Kalktığımda yanımda kimse yoktu. Elliot nereye gitmişti ? Ayağa kalktığımda başımda korkunç bir baş ağrısı hissettim. Tekrar yatağa oturdum ama yatak fazlasıyla sertti. üstünde zıpladım sanki altında bir şey var gibiydi. Eğilip yatağın altına baktım, yatağın boyunda büyük bir kutu vardı. Fazlasıyla eski görünüyordu. Kutuyu çekmeye çalıştım ama gereğinden fazla ağırdı. içinde ne olabilirdi ki ? En sonunda kutuyu kapağını açacağım kadar çektim. Çok pis bir koku yüzüme vurdu. Öğürmeye başladım ve kan kustum. Elimle ağzımı temizledim. Titremeye başlamıştım. Başım dönüyordu. Kutuyu açmaya başladım Kiliti yoktu. Rahat bir şekilde kutuyu yavaş yavaş açarken kötü koku daha çok öğürmeme neden oldu. Kutuyu açtığımda karşımda küçük bir kız yatıyordu. Bu o kızdı tablolarda gördüğüm, Başıma bıçak fırlatan o küçük kız. Bu Noranın kardeşi olan samaraydı. Hızlı bir şekilde geri çekildim. Kapının önüne çekilip başımı bacaklarıma yasladım. İleri geri giderken düşünüyordum. Bu kız kimdi ? Başımı kaldırdığımda Tabutun içinde hiç bir şey olmadığını gördüm. hemen tabutun yanına gittim elimle içini yokladım. Ayağa kalktım. Etrafıma baktım. Hiç kimse yoktu. Yüzüm odaya dönük bir şekilde kapıya doğru yürüyordum. Bir şeye çarpmıştım arkamı döndüğümde bunun o kız olduğunu anladım. Bana bakıyordu gözleri simsiyahtı. Geri çekilmeye başladım ama çok korkuyordum. Elliot'un yanımda olmasını çok isterdim. Kız başını eğdi. Bir an durdum. Ölüm sessizliği dedikleri şey buydu sanırım. Sonsuzluk gibi gelen bir süreden sonra kız kafasını kaldırdı. Bana son bir kez baktı ve hızlı bir şekilde boğazıma yapıştı. Odadaki aynaya başımı çarptırıp beni daha faza acı içinde bırakırken tek gördüğüm şey karanlıktı.
Yavaş bir şekilde gözlerimi açarken etrafımın cam kırıklarıyla dolu olduğunu gördüm. Kalkmaya çalışıyordum ama başım dönüyordu. küçük kızı hatırladım ve zorlada olsa ayağa kalkıp etrafa baktım. Tabut etrafta yoktu. Kırık ayna camlarından birini alıp kızın sıktığı boğazıma baktım. Belirli yerlerde büyük morluklar vardı. Ben boğazımı incelerken Kapıdan biri seslendi "Rachel ?" cevap verme tenezzülünde bulunmadım ve içeri giremesini bekledim. Gelen Elliot'tu. Yerde cam kırıklarıyla ve boğazında morluklar olan bir kızı incelerken biraz da olsa şasırmasını bekledim ama gözlerine baktığımda tek gördüğüm şey korku oldu. Elliot yanıma eğildi.Cam kırıklarını yolundan çekti ve bana sarıldı. Bunun hiç bitmemesini istemiştim ama beni aniden bıraktı ve o konuşacakken söze girdim.
R; "Hey bu samimiyet de ne ?" sesim kısık ve tuhaf çıkıyordu.
E;"Ben, özür dilerim. Seni öyle görünce.. Neler oldu burada ?"
R; "Sen açıklamak ister misin ?" içimdeki sevgi birden kızgınlığa dönüştü Elliot bir şeyler biliyordu ve bana söylemiyordu.
E; "Ne ?"
R; "Boşver."
Ayağa kalkmaya çalıştım ama sendelemeye başladım. Yere düşmek üzereyken Elliot beni tuttu ve yatağa yatırdı.
E; "Biraz dinlen istersen."
R; "Hayır ben iyiyim ilk günlerden böyle devamsızlık yapamam."
E; "Ben Riley'e haber veririm sen uzan"
R; "Hayır kalkmalıyım." Ne kadar dinlenmek istesemde bu odada 1 dakika bile kalmaya dayanamayacağımı hissettim ve yataktan kalktım. Her yerim ağrıyordu ama çantamdaki ağrı kesiciler zaten bunun için vardı. Elliot kalkmama yardım etti aşağı indim ve giyinme odasına gittim. Elliot beni yalnız bıraktı ve işimi bitirdikten sonra Riley'nin odasına gelmemi istedi. Odada çantamı aramaya başladım ve Tablonun orada olduğunu fark ettim. Yavaşça tabloya doğru gittim. O şarkının yine çalıp çalmayacağını merak ettim ama çalmadı. Onun yerine kendi sesimi duymuştum. "Şükredin Ona..." Birden geri çekildim. Bunu bayılmadan önce söylediğimi hatırlamaya başladım. Çantamı aldım ve dışarı çıktım. Kapıyı kapattığım anda önümde Nora'yı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tımarhane [Düzenleniyor] [kitap olacak]
Horrorİnsanın çekeceği acıların sınırı vardır, fakat korkunun sınırı yoktur. Hikaye düzenlenme aşamasındadır.