Handler

1.1K 103 25
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen ʕ⁠っ⁠•⁠ᴥ⁠•⁠ʔ⁠っ

"Ben tut!" dese de tek tutabilen kendisiydi. Five'ın anlayamayacağı kadar hızlı davranıp sargı bezlerini bileğine doladı. Ardından inşaat demirine geçirdi. Five kurtulmaya çalışıyor, kızı itiyordu. Her ittiğin de ise Ben yumruğu büyüklüğündeki kaya parçalarını kafasına fırlatıyordu. "Azıcık rahat dur Five! Böylesi hepimiz için daha iyi olacak." 

Five "Işınlanamayacağımı mı sanıyorsunuz?" Kahkaha attı, karnı gülmekten acıyordu. Işınlanmaya çalıştı. Tekrar ve tekrar denedi. Hayır, olmuyordu. Gözlerine inanamadı. "Ne? Nasıl yani?" 

Ben "Oha çocuğun Bug'ını bulduk." Gülme sırası çekik gözlü hayalet beye gelmişti. "Amanda aman sen elini kurtaramıyorsun diye ışınlanamıyor musun? Ayyy kıyamam! Yazık ya ablası baksana şuna, karizması bozuldu."

"Ciddi misin? Bak Five istersen tekrar dene, sonradan ışınlanabildiğini fark edip ağzımı kırmanı istemiyorum. Eğer dayak yiyeceksek şimdi yiyelim." 

İnanamayarak etrafında dolaştılar. Hatta yerden sopa alıp dürtüler. Gerçekten kurtulamıyordu. Ben eğer yaşıyor olsaydı yani kardeşine dokunabiliyor olsaydı çoktandır beşlik çakmıştılar. Five'ı alt ettiklerine o kadar çok seviniyordular ki... Ağızları kulaklarına varmıştı. Biliyorsunuz beşinci kardeş hep en zor alt edilendir. 

Peki ya şimdi ne yapacaklardı? Çok basit, kendi hamlelerini kabul ettireceklerdi. Aslını söylemek gerekirse April'in hamleleriydi. Five sinirle yeri tekmelemeye başladığında çantalardan yiyecekleri çıkarıp ilk olarak atıştırmış, azıcık kestirmiş, biraz da sohbet etmişlerdi. Yaklaşık dört saat sonunda ancak Five yeri tekmelemeyi yeni bırakıyordu. Evet, hepsi planın parçası. Biri kızgınlığını üstünden atmaya başladığında düşünemez, ya reddetmeye ya da kabul etmeye odaklıdır. 

"Five sormayı unuttum, yemek ister misin?" Konuşmayı başlatmanın da en iyi yolu karşınızdaki kişinin değerli biri olduğunu hissetmedir."

Five "Hayır." 

Ben "April çok tuhaf değil mi? Beni göremiyor ama seni görüyorsun. Küfür etsem duyamayacak." 

April yaşlı adamın yani Five'ın önünde diz çöktü. Korkmadan gözlerinin içine alayla bakıyordu. O mu ne planladığını soracaktı Five mı? İlk hamleyi yapmayı her zaman tercih ederdi. Harita benzeri kağıtları yere serip Lacivert keçeli kalemi eline aldı. Her hareketinde yerden toz çıkarıyor, öksürmesine yol açıyordu.  Aslında ihtiyacı olan harita değil, kağıttı. Tuhaf işaretlemeler yapıyordu. Five'ın dikkatini çekmeyi başarmıştı. 

April "Bunlar zaman çizelgeleri. Bak şuan iki bin on dokuzda olmamız gerek değil mi? Ben'in söylediği süreye göre öyle olmalı yani. Kıyamet Vanya'nın gücü yüzünden ortaya çıktı. Belki dediklerim salakça gelebilir ama onun öncesine gidersek başka çocukların güçlerini ona karşı kullanabiliriz. Babamın anlattıklarını hatırlamıyor musunuz? Her daim güçlerimizin kullanılmayacağı günler için de yetiştirildik. Sizce babam bunları ne olur ne olmaz diye mi yaptı? Hiç sanmıyorum çocuklar." 

Five "Haklı olabilirsin ama sizi asla geçmişe götüremem, Handler'la anlaşma yapmam gerekir. Anlaşma yaparsam tarihi değiştirmeye çalıştığımı anlar, plan suya düşer." 

April "Elbette! Biliyorum Five, bizi götürmeyeceksin. Buradaki halimiz ölse bile asıl halimiz yaşamaya devam edecektir." Heyecandan kelimeler ağzından yanlış çıkıyordu. "Yine de dediklerimi yapmalısın." 

Five "Anlamadığınız şeyde tam olarak bu! Asıl haliniz zaten sizsiniz. Eğer gidersem buradaki haliniz ölmüş olur." Yerinden kalkıp arkasını döndü. Yaşlı olmasına rağmen küçük çocukların yapmayacağı hareketler yapıyordu. "Kabul ediyorum ama unutmayın bunu siz istediniz. Tüm değişimler, tüm başınıza gelecekler sizin suçunuz."

April neşeyle ellerini önünde birleştirip alkış ritmi uydurmaya başlamıştı ki içinde farklı hisler duydu. Yok olmuyordu, etrafındakiler siliniyordu. Kardeşleri de siliniyordu. Çığlık attı. Five olacakları önceden tahmin etmişti, korkmuyordu. Her yer silindiğinde boşluk dışında görebileceğiniz yoktu. Bembeyaz boşluk... Olduğu yerden kıpırdayamıyordu, biranda düşmekten korkuyordu. Şükürler olsun ki nesneler geri gelmişti. 

Tek sorun Handler'ın iş odasında olmasıydı. 

Nasıldı?

Numara A: The Umbrella Academy | Tamamlandı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin