Bölüm : 30

1.1K 107 133
                                    

♧ Sarsılarak Açan Çiçek ♧ 



20.09.15

Olgunlaşmış, yahut olgunlaştığı sanılmış bir ruhu en çocuk yerinden vuran, en aşağılık saldırıyı gerçekleştirip insanı deviren, kendinden şüphe ettiren duygu hangisidir? Yanılanlar öfke diyecek belki, daha yumuşak, romantik bakanlar ise sevgi. En benzerine aldanıp pişmanlık diyecek bazıları da. Hayır...

İnsanı asıl deviren şey hayal kırıklığıdır.

Bu lanet his ruhu öyle bunaltır, öyle kırar ki; bölünen her küçük parçada ayrı noktalara ulaşıp her yaşına yayılır insanın. Hepsinde izler bırakır ve bir yerden değil bin yerden hissedersiniz o ince sızıyı. Bundan sebeptir çöküşler, ağlanmadan atlatılan histeriler. Bundandır insan ırkına olan güven neslinin tükenmesi. Ve belki de bundandır asla olgunlaşmayan yahut erkenden olgunlaşan ruhların varlığı; hayal kırıklığından.

Peki neydi bunun telafisi? Uğramak ya da uğratmak fark etmez. Neydi çözümü? Eğer cevabı bilen biri varsa hemen gelip de Namjoon'la paylaşsa iyi olurdu. Çünkü şu anda hem hayal kırıklığına uğramış, hem de uğratmıştı. Günlerdir çatık duran kaşları ve buruşuk alnı yüzünden başı deli gibi ağrıyordu, gözleri kızarmış, elleri titrer, adımları tekler olmuştu. Daha mutsuzdu artık, daha yalnız. Daha değersizdi. Artık sadece yetersiz bir evlat değil, aynı zamanda arkadan bıçaklayan bir arkadaştı. Dudakları titrerken sertçe burnunu çekti. Kızarık gözleri sürekli olarak sulandığından dolayı burnu durmadan akıyordu. Mahvetmişti her şeyi. Bir adımda aydınlığa çıkartacağını sandığı insanları aynı adımda ölüme bulamıştı. Yaptığı küçük çaplı planı alıp da babası öyle ilerlemişti ki kaydı tutulan, kimliği belirlenen ceset sayısını hatırladıkça saçlarını çekiştiriyordu. Bitirdim diyordu kendi kendine. V'nin gözündeki saygımı, gönlündeki varlığımı, saydığı arkadaş hatrımı tükettim.

Tökezledi. Yürüdüğü yolu göremez olduğundan kaldırımdan indiğini fark edememiş, bileğini hafiften burkmuştu. Diğerleriyle buluşabilmek için beton eve gitmeye çalışıyordu. Olanları anlatmaya karar vermişti. Özellikle Rosé'den haber alamıyorken yaptıkları bu hatanın altında daha fazla ezilmeye dayanamayacaktı. O geceden sonra çok kez Rosé'ye ulaşmaya çalıştı ama nafile. Yer yerinden oynadıktan sonra oluşan enkazla baş başa bırakmıştı Namjoon'u. Şimdi ne yapmaları gerektiğini konuşmak bir yana, yakalanan ve dosyası kayıtlara geçenler arasında V olmasa da ona neler olduğunu öğrenmek istiyordu. Belki de Hyun Woo denilen adam tüm bunların cezasını V'ye keserek onu öldürmüştü. Rosé hiçbir şekilde iletişime geçmediği için neler olduğu hakkında fikir yürütemiyordu da. Her şey olmuş olabilirdi. Belki Rosé de ölmüştü. Ve belki de Namjoon fazla paniklediği için herkesin ölmüş olma ihtimaline yoğunlaşıyordu. Adım atmayı kesti, yolun ortasında dikildi biraz. Ölmüş olsa bile V'nin, ihanetini öğrendiğinde nasıl tepki vermiş olabileceğini düşündü. Gerçi dediği gibi ne bilip bilmediklerinden haberi yoktu, ama V bir şekilde öğrenirdi, buna emindi. Çünkü her zaman bir yolunu bulurdu böyle şeyleri bilmenin.

Acaba yıkılmış mıydı, yoksa o küçük, sinsi gözlerinin ihanetini çoktan ele verdiğini mi düşünmüştü? Zaten beklediği bir hamle miydi, yoksa ne olduğunu bile anlayamamış mıydı? Yok dedi içinden başını iki yana sallayarak. Yürümeye devam etti sonra. Bana o kadar da güvenmiş olamaz. Muhakkak bu hamleme karşı bir planı varmışdır. Hatta belki de acemilik ettiğimi düşünüyordur keyifle. İhanetimdeki küçük pürüzleri fark edecek kadar bilincindedir her şeyin. Tamamiyle saçmalıyor, boşuna vicdan yapıyorum. V bu. Bana gerçekten güvenip, arkadaş bilecek hali yok. Yaptığımız tek şey ilk tanıştığımız zaman ki gibi silah doğrultmak birbirimize. Benim namlumdan çıkan kurşuna karşı silahsız, kurşunsuz olduğunu söyleyemezdi. İnanamazdım buna. Saçlarını karıştırdı sağ eliyle. Tam olarak ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Bir yanı kabul edemeyeceği hiddetle V'yi hayal kırıklığına uğratmış olma ihtimaline üzülürken, diğer tarafı utanmazca bu yükten kurtulabilmek için iç sesinin haklı çıkmasını umut ediyordu. Ben ihanet etmiş olmayayım, o da bunu bekliyor olmuş olsun diyordu.

Good and Bad² [ V ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin