-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]

💀2

Draco ve Hermione birbirlerine baktılar. Ardından Narcissa'nın eşlik etmesiyle odaya girdiler. İçeride sadece Lucius değil Snape'te vardı. Bu Hermione'nin dikkatini çekince sinirle iç çekip annesine yaklaştı.

"Hani gelenler Draco, Narcissa ve Lucius'dan ibaretti? Snape'in ne işi var ki burada?"

"Otur ve dinle sadece."

"Ooo! Hoşgeldiniz çocuklar. Özellikle de sen Hermione." Hermione ve Draco Lucius'a baş sallamakla yetinmişti. İkili yanyana sandalyelere oturdular.

"Lucius?... Hadi versene müjdeyi." dedi Narcissa. Lucius onurla gülümsedi ve arkasında sakladığı Hogwarts mektubunu masaya koydu. Hermione ilk ne olduğunu anlamasa da mektubun üstündeki damgayı görünce yutkundu. 5 yaşındaki bir çocuk gibi sevinip zıplamak istedi ama bunun hoş karşılanmayacağını biliyordu.

"A-ama bu nasıl-"

"Hallettim... Ölüm Yiyen olduğumuzu tahmin ettikleri için seni ve Draco'yu tehlike etmenleri olarak görüyorlardı. Draco'yu alıp seni almamalarının sebebi de-"

"Çok zeki olmam mı?" Dedi Hermione övünür bir ses tonuyla. Draco somurturken Bellatrix Draco'nun yüz ifadesine gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Hadi biraz gerçekçi olun... Ben Lestrange'den daha zekiyim." dedi Draco itiraz edercesine. Hermione göz devirip Draco'ya döndü.

"Kapa çeneni!"

Bellatrix artık tutamadığı kahkahasını patlatıverdi.

"Ahahahahahahah! İşte benim kızım!" elini Hermione'ye bir beşlik çakması için uzattı. Hermione kıkırdayıp karşılık verdi. Snape buna göz devirdi ve Hermione'ye döndü.

"Haftaya Draco'yla beraber perona gideceksiniz. Öncesinde bir alışveriş söz konusu elbette. Draco? Hermione'ye eşlik edersin diye düşünüyorum?"

"Memnuniyetle."

"Hah! Hermione unutmadan." dedi Lucius. Bostonundan asasını çıkardı ve kapıya doğrulttu. Kapı açıldı ve boş koridordan bir süpürge geldi.

"...Bu Ateş Oku senin. Benden sana hediye. Aynısından Draco'da da var ve belki beraber-"

"Sözünüzü kestiğim için özür dilerim ama Draco ve benim vakit geçirmemi neden bu kadar çok istediğiniz fark ediliyor. Teyid etmek için sebebini sizden de duymak istiyorum. Bir insan çok zeki olsa da bazen yanılabiliyor değil mi?"

Lucius o an genç kızın dediklerinden dolayı afallasa da çaktırmamaya karar vermişti.

"Çünkü safkanların safkanlara yakın bağ kurmasını hep destekledik."

"Hıııhııımmm." dedi Bellatrix mırıldanıp tek kaşı havada, kollarını göğsünde birleştirmiş sırıtırken. Lucius ona bakıp sahte bir şekilde öksürdü. Bellatrix asasıyla dudağının üzerinde sembolik olarak fermuar şekli oluşturdu. Snape konuşmaya girdi.

"Bu sene öğrendiğim kadarıyla Dumbledore bina başkanlığı için farklı bir sistem uygulayacak. Seçtiği bina başkanlarına aynı binadan bir tane de yardımcı seçecek. Slytherin başkan yardımcılığına aday olmanı istiyorum Hermione. Bu şekilde Draco başkan seçilirse -ki seçilecek, sana sahip çıkabilecek."

"Ben kendime sahip çıkarım. Ayrıca benim seçileceğim ne malum?"

"Bırak seçilip seçilemeyeceğini de..." dedi Draco Hermione'nin kulağına yaklaşarak. "Seçmen Şapka'nın seni Slytherin'e yerleştireceği ne malu-AGH!!AYAĞIM!"

Hermione giydiği topuklu ayakkabının ince topuğuyla Draco'nun ayak bileğine çok sert bir şekilde vurdu. Hiç ummadığı şey ise Draco'nun bağırışının çok kötü olmasıydı. Narcissa telaşla kalkıp Draco'nun yanına gelirken Lucius endişeyle kaşlarını çatmış oğluna bakıyor, Bellatrix ise Draco'nun kızına dediklerini duyduğu için elbisesinin cebinden çıkardığı siyah ojeyle tırnaklarındaki ojelerini düzeltiyordu. Snape ayağa kalkıp olduğu yerden istifi bozulmayan yüz ifadesiyle Draco'ya bakıyordu.