💀45

160 11 18
                                    

"Şaka mı bu?"

"Lestrange sakin ol-"

"Olamıyorum!"

Hermione sabah sabah yüksek sesle bağırdığı için kendine kızdı. Draco ve Hermione, Malfoy Malikanesindeki kütüphenin en ücra köşesinde Martin Malikanesine yerleştirdikleri dinleme büyüsünü kontrol ediyorlardı. İçten içe davet sonrası birşeyler konuşulmuş olabileceğini düşünen Hermione hayal kırıklığına uğramıştı. Ellerine farklı ve işlerine yarar şeylerin geçmesini bekliyorlardı çünkü vakit yaklaşıyordu.

Yarın Hogwarts'a döneceklerdi ve 1 aya kalmaz Dumbledore ölmüş olacaktı... Sonrası ise koca bir karanlık. Belki de bir aydınlık olacaktı.

Davetten yaklaşık 1 gün geçmişti ve Hermione ile Draco Maxine'e minnettar kalmışlardı. Çok yerinde ve çok yerinde bir bahane bulmuştu.

"Draco ve Hermione biraz baş başa vakit geçirmek istemişler. Uzun bir süredir vakit bulamıyorlardı. Değerlendirmek istediler. Size olan özürlerini iletmemi istediler"

Bay Martin'in cevabı ise gayet kabul gören bir cevaptı. "Evet, bu çok anlaşılır bir durum... Kesinlikle problem değil'

Maxine'in bazı görüleri gerçekten mükemmeldi.

Bunun yanısıra Clara toparlanmış ve kendine gelmişti. Odadaki diğerlerine durumu anlatmış, Hermione Draco çiftinin Harry'nin sunduğu teklifi ilk tek başlarına değerlendirmek istediklerini söylemişti... İkili Harry'nin sunduğu tekliften daha önemli olduğunu düşündükleri olayı kurcalamışlardı ki kurcaladıkları olaydan elleri de hemen boş çıkmıştı.

Theo yukarıdaki odada kollarını kavuşturmuş Maxine'in hemen yanında oturuyordu. Clara yatağında uzanmış sessizliğe sessizlik katıyordu. Blaise Theo'nun ona göz devirmeleri ardında uykuya daldı dalacaktı. Bu sırada Boris ve Pansy yanyana oturmuşlar adeta sırasıyla ve 2-3 dakikalık boşluklar bırakarak sıkıldıklarını istem dışı belli ediyor, öfleyip pöflüyorlardı.

"Ben anlayamıyorum ki, iki kişi neyin istişaresini yapıyor bunlar. Üstelik bir gündür Potter'ın notu hakkında kimseyi konuşturmadılar. Neymiş? Zamanı gelince tartışacakmışız. Onların varsayımıyla zamanı geldi ama bakın bakalım yanlarında mıyız! Gelip bizim yanımızda konuşsalar ölecekler. Her konuşmada romantizm her durumda bir tatlı tavırlar... Olmuyor ki böyle!"

Theodore'un bu söylenmesi odadaki bir kesimi gülümsetmişti. Theodore sinsi gülümsemesini bastıramadı. "Gidip basayım mı! Nerde konuşacaklarını da söylemediler!"

"Hayır Theodore! Yerinde kalıyorsun. İçindeki sinsi ruha hakim olmazsan ve sakince beklemezsen olacaklardan ben sorumlu değilim"

Theo geriledi. "Olur mu öyle şey bebeğim? Bir bakıp çıkacaktım sadece"

Maxine bakışlarını keskinleştirdi. "Yerinde kal dedim"

"Kılıbıksın Nott. Kabul et" dedi Blaise hafifçe gülerek.

"Kolobokson Nott. Kobol ot" Theo taklidi sonrası hafif kaykılarak sırtındaki yastığı çekip Blaise'e attı. Blaise gülerken Theo ekledi.

"Çikolataya batırılmış yaban domuzu! İt herif! Seni de gördük. Clara'nın bir ateşi çıktı bir kötüleşti diye az kala muggle bulanık demeden dünyaya kırmızı alarm verecektin. Ben konuşmuyorum ama senin hanımcı tavırlarını"

"Amma abarttınız!" dedi Pansy. "Bir susun ya! Saçma sapan şeylerden tartışmayı bırakın da az sabırlı olun. Birazdan gelirler"

💀★━━━━MORSMORDRE━━━━★💀

-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin