Bölüm : 10

1.9K 153 185
                                    

Uzun bölüm rekorumu kırdım. Bence sağlam bir geri dönüş oldu. Bölümle ilgili yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar ~ ♡


Gerçeğin Rüyası ♧


Korkuya sahip olmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz? Ancak korku duymak değil mevzu bahis; o duyguya sahip olmak. Mesela Taehyung. Daha doğrusu V... Korkuyu hissetmiyordu. O, korkuya sahipti. İsmiyle bile titreyen gözlere, tüm kötülüklerle özdeşleşmiş, baktığı kişiye göre değişen güzel yahut çirkin bir surete, ölüm meleğinin ismini çalıp, her dindeki tasfirinde yer bulan orağını var ettiği ince uzun parmaklara, dikenli teller misali değenin tenini yaralayan keskin sözlere ve kafasını koyduğunu asabilmek için zihninde büyüttüğü dar ağaçlarına sahipti.

Korkuya sahipti...

Genç bir kadının gözlerinde görmüştü bunu. Yüzünü gördüğü anda titremeye başlayan bedeninde, hiçbir şey yapmadığı hâlde kaçmaya yeltenen ayaklarında görmüştü. Çaresizliğinde, sıktığı dişlerinde, onu her süzdüğünde yok olmak ister gibi büzüşmesinde. En kötüsü de cesaret edebildiği ufacık bir anda ona iğrenir gibi bakmasında görmüştü korkuyu. Ondan, V'den deli gibi korkuyordu. Son görüştüklerinde babasını öldürdüğünü söylemişti tutmaya çalıştığı yaşlarıyla. Aklından neler geçirdiğini düşünmek istemedi. Buraya onun için bile gelmemişti ama o, kapıldığı korku ve telaşla babası gibi kendisini de öldürmeye geldiğini düşünmüş olmalıydı. Yarım bıraktığı işi seneler sonra tamamlamaya geldiğini, ya da onunla kişisel bir problemi olduğunu. Canını yakacağını, korkusunu besleyen herhangi bir ihtimalin gerçek olacağını.

Tam o anda, korkunun vücud bulmuş hali olan kadınla ilgili bir şeyleri hatırlayabilmek istedi. Azarlanan küçük kız çocukları gibi titreyen elleriyle eteklerine tutunmasını sağlacak hangi hatırayı bırakmıştı üzerinde? Şimdi. Bu anda hatırlamak istiyordu. Çünkü berbat hissetmişti. Yüzüne bile bakamadan babamı öldürdün dediğinde berbat hissetmişti. Aslen bu kelimeye pek yabancı değildi. Canına ve kendisine bu kadından daha yakın olan sevgilisi, Ha Neul de aynı şeyi söylemişti. Ne yazık ki aradan geçen zaman içinde bu gerçeği unutmuştu. Bir katildi. Hiç tanımadığı bu kadın, yüzüne acımasız gerçeği vurduğunda katlanamamıştı. Çirkin hissetmişti. Çok hem de. Vücudu tanımadığı o kadının dudaklarından daha koyu bir kırmızıya bulanmıştı. Nasıl kenara çekildiğini, ismini bile öğrenemeden söylediklerinin ağırlığıyla sarsılırken, kızın koşarak arabasına nasıl kaçtığını bile anlayamamıştı.

O gittikten sonra bile ocak soğuğunda kendine gelmek için sokak arasında nasıl dakikalarca beklediğini, en sonunda Jimin'in endişelenip kendisini buz tutmak üzereyken bulduğunu ve eve nasıl bıraktığını bile anlayamamıştı. Jimin'e defalarca kez kızı tanıyıp tanımadığını, burada olduğunu bilip bilmediğini sorduğunu ve her seferinde hayır cavabını aldığını biliyordu sadece. Bara giderken olmasını beklediği şey bunlar değildi. Belki tanıdık birileri çıkar -yani V'yi tanıyan birileri- bar kavgasına gireriz, içip sarhoş olur, ne için geldiğimizi unuturuz, hiç olmadı elimiz boş döneriz ve en iyi ihtimalle aradığımız adamı bir gecede zahmetsizce buluruz diye düşünmüştü. Tanımadığı bir kadının onu tuzla buz etmesi tamamen sürpriz olmuştu. Şimdi ise etten bir yığıntı gibi yatak odalarının camları önünde oturmuş uyuyan Ha Neul'ü izliyordu.

Uyandığında yanında uzanıyor olacağım diye söz vermişti. Ancak bu kadar çirkin hissederken yanına yatmak, ona yaklaşmak istemiyordu. Sahip olduğu güzelliğe hakaret edecekmiş gibi hissediyordu. Başındaki bandanayı çıkarttı sert hareketlerle. Yere attığı ceketinin yanına fırlattı sonra. Katil olduğu gerçeğini çok normal karşıladığı, karşıladıkları belliydi ama şu an karşılayamıyordu. Düşünüp de bir anlam veremiyordu. Kim yanında insanları öldüren, onlara zarar veren bir adamın uzamasını, bedenine el sürmesini isterdi ki? Bir insanı öldürmenin getirdiği yük ve vicdan azabı ömür boyu nasıl taşınırdı? Birinin babasını, birinin kardeşini ya da abisini, birinin evladını öldürmenin yükü... Ve o kişinin arkasında bıraktıklarını, sevdiği insanları, onları yarım bırakmanın getireceği nefreti...  Bu geceki kıza yaptığı gibi yani. Hatırlamıyordu bile ama onu da yarım bırakmıştı. Hayatında, gördüğünde korkudan titreyeceği biri olarak yer almıştı.

Good and Bad² [ V ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin