Dumbledore'un sesi Astronomi Kulesi'nde yankılanırken Draco iç çekti. Elindeki asasını biraz daha sıkı kavradı. Bu sırada Hermione Draco'nun omzunu sıvazladı ve kendince onu sakinleştirmeye çalıştı. Hermione de en az Draco kadar gergindi. Olacaklardan bihaber annesinin yukarı çıkma komutunu bekliyordu."Albus yanlız değil gibi." dedi Bellatrix kuşkuyla mırıldanırken. "Sanki yanında birisi var."
"Söyleneceğine çıksak mı artık?" dedi Fenrir sitemle. Bellatrix göz devirdi. Bu sırada Draco hemen yanında duran Hermione'ye döndü. Dolu gözlerini saklamaya çalıştı diğerlerinden. Elini Hermione'nin beline sarıp alnına uzun bir öpücük bıraktı, gözleri kapandı. Kapanan gözlerinden düşen tek damla yaş kızın yanağına düştü. Draco çekilip baş parmağıyla kızın yanağındaki yaşı yok etti.
"Bana inanıyorsun değil mi?"
Hermione baş salladı. "Başka inanacak kimsem yok."
"Hadi, çıkıyoruz. Draco öne geç canım."
Bellatrix'in biraz ruhsuz söylediği bu cümle Hermione'nin dikkatini çekmişti ama bozuntuya vermedi. İlk Hermione ve Draco giderken diğerleri biraz daha beklemişlerdi.
💀★━━━━MORSMORDRE━━━━★💀
"Bırak sana yardım edeyim-"
"Yardımını istemiyorum anlamıyor musun?! Yapmak zorundayım, seni öldürmek zorundayım! Yoksa o beni öldürecek."
Hermione Draco'ya baktı, ağlıyordu. Onu daha önce hiç böyle bir yüz ifadesiyle görmemişti. Draco'nun boşta kalan elini tuttu. Draco ilk biraz irkilse de elini tutanın kim olduğunu anladığında rahatladı.
Bu sırada Bellatrix Hermione'ye bakıyordu. Sanki bir şey bekler gibi, bir şey ister gibi...
Annesi göz temasını kesmezken kızın zihninde bir cümle yankılandı.
"Kaçın burdan. Lütfen."
"Babası gibi." dedi Fenrir. "Nerde onda yürek?"
Draco ne zaman indirdiğini bilmediği asasını tekrar doğrulturken Snape hemen arkada belirdi.
"Severus... Lütfen."
"Avada Kedavra!"
Dumbledore'un düşüşü ardından Fenrir güldü.
"Hermione? Sen yapmak ister misin?" dedi gökyüzünü işaret ederek.
Hermione dolu gözlerini saklayarak sinirle asasını çıkardı. Olabildiğince yüksek bir sesle bağırırken asasını gökyüzüne kenetledi. Gözünden bir damla yaş düştüğünde bileğindeki yılan dövmesi eş zamanlı olarak belirginleşmişti.
"MORSORDRE!!!!"
Draco kafasında kurduğu planının ilk hamlesini gerçekleştirdi. Hermione'yi hızla arkasına alıp asasını Fenrir ve diğerlerine doğrulttu.
"Draco! Delirdin mi sen? Ne yapıyorsun?"dedi Snape.
"Başından beri yapmam gerekeni yapıyorum, Profesör."
Fenrir asasını kaldırdığında Hermione bir çeviklikle Fenrir'i kulenin başka bir tarafına uçurdu. Draco fırsat bulduğu gibi Hermione'yi çekiştirerek merdivenlerden aşağı yöneldi. Harry ise hiç beklenmedik şekilde orda duruyordu. Gözleri doluydu ve sinirli görünüyordu. Hızlıca fısıldadı Draco.
"Potter, hiçbir şey bilmiyorsu-"
"Hemen yasak ormana gidin. Gözden kaybolun. Ben sonra sizi bulacağım."
Draco başını sallarken hızla Hermione'yi çekiştirdi.
💀★━━━━MORSMORDRE━━━━★💀
İkili yasak ormanda koşuşturup arka tarafa büyü yollarken hızlı olmaya çalışıyorlardı. Hermione hala sevgilisinin planını anlayamamışken ona ayak uyduruyordu.
"Draco çok uzakta kaldılar! Şuan büyü atarak yerimizi belli ediyoruz, dur artık!"
"Haklısın. Acele etmemiz lazım."
"Draco... Amacın ne?"
"Öğreneceksin. Sadece biraz beklemen gerek."
Sesler gelmeye başladığında ikisi de koşuşlarını hızlandırdılar.
"Bu tarafa gittiler! Eminim, ordalar."
"Fenrir! Yeter artık! Onlara yetişemeyiz. Lord'a kaçtıklarını söyleriz olur biter."
Fenrir histerik bir kahkaha attı. "Kaçan senin kızın farkında mısın! Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun? Ya yoldan saparsa?"
"Saçma sapan konuşup benim sinirlerimi bozma Fenrir! Ayağını denk al! Ve bir daha asla kızım hakkında böyle konuşma. Yoksa başına neler geleceğini asla tahmin edemezsin!"
Fenrir'in sinirle susmasının ardından. Bellatrix devam etti.
"Şimdi... Malfoy Malikanesi'ne gidiyoruz. Hemen!"
💀★━━━━MORSMORDRE━━━━★💀
"Draco! Saçmalamayı kes, derhal çıkar beni burdan! Draco, kime diyorum ben! Merlin! Aklımı kaçırmak üzereyim."
"Canım anlamıyorsun." dedi Draco kapı arkasından seslenerek. "Seni bırakamazdım. Savaş çıkacakken seni tehlike-"
"S*kerim tehlikesini! Draco biraz mantıklı düşün! Okulun yardıma ihtiyacı var. Savaşta evini yanlız mı bırakacaksın!"
Draco güldü. "İçinde bir Hufflepuff yattığını bilmiyordum."
"Orası benim evim, Draco. Tamam iyi anlaşamadığım çok kişi var. Ama hiç kimse; hem de hiç kimse orasının benim için değerini etkileyemez anladın mı? Ben evimi korumak zorundayım. Onlar benim yerime savaşsın diyemem. İyi savaştıklarını nereden bileceğim? Tüm yeteneklerini ve canlarını ortaya koyacakları ne malum? Bırakamam anlıyor musun? O yüzden aç şu kapıyı doğru dürüst konuşalım."
Draco sevgilisinin yürekliliğiyle gurur duydu.
"İşte biraz da bu yüzden çok seviyorum seni. Ama yapamam. Üzgünüm Mione ama olmaz. Yaşayacağımızın garantisi yok-"
"Draco... Savaş olsa da olmasa da birkaç dakika sonra bile yaşayıp yaşamayacağımızın garantisi yok ki... Hiç kimsenin yok."
Draco sesini yükseltti. "Seni kaybetmek istemiyorum neden anlamak istemiyorsun!"
Hermione sessizken Draco ekledi. "Savaş sonrası ölü bedenler arasında seni görmek istemiyorum. Hiç hazır değilim buna. Seni toprağın altında ağırlamaya, seni unutmaya çalışmaya hazır değilim. Zarar görmeni istemiyorum. Lütfen anla beni sevgilim. Lütfen."
Draco uzaklaşırken Hermione bir kere daha seslendi.
"Böyle hiçbir şeyi çözemezsin! Draco sinirleniyorum artık! Çıkar beni, Draco!"
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fiksi Penggemar(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...