"Size sormak istediğim bir şey var." Diye sordu Hermione kapı eşiğinden belirsiz bir gülümsemeyle. Narcissa başını 'Evet' anlamında aşağı yukarı salladı.
Ölüm Yiyen olmalarından birkaç gün geçmişti. Hermione Clara'nın ona 'Babamın katilini bul' bakışları atmasından oldukça bunalmış ve artık birşeyler yapması gerektiğinin farkına varmıştı. Narcissa'ya... güveniyordu.
"Otur tatlım."
Narcissa Hermione'nin içeri girmesiyle asasını kapıya doğrulttu ve kapı yavaşça kapandı. Bu sırada Hermione elbisesinin eteklerinden tutup koltuğa geçti. Narcissa'nın gözleri açıkça kamaşmıştı.
"Çok güzel olmuşsun."
"Teşekkürler. Clara'nın babası hakkında ne biliyorsunuz?"
Narcissa yutkundu. Gülümsemeye çalıştı ama zorlandığı apaçık ortadaydı. "Konuya bu kadar çabuk gireceğini beklemiyordum."
"Ama soruma hala cevap vermediniz? Clara'nın babasının ölümünü örtpas etmeye ne kadar devam edeceksiniz?"
"Sen...sen biliyorsun."Ortama sessizlik hakimleşirken Hermione başını salladı. "Draco bir gece sayıklarken duydum. Bildiğimden haberi yok. O da biliyordu ve o da bana söylemedi, tıpkı sizin gibi. Kızmış olduğum belli diye düşünüyorum." Hermione bir de Draco'nun azar işitmesini kaldıramayacağından bir yalan söylediğinde yüzü yalanına uyum sağlamıştı. Kurduğu cümlelerin ne kadar asi olduğunun farkındaydı ama kendini dizginleme gereği duymadı.
"Kimsenin haberi yok değil mi?"
"Hayır. Bunun için de ziyadesiyle suçlu hissediyorum. Umarım bu suçluluk duygusu sizin için yeterli olmuştur."
"Hermione bundan sana bahsetmememin sebebi Draco'yla bir geleceğinin olmasını sağlamak. Her ne kadar annen buna olumlu bakıp pek birşeyi önemsemese de ben önemsiyorum. Sizi bu işlerden elimden geldiğince uzak tutmaya çalışıyorum. Normalde Draco'ya söylemeyi de planlamıyorduk ama onun iradesii görmemiz gerekiyordu. Yani-"
"Clara'ya yetiştirip yetiştirmeyeceğini öğrenmeniz gerekiyordu." diye açtı cümleyi Hermione. Narcissa hafifçe başını sallayarak onayladı.
"Neden?" Dedi bildiği halde. "Neden öldürme emri verildi?"
"Çünkü casusluk yapma ihtimali vardı. Lord böyle düşündü. Onun Yoldaşlıktan bir-"
"Anladım." Narcissa sözünün kesilmesinden rahatsız olmamıştı. Çünkü söylemediği için kendini suçlu konumunda tutmaya başlamıştı. Bu Hermione'nin dikkatini çektiğinde sesini yumuşattı.
"Bunun sizin elinizde olduğunu düşünmüyorum. Merdivenlerde Clara'ya sarıldığınızda gerçekten bir sebepten dolayı pişmanmış gibi görünüyordunuz."
Narcissa burukça gülümsedi. "Pişmanlık hiçbir işe yaramıyor. O kızın babasız kalmasını istemezdim. Beni anlıyorsun değil mi? Elimden bir şey gelseydi mutlaka yapardım. Bunu biliyorsun."
"Biliyorum." dedi Hermione. "Biliyorum. Sadece söylemenizi beklerdim."
"Peki, Clara şuan bunu bilmiyor değil mi?"
"Bilmiyor ama tahmin etmesi pek zor değil. Yakında anlayacaktır." Hermione ayaklanırken Narcissa kolundan nazikçe tuttu.
"Hermione. Annen adına senden özür dilerim. Seninle geçen konuşmasından dolayı çok kötü hissediyor. Sana ilk defa vurduğu için kendi eleştirip durdu. Lütfen ona bir şans ver. Bu aralar gözüme hiç iyi görünmüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fanfiction(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...