"...Ne olduğunu anlatmayı düşünüyor musun Hermione?"
"Ben sadece plan kısmından sorumluyum Draco. Onların başına gelenleri kendime gelmiş gibi anlatamam öyle değil mi?" Dedi Hermione ikinci cümlede gözlerini bir Clara bir Maxine'e kaydırarak. Bu kimsenin dikkatinden kaçmamıştı ve bu nedenle tüm gözler onlardaydı. Maxine derin bir nefes aldı ve soğuk karakterini koruyarak konuşmaya karar kıldı.
"Draco, soyadımın sana tanıdık geldiğini söylemiştin."
"Evet?"
"Babam Anthony William Wood'u tanıyorsundur. Zaten zekiysen neden burada olduğumuzu anlayacaksın ama pek bir umudum yok."
"Anthony William Wood... Hatırlıyorum. Geçtiğimiz ayın ikinci haftası Malikanede yaptığımız Ölüm Yiyenler davetinde sen de vardın. Senin baban Ölüm Yiyen. Değil mi?"
-flashback-
(Malfoy Malikanesindeki Ölüm Yiyenler daveti)Draco koca davette tek başına kalmıştı. Ateş viskisinden bir yudum aldı ve etrafta göz gezdirdi. Arkadaşları ve aileleri erken gitmişlerdi ama salon hala ziyadesiyle kalabalıktı. Yanına yaklaşan teyzesine zorla da olsa gülümsemeye çalıştı.
"Selam Draco! Eğleniyorsun değil mi?"
"E-evet, evet. Çok..."
"Bunu duyduğuma sevindim. Hermione'yi gördün mü?"
"Üst katta. Sıkılmış ve iksir yapıyor."
"Davete gelmeyecek mi!" Dedi Bellatrix hayal kırıklığıyla.
"Sanmıyorum. Üçüncü kez sorduğumda en sevdiği kazanını kafama atacak kadar kararlıydı."
"Ah şu deli kız. Davet var ama o yanında iksir şişelerini getirip iksir yapıyor. Neyse Draco, ben bir kadeh daha alacağım. Görüşürüzzzz!"
Bellatrix Draco'nun yanından dans ederek giderken Draco belirgin bir şekilde göz devirdi. Kapıya döndüğü sırada orta yaşlı zayıf ve orta boylu bir adamla beraber, şapkasını kapatmış soluk tenli ve kendi yaşlarında bir kızı görmüştü. Kız odanın bir köşesine giderken adam karşısına çıkan biriyle ayak üstü muhabbet etmişti. Draco kızın gizeminden rahatsız olup ona tuhaf tuhaf bakarken adam ona gülümseyerek yaklaştı ve selamlaşmak adına başını hafifçe eğdi.
"Merhaba Draco. Tanıştığımıza çok memnun oldum. Ben Anthony William Wood."
"Memnun oldum efendim."
"Gün geçtikçe babana daha da çok benziyorsun."
"Evet, çoğu kişi öyle söylüyor." dedi Draco sahte bir gülümsemeyle. "Davete yanlız mı geldiniz?"
"Ah hayır kızımla geldim. Bak şurada."dedi Bay Wood arka tarafı göstererek. Kızın orda olmamasıyla tekrar Draco'ya çevirdi kafasını.
"Kusura bakma. Kalabalık ortamlara alışması biraz problem oluyor da... Dışarı çıkmıştır. İzninle evlat." diye de ekledi. Ardından kapıya doğru ilerledi.
-flasback sonu-
"Evet... Gördüğün Ölüm Yiyenler arasında Melezlerde var. Adı-Anılmaması-Gereken de bir Melez. Yani baban ve sen Safkan takıntınız olduğu halde benim babam gibi Melez bir Ölüm Yiyenle el sıkışıyorsunuz. Farketmemişsindir belki."
Draco Maxine'nin sözüne göz devirirken Hermione araya girdi. "Maxine babası tarafından tıpkı sen ve ben gibi Ölüm Yiyen olmaya zorlanıyor. Annem benimle hiç bu konudan konuşmadı ama istediğine adım gibi eminim. Lucius neredeyse her zaman dile getiriyor, bu yüzden onu saymıyorum bile. Clara'yı da daha önce görmüşsündür büyük ihtimalle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-MORSMORDRE- ~Dramione [TAMAMLANDI]
Fanfiction(Bazı noktalama ve bazı imla hataları var. Umarım sizin için sorun olmaz:) ) "Savaş sadece bir adım uzaktaydı" "Beyaz çabuk kirlenecek kadar aydınlıktır. Siyahsa yeniden kirlenemeyecek kadar karanlık" ~~~~~~~~~~~ "Zorba biriyim belki evet, belki çok...