24

277 25 7
                                    

San'dan###

Woo'nun yanından geçip giderken tüm kanımın çekildiğini hissediyordum koşarak çıktım klinikten ve beni bekleyen arabaya girdim. Küfür etmeye başladım her ikisine de sövüp duruyordum. Woo'yu görmek kalbime hiç iyi gelmemişti.

Yunho:hayal görmedin di mi lan?
Mingi:ben sana demiştim şu Woo değil mi diye de inanmamıştın mal
Yunho:kaderlerinde varmış karşılaşmak demek ki ben napıyım

"Böyle kaderin taa..." dedim ve sonunu getirmeyip sustum sonuçta daha kötüsü de gelebilirdi başıma mesela Woo ölse dayanamazdım bunu düşünmek bile beni üzünce gözlerimi kapattım ve "ben uyuycam bana ellemeyin" dedim ve uyku moduma geçtim

.....

Uzun bir yolda yürüyordum sonu nereye çıkacak hiç bilmeden öylece yürümeye devam ettim. Tüm yorgunluğum gitmiş ve harika görünüyordum üzerimde ki takım elbise özellikle benim için kesilmiş gibi duruyordu ve bu benim öz güvenimi daha da yerine getiriyordu. İçımde garip bir mutluluk vardı.

Woo'yu gördüğümde yüzüme yayılan gülümseye engel olamadım harika görünüyordu o da bir takım elbise giymişti ve oldukça yakışıklı görünüyordu bana doğru geldi ve ellerimi tuttu o kadar huzurlu bir andı ki...

"Seni özlemişim" dedim cevap vermek yerine beni öpmeyi tercih etti. Bir süre sonra geri çekilde yine utanmıştım işte "hep sen mi utandırıcaksın" dediğin de elimi yanağına yerleştirdim ve "senin utanmanı daha çok seviyorum" dedim onun o utanınca sevimli olan halini görmeyi bekliyordum ama bir anda gözümün önünden kayboldu.

Sonra onu evde başkasıyla gördüğüm ana döndüm yatıyordu yanında ki adamı umursamadım bu kez oturdum yatağın yanına yüzünü seyrettim biraz her şeye rağmen çok güzel uyuyordu ağlıyordum ama o an ona kızmıyordum sadece saçlarıyla oynuyordum.
"Woo bana nasıl yaptın bunu?"
"Yapmadım ki San"
"Yalancısın ama sana inanmak istiyorum" dediğim de gene ortam değişti.

Bu kez babamın öldüğü o uçurumdaydık daha önce orada intiharı düşünmüştük evet ama yapmamıştık şimdiyse Wooyoung orada durmuş yüzündeki göz yaşlarına rağmen gülümseyerek bakıyordu bana "gidiyorum San" dedi içimden bir parça koptu sanki gidemezdi ona doğru koştum ama artık çok geçti.

......

Nefes nefese uyandım o kabustan eve gelmiştim muhtemelen Yunho beni taşıyıp yatağıma yatırmıştı. Gözümü açar açmaz sövmeye başladım.

Tabi Yunho bizimkileri hava alanına almaya gittiğinden sövmelerime maruz kalan Mingi olmuştu "neden uyandırmıyorsun beni it ne biçim bir kabus gördüm"
"Ne biliyim lan ben mi görüyordum senin rüyanı"
"Sus konuşma ben haklıyım burada"
"Of sen ne çekilmez bir şey oldun git barış şu Woo'yla da kendine gel"
"Anma şunu" dedim sanki nefret ediyormuş gibi ama etmiyordum edemiyordum hâlâ çok seviyordum ve içimden oldukça kötü bir his vardı o kabus yüzünden aklım Woo da kalmıştı bu kez düşünmeden hareket ettim düşünsem kesin gidemezdim.

Evden öyle hızlı çıkmıştım ki Mingi ağzını bile açamamıştı

Woo'dan###

Psikoloğa derdimi anlamayı defalarca denedim ama anlatamadım kelimeler çıkmıyordu ağzımdan psikolog benimle konuşuyor beni rahatlatmaya çalışıyordu ama dediği hiçbir şeyi duymuyordum.

Kadının arkamdan seslenmesini umursamadan çıkıp bir dolmuşa atladım ve evimin yolunu tuttum bir durak kala indim ve eczaneye uğradım bir jilet istedim Türkçe bilmediğim için İngilizce konuşuyordum ama kasadaki kadın boş boş suratıma bakıyordu. Sinirle eczaneyi aramaya başladım çok geçmeden bulabilmiştim.

Kasaya götürüp konuşmadan parasını uzattım iyi ki San bana daha önce para vermişti çünkü ben hiç Kore parasının burada geçmeyeceğini düşünmemiştim. Kadın parayı alıp üstünü uzatınca aceleyle çıktım eczaneden ve hızlı adımlarla eve gelip kapıyı kapattım San'la ikimizin odasına girip etrafa göz gezdirdim ardından jileti açtım ve bileklerime bastırmaya başladım ama bekliyordum en azından hayal de olsa San'ı görebilmek için

Çok beklememe gerek kalmamıştı hemen gelmişti gülümsedim "Bende seni bekliyordum" dedim. San şaşkın bir ifadeyle baktı bana "ben gidiyorum San" dedim sonra da iç çektim "sen hayal olduğuna göre beni durduramazsın o zaman elveda sevgilim" dedim ve hızla tek bileğimi kestim daha doğrusu San'ın bileğini kestim çünkü kolunu uzatarak beni engellemişti işte şimdi şaşırma sırası bendeydi.

San beni kendine çekti ve sımsıkı sarıldı kanı yere damlayıp rahatsız edici bir ses çıkarıyordu ama o bunu umursamıyordu bile "Sana bir sır veriyim Woo,ben oldukça gerçeğim ve hiçbir yere gitmene izin vermem sevgilim"

Başımı omzuna koydum ve kokusunu içime çektim nasıl da güzel kokuyordu nasıl da özlemiştim onu "nasıl oldu da geldin?"
"Rüyamda gördüm, sana istediğim kadar kızgın olıyım yine de ölmene dayanamam Woo"
"Beni affettin mi yani?"

San bir adım geri çekildi ve bana bakmaya başladı ne diyeceğini bilmiyormuş gibi bir hali vardı elleriyle oynuyor beni süzüyor ama konuşmuyordu. "Peki söylemiyorsun madem anın tadını çıkarmama izin ver" dedim ve ona yeniden sarılıp kafamı omzuna koydum.

Dark ~Woosan~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin