❁
1.Bölüm
🎼 BOL4 - Some
"Birçok alanda çok başarılı olmuş, diğer bir deyişle zafer kazanmış biri olarak, şimdi bile nasıl hissettirdiğini hatırladığım o zafer, en sevdiğim ve beni en iyi hissettiren zaferimdi."
❁
İki yıl önceydi.
Onunla ilk karşılaştığım zaman, yirmi yedi yaşındaydım. Bir gün annem, yoksa ciddi bir hastalığı mı var? diye düşünmemi ve korkmamı sağlayan bakışlarıyla beni yanına çağırmış ve şöyle söylemişti: "Jennie, hatırlıyor musun bilmiyorum, sen üniversiteye hazırlanırken sana uzaktan bir akrabamdan bahsetmiştim. Adı Lalisa Manoban. Uyuşturucu işleri yüzünden yedi yıl ceza almıştı. O birkaç ay boyunca bizimle kalacak."
Annemin bana temkinlice söylediği cümlelerden sonra, saçma bir şekilde öfkelenmiş, dudaklarımı dişleyerek "Bir suçlunun bizimle kalmasını mı istiyorsun? Başımıza bela açarsa ne olacak?" diye sormuştum. O zamanlar, aşırı derecede önyargılı bir insandım. Yedi yıl önce teyzelerim tarafından saygısız, kötü kalpli ve zorba olarak çağırılmış biri bizimle kalırsa başımıza dertten başka bir şey olmaz gibi gelmişti.
Annem dizimi sıvazlayarak yavaşça gülmüş ve hiçbir şey söylememişti. Muhtemelen o da, o günlerde benimle aynı şeyleri düşüyordu ama yine de önyargılarını arka planda tutup, ailesinin yüz çevirdiği o kıza iyilik yapmayı seçmişti. Yardıma ihtiyacı olan birini görmezden gelseydi, vicdan azabı onu yer bitirirdi. Bunun bilincinde olduğum için söylediklerimin üstüne başka kelime eklememiş, annemin yapmak istediğine müsaade etmiştim.
Diğer gün, onu almak ve eve götürmek için erkenden otogara gittim. Onu bulduğumda bir köşeye oturmuş, elleri siyah ve oldukça yıpranmış siyah ceketinin ceplerinde, uzun kirpiklerinin ardından gökyüzünü izliyordu. Solgun renkli, çatlamış dudaklarının kenarları hafifçe kıvrılmıştı ve aldığı derin nefesler ve o nefeslere karışan iç çekişler bugün bile aklımdan hiç silinmez.
İtiraf etmem gerekirse, onu gördüğüm an afallamıştım. Huysuzlukla kasılan yüzüm gevşemiş, farkında olmadan olduğum yerde dikilip birkaç dakika boyunca, dudaklarındaki yarım yamalak bir tebessüm ile küçük bir kız çocuğu gibi kırılgan ve zarif görünen güzel yüzüne baktım. Yatağımda dönüp dururken aklımda canlandırdığım bir suçluya ait olabilecek auralardan hiçbirine benzemiyordu onun havası. Ne öfkeli ne umursamaz ne oyuncu... Yalnızca kırılgan görünüyordu. Şöyle bir dokunsam paramparça olurdu sanki.
Biraz zaman geçtiğinde, gözlerim yüzünü terk ediverdi. Derin bir nefes alarak kendime gelme isteği ile yutkundum. Ardından "Lalisa Manoban." diye seslenerek hareketlendiğimde, bakışları hızlıca beni buldu ve ona doğru ilerlediğimi gördüğünde aceleyle ayağa kalktı. Yüzündeki ifade birden değişti, gülümsemesi bozuldu ve ellerini önünde birleştirip zaten büyük olan gözlerini daha fazla açarak yüzüme baktı. Sanki korkuyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
They Never Know
Fiksi Penggemar"Biliyor musun, Jennie? Tam burada, kurumuş çiçeklerin arasında çok güzel bir çiçek açtı. Bir gün o da solar diye çok korkuyorum."