ぬNine

374 42 10
                                    

9

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

9.Bölüm

🎼 Rina Sawayama - Chosen Family

"Lalisa'nın içinde olmadığı her şeye cahildim."

"Neden devam etmiyorsunuz?" Sehun, meraklı bir sesle sorduğunda bakışlarımı uzun zamandır durduğu şömineden aldım ve Sehun'a çevirirken hafifçe gülümsedim. Doğrusu nasıl devam edeceğimi bilmiyordum. Onlara en başından beri anlattığım için bir anlığına pişman olmuştum. Zira geçmişin tozlu sayfalarını karıştırmak acı verici bir deneyimdi. Lalisa'nın güzel yüzü bir fotoğrafa bakıyormuşum gibi gözümün önünde canlanıyordu ve istemsizce ona uzanmak, ellerimi yanaklarına koymak istiyordum.

"Gitti." dedim. Cümlemi bir iç çekiş takip etti, ancak bu iç çekiş bana ait değildi. Başından beri can kulağıyla beni dinleyen Dahyun'a aitti. Bu beni şaşkınlığa uğrattı, kafamı çevirip ona baktım. "Neden gitti?" diye sordu şaşkınlığımı aldırmadan. Ağladı ağlayacak gibi görünüyordu, anlaşılan çok duygusal bir insandı. "Yani neden- Sizi sevdiğini söylüyor. Sizinle tanışmak için aynı şeyleri yeniden yaşarmış, bu kadar çok seven bir insan nasıl gidebilir?"

"Lalisa..." dediğimde bir anlığına duraksamış, derince yutkunmuştum. "Onun için yalnızca sevgi yeterli değildi. Bu oldukça anlaşılabilir bir şey. Başına gelenlerden sonra hiçbir şey bitmemiş sonuçta. Yedi yıl boyunca birbiriyle aynı günler geçirmişti, bunu yaparken de bir sürü tehlikeli suçluyla birlikteydi. Sürekli tetikte olması gerekiyordu. Vücudunu ve zihnini korumalıydı. Onun yerinde başka birisi olsaydı, kesinlikle delirirdi ama o... gerçekten güçlüydü, sonunda özgürlüğüne kavuşunca yeniden sevmek için kollarını bile sıvamıştı."

"Beni gerçekten seviyordu. Nasıl baktığını görseniz... Ama beni sevdiği her an acı çekiyordu. O günlerde güvenmek onun için imkansız gibi bir şeydi. Geçmiş onu bırakmıyordu çünkü. Sürekli kabus görüyordu, onu kollarımın arasında sakinleştirmek için uğraştığım günleri sayamam bile. Bu yüzden bir gün Lalisa'yı karşıma alıp 'Ayrılalım.' demiştim. Yüzü bembeyaz olmuştu anında. Gözleri büyümüş, ne diyeceğini bilemeyerek yüzüme bakakalmıştı."

"Korktu mu?" diye sordu birisi. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Tabii ki de korkmuştu. Onunla oynadığımı bile düşünmüş olabilirdi ama muhtemelen ona bu süreyi tanımadan sebebini söylemeye başlamıştım. Ona içinde olduğu savaşın farkında olduğumu söylemiştim. 'Lalisa... senin ne kadar zorlandığının farkındayım. Artık bencillik yapmak gibi bir lüksüm yok, yanımda kalmanı isteyemem ya da bana güvenmeni.' demiştim. 'Bundan sonra ne yaparsan kendin için yapmanı istiyorum. Hayatının bundan sonraki dilimini de acı çekerek geçirme olur mu?'"

