Bunlar burada ölenlerin cesetleriydi.
Sanki sadece boş çuvallarmış gibi cesetler kenarlara yığılmıştı. Aralarında gezerken cesetlerin yüzlerine bakıyordum sonunda köşede küçük bir kız ceseti gördüm. Eğildim ve yüzü yere dönük olan ceseti bana doğru çevirdim. Yüzü aynı Riley'in yüzü gibiydi. Bir şeylerden korkarak ölmüş gibi. Gözleri bembeyazdı ve yine o siyah sıvı vardı. Sıvıyı elime aldım ve incelemeye başladım. Yumuşak ama bir o kadar da sertti. Arkamdan gelen ses ile irkildim. Ayağa kalkıp sesin geldiği tarafa baktım. Kapı kapanmıştı! Koşarak kapıya ilerledim. Kapı kolunu ne kadar zorlasamda hiç bir şey olmamıştı. Tel tokamı kafamdan çıkarıp biraz daha zorladım ama tokam kırılmıştı. Arkamı döndüğümde cesetlerin ayakta olduklarını fark ettim. Hepsinin üstünde o siyah sıvıdan vardı ve gözleri bembeyazdı. Ağızları yırtılmış gibiydi. O boş ve korkunç gözlerini benden ayırmıyorlardı. Sonunda biri öne çıktı.
"Seni alacağız."
Birden bütün ölüler üstüme gelmeye başladı. Yavaş bir şekilde gelirlerken bana bakıp gülüyorlardı. Gözlerimi kapatıp açtığımda her yerin o siyah sıvıyla kaplı olduğunu gördüm beni içeri çekerken ölüler bana iyice yaklaşmışlardı. Son gördüğüm şey ise ölülerin beyaz gözleriydi.
Kalktığımda soyunma odasındaydım. Hemen ayağa kalktım ve üstümü incelemeye başladım gayet normaldim ve o sıvıdan hiç bir iz yoktu. Tablo yerindeydi. Saate baktığımda beş olduğunu gördüm. Tablonun yanına gittim ve kapının orada olup olmadığına bakmak için tabloyu aşağı indirdim ama tek gördüğüm duvardı. Kapı ayaklanıp gidemezdi ya ? Rüya görmüş olabiliceğimden şüphelenerek son kez gözlerimi sıkı bir şekilde kapatıp açtım. Karşımda Vivien duruyordu. Elbisesi ve bedeni kan içindeydi.
V;"Ah, benim küçük ve saf Rachel'ım."
R;"Ne istiyorsun?"
V;"Bu tımarhanede olanları çözmeye çalışman akıl sağlığını yitirmene neden olabilir."
R;"Sana ne istiyorsun dedim?"
V;"Ruhunu."
Vivien'ın yüzü uzadı ve gözleri simsiyah oldu. Bana bakıp gülümsemeye başladığında içimi kocaman bir ürperti kapladı. Elini bana uzattı ve ayakları yerden kesilmiş bir şekilde boğazıma yapıştı beni ordan oraya vuruken elini ısırmaya çalışıyordum ve başardım da. Vivien Afalladı. O anı fırsat bilip Vivien'ın saçından tuttum ve tabloya kafasını vurdum. Vivien birden normal haline geri döndü ve ağlayarak konuşmaya başladı.
V;"Benim tek istediğim, Lana ve kızımla mutlu bir hayat sürmekti."
Orada durmuş onu izliyordum. Rol yapıyor olabilirmiydi ? Yavaşça yanına eğildim.
R;"Ama Lana ve kızını.."
V;"Ah, Rachel çok üzgünüm."
R;"Tamam, Sakinleş lütfen."
V;"Lana ve kızım...Onlar neredeler?"
Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Ölü olduklarını bilmiyormuydu ? Birden Vivien gülmeye başladı.
V;"Ah doğru ya öldüm ben. Bazen o kadar iyi rol yapıyorum ki ölü olduğumu unutuyorum."
Vivien ayağa kalktı ve bana bakmaya başladı. Ben hala yerdeydim. Gözlerimin dolduğunu fark ettim.
V;"Benim küçük kızım."
Vivien yanıma eğildi ve saçımı okşamaya başladı.
V;"Bir şarkı söylememi ister misin? İstediğini biliyorum, tamam güzel bir şey söyleyelim. Buldum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tımarhane [Düzenleniyor] [kitap olacak]
Horrorİnsanın çekeceği acıların sınırı vardır, fakat korkunun sınırı yoktur. Hikaye düzenlenme aşamasındadır.