Boris bir süre Hermione'nin cevabını bekledi. Hermione'nin gözleri hala Draco'nun çıktığı kapıda kalmıştı. En sonunda Boris'in elini Hermione'nin yüzüne denk getirip şıklatmasıyla Hermione bakışlarını Boris'e çevirdi.
"Ayrıca Hogwarts'a yeni geldim. Eskiden Durmstrang'taydım ama bu yıl böyle bir karar aldık. Ve hala beni şu kızla tanıştırıp tanıştırmayacağından bahsetmedin."
"Üzgünüm Boris, gitmem gerekiyor. Bunu daha sonra konuşalım. Tanıştığıma memnun oldum."
Hermione eteklerini tutup adımlarını hızlandırdı ve elindeki viski kadehini rastgele bir masaya koydu. Kapının önüne geldiğinde tam çıkacakken Narcissa'nın sesi onu durdurdu.
"Hermione? Nereye gidiyorsun canım?" Hermione arkasını döndü, Narcissa'ya yaklaştı. Aklında söyleyeceği şeyi düşünmeye başladı ve en mantıklısını seçip diline döktü.
"Akşam yemeğinde pek birşey yiyemedim. Ateş viskisini de midem boşken içince biraz midemi yaktı. Lavaboya gidiyordum." Narcissa yüzünü buruşturdu. Yaklaşıp Hermione'nin omzunu okşadı. Hermione Narcissa'ya yalan söylemekten haz etmiyordu ama neler döndüğünü öğrenmek zorundaydı. Şu sıralar Draco'nun davranışlarını biraz tuhaf buluyordu. Bazen bir yere uzun süre dalıp gidiyor ses seda duymuyordu. Bazense yemekten erken kalkıyor ve bir yere gideceğini söylüyordu. Tıpkı bu öğlen olduğu gibi...
✼Flashback✼
Tüm salon yemek yerken Hermione üzerinde bakışlar hissettiği an Gryffindor masasına döndü. Bu sefer gördüğü gözler daha derin bakıyordu. Sanki sebep arar gibiydi. Her zamanki gibi kızgın değil.
"Longbottom." diye Draco'ya doğru fısıldadı Hermione. "Bana bakıyor yine...Ama kızgın değil sanki ha ne dersin? Biraz empati duygusu seziyorum gözlerinde. Sen ne düşünüyorsun?"
Draco ise çenesinden indirdiği elini masaya koyduğu koluna yerleştirdi. Hermione'yi duymuyor gibiydi.
"Draco...Draco.""...Şey....Pardon. Dediğini duyamadım prenses. Ne diyordun?"
"Ne dediğimi boşver." dedi Hermione biraz ona dönerken. "Neler oluyor?"
"Nasıl neler oluyor?"
"Kahvaltını da pek yapmadın, ayrıca bugün Snape'ten azar işittin Draco. Bildiğimiz Snape'ten! Dediklerimi duymuyorsun ve şimdi de önündeki öğle yemeğin umrunda bile değil."
Draco Hermione'ye döndü ve buz mavisi gözlerini onun gözlerine sabitledi. Biraz yaklaşıp fısıladadı. "İşaret meselesi canımı sıkıyor."
Hermione başını aşağı yukarı salladı. Ama bunun tam olarak Draco'nun yüzünü 5 karış asan şey olmadığını düşünüyordu. Yalan söylüyor gibiydi. Bu sırada Draco Hermione'nin yanağına bir öpücük bırakıp kalktı. "Gitmem lazım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fanfiction(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...