9.Bölüm❥

22.1K 1.7K 601
                                    

Aynı kağıdın arka ve ön yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirini görmeyen...-Aziz Nesin

"Merhaba, bu güzel bayanın ismini öğrenebilir miyim?" Elimde hareket eden kalem durdu.

Hafifçe başımı kaldırıp yüzüne bakmadan tekrar gözlerimi defterime çevirip yazmaya devam ettim.

Okulun yanındaki kafede, bir ay sonraki tiyatronun metinlerini yazıyordum. Özlem Hoca istemişti. Edebiyat öğrencilerinin koçuydu.

"Size diyorum?" Kurtulamayacağımı anlayınca elimdeki kalemi sakince defterime bıraktım.

"Bana mı dediniz?" Hızlıca karşımdaki sandalyeyi çektip oturdu. Tek kaşımı kaldırdım. "Evet, bu güzel bayanın ismini öğrenebilir miyim, dedim."

"Hayır."

"Ne demek hayır?" Gözlerimi ellerimin arasına aldığım kahveden çekmedim. "Hadi ama tüm kızlar hoşlanır bunlardan." Hafifçe masaya eğildi.

"Nazlanıyor musun, yoksa?"  Dişlerimi sıktım.

Oturduğu sandelyeyi midesine sokmamam için tek bir sebep?

"Gerçekten mi? Tüm kızlar hoşlanır mı bunlardan?" Kafasını salladı.

"Kız olmadığımı farkettim, çok şükür."

Yanımıza gelen garsona dönüp "Bu güzel bayanın, kahvesinden istiyorum." Gözlerimi kapattım. Sabır, sabır, sabır...

Gürültüyle sandelyemi arkaya itip kalktım. "Eh yeter be! Bayan, bayan, bayan. Kadın kadındır, bayan anandır." Sinir etmişti.

Kitaplarımı toplarken şaşkınca yüksek denilebilecek bir sesle konuştu. "Annem ne alaka, ona niye laf ediyorsun?"

"Kusura bakma ya, haklısın yazık kadına, düşünsene dokuz ay boyunca karnında bebek taşıyorsun. Her sancısına, zorluğuna katlanıyorsun. Sonunda ortaya böyle birşey çıkıyor. Gerçekten acıdım şuan." Kitaplarımı çantama tıkıştırıp elime kahvemi alıp hızla kafeden çıktım.

Şubat ayındaydık ama öyle dondurucu bir soğuk yoktu. Yine de soğuk havaları sevmezdim. Çok sıcak havaları da. Ilık, yağmurlu havalar tam bana göreydi.

Arkamdan birisinin sesini duydum. "Pardon kadın, bir bakar mısın?" Kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım.

Arkamı döndüm. "Cüzdanınızı kafede unutmuşsunuz." Elimi uzatıp aldım. "Amacım bu değildi, sadece bayan kelimesinden hoşlanmıyorum. Kusura bakmayın, biraz kaba davrandım."

Gülümsedi. "Pekâlâ, önemli değil." Elini ensesine attı. "Caner, ben."

Zorla gülümseyip arkamı döndüm. "Sen de ismini söyleseydin." Umursamayıp yürümeye devam ettim.

Helen: Evde misin?

Aslı: Evet

Helen: Ayrılma bir yere.

Aslı: Allahuekber, çok ciddisin korktum.

Görüldü

Aslı: Tamam.

Hızlı adımlarla evin önüne geldiğimde ben daha zile basmadan kapı açılmıştı.

Ve tırnaklarını kemiren bir Aslı...

"Noldu, kötü birşey mi var?" Sessizce içeri girip ayakkabılarımı çıkardım.

Aynı sakinlikle Aslı'ya döndüm. "Bilmem, onu sen söyleyeceksin." Derin bir nefes aldım. "Anonim kim?" Gözleri büyüdü.

Kafasını iki yana salladı, kendine gelmek ister gibi. Alayla gülümsedi.

Ya da sadece yapmaya çalıştı!

"Halk tarafından uzun dönemler sonunda oluşmuş, halkın ortak malı olan ürünlerden oluşan bir edebiyattır. Halk edebiyatının dallarından biri olan anonim edebiyat,kim tarafından söylendiği bilinmeyen,halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu edebiyat koludur. Sözlü geleneğe dayanır.Halk diliyle-"

"ASLI!" Yerinde sıçrayıp gözlerini belertti. "Son kez soruyorum. Bana yazan kişi kim?"

"Ha sen onu diyorsun." Tekrar gülmeye başladı ama dokunsam bağıra bağıra ağlayacakmış gibi geliyordu.

"Ne bileyim ben yahu?"  Tek kaşımı kaldırdım. "Yalan söylüyorsan üç gün oruç tutman gerekecek." Yenilgiyle omuzları çöktü.

Uzanıp elimi tuttu. "Helen, bunu benim söylemem ne kadar doğru?"

Elimi elinden çekip boş boş gözlerine baktım. "Bilmediğim birisi bana yazıyor. Haram ayrıca kendimi enayi gibi hissediyordum ve beni sevdiğini söylüyor, bilmek hakkım değil mi?"

"O senden kendini gizlemiyor ki, tam tersine biraz gözünü açsan görürsün. Mesela o bana söylemedi, ben anladım. Hatta şuan yazsan bile söyleyeceğine eminim. Sen öğrenmeye hazır mısın?"

Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Duymak istemiyorum, ama merak da ediyorum."

"Öğrenmek istiyorsun ama sözlerinden bile etkileniyorken, öğrenirsen kapılmaktan korkuyorsun."

Yutkundum. Bu kadar haklı olmak zorunda değildi!

Bilinmeyen Numara: Sen de gördüğümü görecekler diye, ödüm kopuyor -Özdemir Asaf

Anonim ve Helen hakkında düşüncelereniz neler?

Oruç nasıl gidiyor?

Akşama ne yemek yapsak diye oturduk kara kara düşünüyoruz ösmfmdöejösks

Son olarak ben açım :(

Kahve | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin