyordu ve onun bu huyu beni ona daha da çok bağlıyordu. "Kolay değil ki Hwa San daha önce hiç böyle bir şey yaşamadı kimseye güvenmedi bu kadar üstelik bir de düşmanlardı yine de sevdi onu şimdi neler hissediyordur bir düşün" Hwa konuşmayıp biraz düşünür gibi yaptı ardından "haklısın biz onlar için birşey yapamayız ama en azından Woo'ya da destek olalım onu da yanlız bırakmayalım" Hwa'nın saçlarını öptüm "buradan ne yapabiliriz ki biz?"
"Bizde gidelim oraya, evet burada bir düzenimiz var ama bir süreliğine gidip sonra geri döneriz" Hwa bunları söylerken bana öyle bir bakıyordu ki reddetmem imkansızdı, başımı olumlu anlamda salladım "nasıl istersen Hwa,nasıl istersen"Mina'dan###
Momo "Anlıyorum ama durumu gerçekten çok kötü çok az ömrü kalmış eğer gelmezseniz cenazesinde de kimsesiz olacak, başka bir akrabanıza ulaşamadık" dediğinde içimden bir yuh çektim bu kız sahiden kafayı yemişti. Ve benim birşeyler yapmam gerekiyordu San'ı seviyordum evet ama onun mutlu olmasını istiyordum benimle olmasa da ben mutluydum Momo'nunkiyse bence sadece bir takıntıydı şimdi Yeosang'ı da Woo'dan uzaklaştırmıştı onu sevdiğini söylese de zarar vermekten başka bir şey yapmıyordu buna artık göz yumamazdım Momo öğrendiğinde başıma iş açabilirdi ama sorun değildi.
Hazırlanıp Momo'ya çaktırmadan evden çıktım ve Woo'nun evinin yolunu tuttum ona her şeyi anlatıcaktım aslında anlatmam gereken kişi San'dı ama ona gidemezdim onu görünce hiçbir şey söyleyemiyordum sürekli söylemeye niyetlensem de olmuyordu bu yüzden Woo'ya gitmeyi seçmiştim.
Woo'nun evine geldiğimde derin bir nefes aldım kendi kendime "bunu yapabilirsin" dedim ve zile bastım ama daha kapı açılmadan biri beni yakalamış ve oradan uzaklaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark ~Woosan~
FanfictionMafya çocuğu Wooyoung ve Düşmanı San çok fena şeyler olacak ... Engellerin arasında boğulurken yine de beraber olabilecekler mi?