"'Bugün son günümüz olsun. Bugünden sonra istediğin her yere git, istediğin her şeyi yap. Benim için hiç endişelenme. Sen mutlu olduğun sürece ben de mutlu olurum.' Bu cümleleri söylerken ellerim titriyordu tabii, benim için de her şey çok zordu. Lalisa'nın yanımda olmadığı bir saniyeyi bile düşünemiyordum. Nasıl düşünebilirdim ki zaten? Onunla doğmuş gibiydim, o olmadan önce nasıl bir insan olduğumu bile bilmiyordum. O olmadan neler yaptığımı, o olmadan neler düşündüğümü... Lalisa'nın içinde olmadığı her şeye cahildim."

"Lalisa 'Ben yapamam. Jennie, seni nasıl bırakırım? Hem, gitsem ne olacak? Gelecekte ne olacak? Seni burada bırakarak nasıl mutlu olabilirim?' diye, ağlamaklı bir şekilde bir sürü şey söylemişti. Ben ise 'Mutlu olacağını biliyorum, Lalisa. Eğer mutlu olduğun gelecekte, hâlâ hayatında olmamı istersen gel ve elimi tut, olur mu? Ben hep burada ve seni seviyor olacağım.' diye karşılık vermiştim. O günden sonra, Lalisa birkaç gün boyunca sürekli düşünmüştü. Dediğim gibi o gün son günümüz olmamıştı. Lalisa yanımdan hiç ayrılmamış, beni öpmeyi bırakmamıştı."

"Sonra bir gün kararını verdi işte. Yanıma gelip gideceğini söyledi, 'bir ay' dedi. 'Eğer bir ay içinde daha iyi hissetmezsem geri geleceğim.' Gülümsemiştim yalnızca. Geri gelmeyeceğini biliyordum. Verdiğim bu karar üzerinde yalnızca birkaç dakika düşünülmüş bir şey değildi. Psikolog olan bir arkadaşıma bile sormuş, günler boyunca derinlemesine düşünmüştüm. Bu yüzden iyileşene kadar geri gelmeyeceğinden emindim. Ama iyileştikten sonra... Onun yeniden birilerine güvenebilmesi, birilerini gönül rahatlıyla sevebilmesi gerçekten uzun sürecekti; bu süre boyunca hislerinin değişmeden kalması ne kadar mümkün bilmiyorum."

"Sizce geri gelir mi?"

"Bilmiyorum." dedim dürüstçe. Lalisa hakkında bildiğim tek şey, şu anda eskisinden çok daha iyi olduğuydu. "Annem onunla sık sık telefonda konuşuyor. Uzun zamandır Lalisa'nın benden hiç bahsetmediğini söyledi. Belki de beni artık sevmiyordur."

Dahyun dediğimle anında "Böyle söylemeyin." dedi. Kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda da burnunu çekti ve devam etti. "Lalisa unnie, sizinle sevgili olduysa ve zorlanmasına rağmen size güvenmek için elinden gelen her şeyi yapmaya çalıştıysa, tanrı bilir sizi ne kadar seviyordur. Sehun bile lisedeki sevgilisini uzun zamandır görmediği halde sevmeye devam ediyorsa, Lalisa unnie sizi nasıl sevmeyi bırakabikir?." Son cümlesiyle Sehun doğrulmuş ve "Sehun bile mi?" diye sormuştu hayretle. "Nasıl bir adam olduğumu düşünüyorsun?"

"Sus." dedi Dahyun ona dönerek. "Konumuz senin nasıl bir adam olduğun değil." Ve bana dönerek devam etti. "Sizinle arabam üzerine iddiaya bile girebilirim. Görürsünüz, geri gelecek."

"Umarım." dedim fısıldar gibi bir tonda. "Umarım geri gelir."








Geçiş bölümü olduğu için kısa oldu. Diğer bölümde telafi edeceğim. Ayrıca ayrılıklarını geçiştirir gibi anlatmış olabilirim ama ileride bir kez daha, daha ayrıntılı değineceğim. Yani sanırım, planım o yönde. İyi günler!

(Ve bayram şekerleriniz burada 👇🏻)

(Ve bayram şekerleriniz burada 👇🏻)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
They Never KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin