Bölüm : 15

1.5K 163 178
                                    

Vazgeçilmesi En Kolay Parça


Göz, görmek ister. Bir tatlı gülüşe hasret düşmeden yenisini, hatıralara gerek kalmadan yüzünü. Kulaklarsa işitmek. Dünyadaki tüm sesleri içinde boğan derinliği, baş döndüren kelimelerini, sadıklığını. Ten dokunmak, dokunulmak. Kimseyle paylaşmadığı dudakları, türünü alçakça duygulara düşüp kıskandırmak istercesine öpmek, ellerine olduğu maddeden daha fazlasıymış gibi hissetmek, aydınlanmak yeniden; can veren odunlar şahitliğinde ve ısınmak bilmeyen duvarların arasında. Ulaşmak ister ayaklar. Yürümek o yolları; uzakmış, ne zahmetli ne engebeliymiş, geliyorum ama tükenmiyor, yoruldum demeden. Dinlenmek ister kalp, yatışmak ve sevmek, sevilmek. Birine ait olmak. İcap ettiğinde yanmak bir tutam ateşte, tüm dinginliği kenara itip o telaşı kucaklamak, nefes nefese kalmak. Dünyadaki her çiçeğe, türlü esanslara sırt çevirip bir onun kokusunu duymak. İnsan kavuşmak ister.

Yaratılışımızdan mıdır tam olma arzumuz? Bu tükenmek bilmeyen, insanı hasta düşürecek kadar mecalsiz bırakan özlemler sahiden Tanrıdan gelme midir? Akılı almıyor insanın. Nasıl o olmadan nefes alamaz olursun? Dünyadaki tüm oksijen tükenmedi ya! Her zaman yaptığını yap ve nefes al işte. Ya o güzellikler nasıl hiç olur? Kör olmadın ki, nasıl gözün görmez artık? Bak çiçekler aynı, ağaçlar da öyle. Sular hâlâ tertemiz, güneş vaktiyle doğup batıyor, âlemde sürdürüyor yaşamı. Nasıl ayak uyduramaz olursun? İnsan nasıl düşer elini kolunu bu denli fena bağlayan, kendi sonunu böyle acı çektire çektire getiren bir sevdaya? Ha Neul nasıl düşmüştü?

Kim Taehyung...

Şimdi bir kapı eşiğinde durup hakkında düşünmek tamamiyle bedenini sarsıyor, ürpertilere boğuyordu. Onu ilk gördüğü gün geldi aklına. Saniyeler içinde bileğinde izi kalan yanık sızladı, babası yeniden aciz ve utanmaz duruşuyla borçlandıklarını söyledi. Ellilerinde bir adamla karşılaşmayı beklerken kusursuz tenini ve keskin yüz hatlarını görmenin şaşkınlığını bir kez daha yaşadı olduğu yerde. Yeniden etkilendi, yeniden çaresiz düştü. Anımsadı; ne güzeldi yüzü... Tazecik, tertemiz. İnanılacak gibi değildi, nasıl bir insan bu kadar güzel olabilir? Tanrı nasıl onca güzelliği yalnızca bir kuluna bahşedebilirdi? Hele tebessümleri yok muydu o ağzının? Yer yer orada olmaması gerektiğini haykıran, bazenleri alaycı, bazenleri güzelliğiyle can yakıcı ve çoğu zaman tedirgin edici. Konuşmayı da pek severdi tabii. Sivriydi de dili. Hoş laflardan çok anlamaz, özenle seçtiği kelimelerin karşısındaki kişinin canını muhakkak yakacak olmasına dikkat ederdi. Eski bir gerçekle yeniden titredi; başına ne gelirse bil ki bendendir diye fısıldadı etrafını kuşatan geçmişi.

Zor bir insandı, yalan değil. İnatçı, kurnaz, kaba... Hasım olmaya cesaret edilemeyecek seviyede korkutucu, istekleri yerine getirilmeyince ellerini kana bulamaktan çekinmeyecek kadar kara gözlü. Hayır demek, kurallarını red etmek mümkün değildi bir kere. Hele ilgisini çektiysen kıskaçlarından kurtulmak ihtimalli dahi yok. Buradan bakıyordu da nasıl aşmışlardı onca yolu? Şimdi bile çok uzak bir ihtimal gibiydi onunla olmak. Sanki tüm ilişkileri bu geceden ibaret. Onu beklemek, özlem çekmek ve kavuşmaya hep bir adım kalmış gibi heyecana gömülmek. Bu kadar. Öncesi yaşandı süphesiz ama hatırlamaktan ileriye gidememişti. Dudaklarındaki sızı bedenine yeni bir uyarı gönderdiğinde derin düşüncelerinin koynundan canice kopartılıp yakasından tutulduğu gibi gerçekliğin önüne atıldı.

Gözleri dikildiği zemini yeniden seçer olmuştu. Hakikatten az önce Taehyung aramıştı değil mi? Tek kelime etmemişti ancak o olduğunu anlamak da dünyanın en zor işi değildi ya! Duyduğu sesler kapının ardındaki kişinin de o olduğunu fısıldıyordu. Bunu duymaya muhtaçlığı olan, boynu bükülmüş, isteklerinden uzak bırakılmış tüm yönleri büyük bir tatminliğin kıyılarında dolaşıyor, bedenine ferahlık yaymaya çalışıyordu. Sevgilin burada, onca günün hasretiyle yeniden sana geldi, eskiden de söylediği gibi; ışığını takip edip yörüngeni buldu. Tüm ihtiyacı ise dudaklarında biriktirdiğin özlemindir. Eli ayağına dolaştı. Kapıya ulaşamadan devrilecek zanneti olduğu yere. Adımları dengesizleşti, koltuğun kenarına çarptı. Çivi çiviyi sökmedi, bacağındaki sızı dudaklarındakini bastıramadı.

Good and Bad² [ V ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin