Bölüm : 4

1.9K 198 138
                                    

Uzun bir bölüm yazdım lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin.


Kardeş


Normalde bir insanı; en sevdiği yemek veya en sevdiği renkten ötede, ufacık bir sözünüzle nasıl hissedeceğini bilecek, gözlerine baktığınızda onun sizde gördüğü şeyleri seçebilecek kadar, dokunmak için uzanan elini havada asılı bırakıp, tereddüte düşüren o sinsi duyguyu ağzını açıp şikayet dahi edemeden anlayacak kadar tanıyorken, nasıl o kişiye olan tüm bu hassasiyetinizi kaybedebilirdiniz? Nasıl artık gözlerine baktığında sizde ne gördüğünü anlayamaz, onu tereddüte düşüren şeyi kendisinden önce anlayamaz olurdunuz?

Geniş ve soğuk salonun ortasında öylece dikilip, karşında onu yüzünde munzur bir ifadeyle izleyen Taehyung'a bakarken bunu düşünüyordu. Ona baktığında artık ne hissettiğini anlayamıyordu. Bu ikisi için de geçerliydi gerçi. Yaşadıkları şeylerin aralarında kurduğu bağ kırılmış gibiydi. Ha Neul Taehyung'a olan tüm hassasiyetini hiçbir şey hatırlamıyor oluşu yüzünden mi kaybetmişti? Taehyung, şu anda, bu yolculuğa çıkarken ya da çıktıktan sonra, hissettiği şeyleri anlayamıyordu Ha Neul'ün. Belki bu sebepten Ha Neul de artık Taehyung'u anlayamıyordu. İlişkileri boyunca birbirlerine ne kadar zıt olmuş olursa olsunlar içlerinde çoğalan sevgi zıtlıkları ortak bir noktada kesiştirmeyi başarıyordu. Şimdi ise Ha Neul o noktada tek başına dikiliyor gibi hissediyordu, ya da artık zıtlıklarından hiçbiri kesişmeyi beceremiyor gibiydi.

Taehyung üşüyen bedenini belinden tutarak kendisine çekti. Ha Neul anında kollarını boynuna sarmış, parmakları alışkanlıkla saçlarına dolanmıştı. Gözleri kenetlenmişken Taehyung'un yüzündeki o muzip sırıtış hâlâ olduğu yerderdi. Yaramazlık yapalım derken ciddi olmadığını biliyordu. Uyandığından bu yana ufak tefek yakınlaşmalardan ileriye gitmemişlerdi. İkisi de hep bazı sebeplerden ve içlerindeki hislerden dolayı bir yerden sonra durmayı doğru bulmuştu. Bu yüzden şimdiki iş atmalarını onu keyiflendirmek için yaptığını biliyordu.

Doğrusu Ha Neul bazen onu gerçekten istiyordu. Hatta birkaç hafta öncesinde Taehyung kendini geri çekmemiş olsaydı bedeniyle bir kez daha buluşacaktı. Tam tadına varamadan muhtaç bırakıldığı dokunuşlarını özlemişti, bundan utanmıyor ya da gizlemiyordu. O geceki yakınlaşmaları spontane gelişmiş olsa da Ha Neul o anda gözlerini şehvetle karartmıştı. Ancak Taehyung şaşırtıcı şekilde kendini geri çekmeyi başaran taraf olmuştu. Normalde biri bir diğerini durması için uyarmak zorunda kalmaz, ikisi de sınırı aşmazdı. Ha Neul o gece sınırı geçmeye hatta yok etmeye çok hazırdı. Böylesine arzu doluyken ve vücudu tümüyle onu beklerken Taehyung'un kendisini geri çekmiş olması o anda kadınlık gururunu incitmişti doğrusu.

Birbirlerinden neden uzak durmayı tercih ettiklerini ikisi de anlayabiliyordu. Ha Neul'ün o gece sınırları yok sayması Taehyung'u da zor duruma düşürmüştü. Banyoda kendini rahatlatmaya çalışırken engel olamadığı boğuk iniltileri ve Ha Neul'ün yarı çıplak bir şekilde, şişmiş dudakları ve şehvetinin uğradığı hayal kırıklığıyla yatağındaki soluklanışları, birbirlerine karışma, gürleme şansı varken aynı hezimetle ayrı ayrı yerlede harcanıyor olmasına lanet ettirirken o gece ayrı uyumaya karar vermişlerdi.

Ha Neul Taehyung'un geri çekilmesine o anki hormon hücumu yüzünden kırılmış veya sinirlenmiş olsa da ertesi gün bunu başarabildiği için onu taktir etmişti. Birliktelikleri sonrasında ikisinden birinin pişman hissetme olasılığına karşı yaptığı doğru bir şeydi. Ki muhtemelen pişmanlık duyacak taraf, isteyen kişi, yani Ha Neul olacaktı. Taehyung da onun gibi hormonlarına yenilebilirdi ama Ha Neul'ü düşünüp durmayı başarabilmişti.

Good and Bad² [ V ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin