Şeytan

11.2K 579 120
                                    

R;"Bunu benim yaptığımdan mı şüpheleniyorsunuz ?"

"Biz böyle bir şey söylemedik, size gelmemizin nedeni onu son gören kişi olmanız, bu da sizi otomatikman şüpheli yapar." 

Tek yaptığım yutkunmak oldu. Çok dikkat çektiğimden emindim. Evet onu son gören kişi bendim ama onu öldürmedim. 

R;"Onu ben öldürmedim.."

"Pekala. Lütfen şehir dışına çıkmayın. Şu an için bir numaralı şüpheli sizsiniz. Bir dahaki gelişimizde bir kaç soru soracağız. İyi geceler." 

Odadan çıktıkları zaman kalbimin hiç durmaksızın attığını fark ettim. Karnıma ağrılar girdiğinde Constance geri geldi. Elinde sigarasıyla kapının önünde dikildiğinde yan gözlerle ona baktım. Constance sigarasından son bir duman çekti ve sigarayı yere atıp söndürdü. 

C;"Oh, Aidan, en iyi çalışanlarımdan biriydi." 

R;"Neden onun gitmesine izin vermedin ?"

C;"Yerine bir..kurban getirmeliydi." 

R;"Kurban mı ?"

C;"Odana gidip dinlenmelisin yarın büyük bir gün. Beslenme zamanı." 

R;"Ne?" 

Constance bana gülerek baktıktan sonra kapıyı açtı ve dışarıyı gösterdi. Constance'ın ne dediğini kavramaya çalışırken aynı zamanda aylak bir şekilde dışarı çıktım. Düşüncelerimi, kapının rüzgarı ve o korkunç gıcırdama sesi böldü. Yaşlı sürtük.

Şimdi ne yapmalıydım ? Birinci seçenek Amy'nin yanına gitmek. İkinci seçenek ise odaya dönmek. Şöyle bir baktığımda en iyisi Amy'nin yanına gitmekti. Ona bildiklerimi anlatacaktım ve sonuçlarına katlanacaktım. Bana deli diyeceğinden şüphem yoktu. Ama şansımı denemeliydim. 

Yavaşça sessiz ve ürkütücü koridorda yürürken olabildiğince hızlı olmaya çalışıyordum. Arkamdan gelen her bir çıtırtı sesiyle kafamı çevirip korkuyla yürüyordum. Şiddetli bir rüzgar ensemden estiğinde arkamı döndüm. Ama bir şey yoktu, olduğuna yemin edebilirdim oysa. Yavaşça kafamı çevirdiğimde alnıma bir sıvı düştü. Yavaşça elimi alnıma götürüp kafamı kaldırdığımda yukarıda simsiyah ve boynuzları olan korkunç bir şeyle karşılaştım. Gözleri ölümü çağırıştırıyordu. Dişleri ise yırtıcı bir hayvanın ki gibi sivriydi. 

Tüm gücümle koşmaya başladığımda arkamdan geldiğini hissediyordum. Amy'nin odası ile aramızda sadece bir kaç santim vardı. Hızla kapının önüne kendimi attım ve kapıyı yumruklamaya başladım. Bir kaç saniye sonra Amy telaşla kapıyı açtığında bana tuhaf gözlerle bakıyordu. Amy beni yerden kaldırdığında şoku hala üzerimden atamamıştım. Yavaşça ayağa kalktım ve Amy'nin beni içeri çekmesine izin verdim. 

Yatağa oturduğumda Amy beni konuşturmaya çalışıyordu ama ben gördüğüm şeyin ne olduğunu düşünüyordum şeye benziyordu...Şeytana.

Amy'nin dedikleri bir uğultu gibi geliyordu. Düşüncelerimin arasında önemsiz gibiydiler. Ama söylediği son cümle dikkatimi çekmeye yetti. 

R;"Ne dedin sen ?" 

A;"Şeytana bir kurban gerekiyor, yeterince cesur musun ucube ?" 

R;"Seni pislik."

A;"Ne ?" 

R;"Ben kurban olmayacağım." 

A;"Ne diyorsun sen ? sadece "iyi misin ?" diye sordum."  

R;"Üzgünüm. Her neyse, sana bir şeyler anlatabilirmiyim ?"

A;"Dinliyorum." 

R;"Buraya geldiğim ilk günden beri tuhaf şeyler görüyorum. Ölüler,şeytanlar gibi..bu tımarhanenin geçmişinde kötü bir şeyler var."

Amy'nin koca kahkası odada yankılanırken, odanın penceresine odaklanmıştım. Perdenin arkasında bir gölge vardı. Tırnakları uzundu. Ve..O boynuzlar. Tırnaklarıyla beni gösterirken adımı sayıklayışını duydum. "Rachel..Sevdiklerin burada." 

