Draco sabah hazırladığı eşyalarınını yanına almış kahvaltıya inmişti. Hermione'yi Hogwarts'da göreceği için bir heyecanı var gibiydi. Lucius masadan erken kalkıp işleri olduğunu bahane ederek sofradan ayrıldı. Perona gelmediği buradan anlaşılmıştı. 'Bu tür işlerle uğraşmasaydı beni diğer aileler gibi okuluma yolcu edebilirdi' diye geçirse de içinden, annesinin onunla gelmeyi hiç reddetmemesi hoşuna gidiyordu. Böylece kendini yanlız da hissettmiyordu. Görünüşe göre annesi perona giderken eşlik etmese bile yanlız hissedeceği muammaydı bu sene. Kahvaltı sonrası Draco annesiyle beraber Malikeneye cisimlendiler. Kapı açıldığında karşısında şık ve asi bir kızın kendisi gibi simsiyah olduğunu gördü.
Narcissa Hermione'ye selam verip Bellatrix'le içeri giderken Draco kızı baştan aşağı süzdü. Sırıttı ve elini takım elbisesinin ceplerine koyup kıza yaklaştı.
" 'Hogwarts'a gidiyorum' kombinin güzelmiş Lestrange."
"Sende benden farksız değilsin Draco. Siyah, siyah ve hep siyah."
"Dürüst olacağım ki sana siyahtan daha çok yakışan bir renk görmedim."
"Teşekkür ederim... Ama bil ki *Siyahtan daha koyu bir renk bulunana kadar siyah giyeceğim* (Yıldızların arası bir Slytherin kitabında gördüğüm bir söz. Keşke hangi kitap olduğunu hatırlasam:( )
"Madem siyaha bu kadar düşkünsün, bende senin için birşey var."
Draco sırıtıp dış kapıyı açtı ve kafesi alıp kapıyı geri örttü.
"Bu kuzgun benim sana Hogwarts hediyem."
Hermione kuzguna gülümseyip Draco'ya döndü.
"Kuzgunun Hogwarts'a götürmek için yeterince evcil olduğuna emin misin?"
"Ona bakarsan yılanlarda evcil değil ama Hogwarts'a gidiyoruz öyle değil mi?Merak etme eğitimli bir kuzgun. Benden sonra sana iyi arkadaşlık edecek."
"Memnun oldum Pluvia."
"Nasıl?"
"Ona isim vermek mantıklı olurdu değil mi? Bu yüzden Pluvia adını verdim."
"Anladım." dedi Draco gülümseyerek. Sonra hızlıca bir sessizlik büyüsü yapıp kıza yaklaştı. Bu yakınlık Hermione'yi şaşırtsada belli etmemeye karar verdi.
"Çalışmamız için bir yer buldun mu?"
"Buldum."
"Neresi? Nasıl bir yer?"
"Şimdi söyleyemem Draco. Uzun hikaye."
"Uzun hikaye mi? Alt tarafı grup olarak nerede toplanacağımızı söyleyeceksin."
"Söyleyemem Draco. Hogwarts'a gittiğimizde gece 1:30 da ortak salona in. Orda anlatacağım sana."
"Sen hala eminsin yani Slytherin olacağından." dedi Draco biraz yaklaşıp sırıtarak.
"Eminim ve öyle de olacağım."
"Göreceğiz Lestrange." Draco geri çekilip büyüyü bozdu. Bu sırada Narcissa ve Bellatrix içeriden geldiler. Narcissa Draco'nun yanına gelip kolunu oğlunun sırtına yerleştirip sarılırken, Bellatrix yaklaşıp Hermione'nin ellerini tutup kızına bir gülümseme verdi.
"En güzel gününde yanında olamadığım için özür dilerim tatlım. Kalabalık ortamlarda pek bulunmamam gerekiyor."
"Anlıyorum. Sorun yok, gerçekten."
"Draco'ya güveniyorum ve seni koruyacağına da inanıyorum. Ama şunu da biliyorum ki Draco olmasa bile kendini koruyabilecek yetenektesin tatlım."
"Biliyorum anne."
Bellatrix yaklaşıp kızının yanaklarına birer öpücük bıraktı.
💀★━━━━MORSMORDRE━━━━★💀
Narcissa önde, Draco ve Hermione arkada perona ilerliyorlardı. Duvarın önüne geldiklerinde Draco Hermione'ye yaklaşıp elin uzattı.
"Elimi tut."
"Ne saçmalıyorsun?"
"Elimi tut Lestrange. Eğlenceli olacak."
İkili el ele arabalarıyla duvardan geçerken Narcissa arkadan gülümseyerek gençlerin ardından perona girdi. Hermione treni görmesiyle yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamazken Narcissa arkadan yaklaşıp ellerini ikilinin omzuna koyup kendisine bakmalarını sağladı.
"Benim gitmem lazım çocuklar. Draco, Hermione'nin elini bırakma. İyi yolculuklar."
Narcissa Draco ve Hermione'nin alnına birer öpücük bırakıp gözden kayboldu. Bu sırada ikili trene doğru ilerlemeye başladılar. Hermione herkesin onlara baktığında nedenin anlaması fazla uzun sürmemişti.
"Neden hala elimi tutuyorsun?"
"Annemin isteği Lestrange."
"Herkes bize bakıyor farkında mısın sen?"
"Evet farkındayım."
Draco umursamayarak başını çevirdiğinde Hermione göz devirmişti. İkili karşı tarafta onlara büyük bir kinle bakan kişiyle duraksayıp başlarını dikleştirdiler.
"Harry James Potter... Bu yersiz cesaretin kokusu ondan mı geliyor?"
"Başka birisi olması düşünülemez. Ayrıca ellerimiz dikkatini çekti."
"Artık o da bizim çıktığımızı sanıyor." dedi Hermione mırıldanarak. Draco sırıtışını yüzüne aldı ve Hermione'ye döndü.
"Ne yaptığımızı?"
"Duydun işte Draco. Uzatma." Draco Harry'yi boşverip tamamen Hermione'ye odaklandı.
"Duysam neden sorayım?"
"Gerizekalı olduğun için."
"Hadi ama Mione-"
Draco Hermione'nin sert ve sinirli bakışlarını gördüğünde bir kahkaha patlattı. Bu sırada Hermione iç çekip ona nefretle bakan Harry'ye döndü.
"İlk senem çok farklı olacak." Draco kızın gözlerini diktiği yere bakıp iç çekti ve soğuk suratını yüzüne aldı.
"Kesinlikle."
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fanfic(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...