Elimi cama doğru uzatmıştım. Perdeyi açmak istiyordum. Hem de çok. Yavaşça perdeyi açtım. Hiç bir şey yoktu. Beynimde bir sürü ses bağırıyordu "Aşağı atla hadi bunu yapmak istiyorsun" Evet istiyordum, her hücremle. Pencereden yavaşça ayağımı sarkıtıp özgürlüğü hissediyordum. Aşağı atlamak üzereyken bir el beni tutup çekti. Bu Amy'di. Yavaşça kendime geldiğimde ne yapmaya kalkıştığımı anımsadım. Daha doğrusu Tımarhanenin ne yaptırmaya çalıştığını. Amy beni dürtüyor ve "Ne yapmaya çalııyordun seni salak." gibi şeyler söylüyordu. Onu iyiym diye geçistiremezdim. Gözünün önünde intihar etmeye çalışmıştım. Sonunda özür diledim ve hızlıca ayağa kalktım.. Dolaptan bir ses geldi. Amy beni dikkatle izliyordu. o da yanıma geldiğinde yavaşça dolabı açmaya başladık. 

Dolabı açtığımızda üstümüze hızlıca bir şey atladı ve yere düştük. Tek gördüğüm siyahlık olmuştu. Amy ile ayağa kalktığımızda o şeyin tam karşımızda olduğunu fark ettim. Simsiyah bedeni ve o koca boynuzları...Amy şok geçirmiş bir şekilde gözlerini ondan ayırmıyordu. Sonunda bende o şeyi izlemeye başladım. O şey hareket etti ve hızlıca bana vurdu. Duvardan aşağı doğru kayarken gözlerim  kapandı.

Kalktığımda odamdaydım. Saate baktım. 09:30. İşin başlamasına yarım saat vardı. Aklıma dün gece geldi. Ben nasıl buraya gelmiştim ? 

Amy..Amy nerede ? Üstümü hızlıca giyindim ve koşarak Amy'nin odasına gittim. Kapısına olabildiğince güçlü vurarak bağırıyordum.

R;"AMY!!!"

Sonunda Amy üstündeki saten ve beyaz gecelikle kapıyı açtı. 

A;"Nee?" 

R;"İyi misin ?"

A;"Uykumu böldün. Sence iyimiyim ?" 

Amy hızlıca yatağa yüz üstü yattığında yanına oturdum.

R;"Dün gece olanlar.."

A;"Ah, kesin burada çalışan ahmaklardan biri bize şaka yaptı hepsi bu." 

R;"Benim bayılmamı nasıl açıklıyorsun ?"

A;"Sen bayılmadın. O şey sana vurduktan sonra pencereden atladı ve sende ayağa kalktın. Tuhaf bir şarkı söyleyerek odana gittin." 

R;"Ne şarkısı ?"

A;"Hatırladığıma göre "Ormanın derinliklerinde bir mezar sallanıyor, şeytan başında seni bekliyor." gibi bir şeydi."

R;"Pekala..İş yarım saat onra hazırlanmaya başlasan iyi edersin." 

Yavaş adımlarla dışarı çıktım. Şarkı hala beynimde yankılanıyordu. 

Constance'ın odasına gidip listemi aldım ve ilk işi yapmaya başladım. Oyun odası. Hızlıca minderleri yerleştirdim. 

Hastalar geldi. Televizyon çalışmıyordu. Ama bir pikap olduğunu fark ettim. Tek bir plak vardı. Üstünde Hiç bir şey yazmıyordu. Şarkı çok tuhaf ve ürperticiydi. Sonunda sözler söylediğinde bunun o şarkı olduğunu anladım. Beynimde o sözler gezinirken birden Pikap'a vurmaya başladım. Susması için adeta yalvarıyordum. Hastaların bana baktığını fark ettiğimde durdum. Oturup Adrian'ı aradım ama yoktu. Neredeydi bu ? Koşarak hastaları bırakıp Adrian'ın odasına gittim. 

Adrian'nın yatağı dağınıktı ve masadaki yemek kapları yerdeydi. Biri onu zorla bir yere götürmüş gibiydi...Bodrum..

Koşarak asansöre bindim. Asansördeyken aklıma bana söylenen şeyler geliyordu. "Beslenme saati..Yeterince cesur musun ?..şeytana kurban gerekiyor." Düşünceler aklımda dolanırken o odaya varmıştım. Kapı kilitliydi ve içeriden tuhaf sesler geliyordu. Bunlar ayin sesleriydi. Kapı açılmıyordu ve içeride kimin olduğunu bilmiyordum. Kapının deliği aklıma geldi. Yavaşça gözümü koyduğumda o sandalyede yatan ve kurban edilecek olan kişinin Nora olduğunu gördüm.  

Tımarhane [Düzenleniyor] [kitap olacak]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin