"Hey sakin ol güzelim." diyerek Five'ın omzuna elini attı. Suratına cilveli gülümsemesini yerleştirdi. Havlusunu sıkıca kavrayarak odadaki yatağın ucuna gitmiş, bacak bacak üst üstte atarak oturmuştu. Five kızın en küçük hamlelerini dahi inceliyor, sesini çıkarmıyordu. April sessizliği daha da uzatmaması gerektiğini düşündü. "Sana Handler'a çalıştığımı söylemiştim. Hala teknolojik görüşmelerinden yapmaya çalışıyor, her ne kadar bıkmış olsam da pes ederek aramalarından birine cevap verdim." Konuşmasına mola verip çocuğun da konuşmasını bekledi.
Five "Anlatmaya devam etsene. Seni bekliyorum!" Kollarını göğsünde kavuşturdu.
"Hadi ama tatlım elbette anlatmaya devam edeceğim. Arkanı dön de giyineyim." Five'ı sinir etmeyi çok seviyor, sınırlarını da biliyordu. Tüm görevlerinde onu illa ki sinir ediyordu. "Eh hadi! koskoca eşek kadar Hargreeves misafirinin poposunu gördü diyecekler."
Five "Arkamı dönersem sert bir nesneyle kafama vurmayacağın veya kaçmayacağın ne malum? Ama her neyse poponu görmeye meraklı değilim. Kafama vurursan ölmem için dua et yoksa ayıldığımda hayatının en kötü anlarını yaşarsın."
Kendisine edilen tehdit karşısında kahkaha atmak istese de son anda durmuştu. Havlusunu yatağın üstüne fırlatıp aynadan çocuğu süzdü, başka yöne bakıyordu. Aslında çıplak halini başkasının görmesi pekte umurunda sayılmazdı. Sadece zaman kazanmaya çalışıyordu. Gerçekleri tamamen net şekilde anlatsa Şemsiye Akademisi tarafından öldürülmesi an meselesi olurdu. Biraz değiştirerek anlatmıştı, Handler'ın teknolojik aletler ile onu aradığını söylemişti. Böylece nasıl sessin gerçekten yanındaymış gibi net geldiğini açıklamış olacaktı.
Saçlarının yeri ıslatmamasına özen gösteriyordu. Duş öncesinde üstünden çıkardığı ilk çamaşırlarını yıkamış, kurutamamıştı. Elbisesinin ıslanacağını bilse de giymesi gerekiyordu. Hava kavurucu derece de sıcak olduğundan hızlıca kuruyacaklarını umuyordu. Saçlarının altına havlu koymadı, omuzlarından sarkıp vücudunu ıslatmasına izin verdi.
Grace'in diktiği altı elbisenin hiçbirini inceleyememişti. Yatağın üstünde duran elbiseler dağınık durmalarına rağmen kırışmamıştı. Rengini en beğendiyi kıyafeti alıp yakasından tuttu. Fırfırlı eteği göz alıcı güzellikte çiçek işlemeleri ile donatılmış, üst kısımlarında ise sade saten kumaş tercih edilmişti. Hızlıca üstüne giyip arkasındaki fermuarını kapattı.
"Tamam arkanı dönebilirsin." Boy aynasının dibine gidip birkaç dakika kendini inceledi. "Eğ nasıl olmuşum?" Nasıl gözüktüğü umurunda olmasa da gıcıklığına sormak istemişti.
"Güzel." Baştan sağmak, konuya kaldıkları yerden devam etmek için kısaca cevaplamıştı. Zaten berbat dahi gözükse karşısındaki kişiye kötü olduğunu söylemezdi. "Handler'la aranın iyi olmadığını sanıyordum. O zaman neden hala seni arıyor?" Duvara yaslandı. April'a güvenmiyordu, güvenmeyecekti de. "Cidden önemli çalışanlarından olsaydın seni kırk kez bulurdu. Burada onun verdiği bir görev için bulunuyorsun ama ne olduğunu henüz anlayabilmiş değilim. Merakıma yenik düşerek sizi öldürmeye şimdilik çalışmayacağım. Açıkçası yalanlarınız hoşuma gidiyor küçük hanım."
Küçük hanım... Başka hiçbir kelime sinir olmasını sağlayamazdı. "Sen kime küçük hanım diyorsun be!" Masada duran vazoyu alır almaz Five'a fırlattı.
Hemen April'ın arkasına ışınlandı. "Beni hedef almak büyük hata, vurmak ise büyük başarıdır."
Kahkahalar eşliğinde April'dan kaçmaya başladı. Uzun süredir ilk kez güldüğünün farkındaydı, durumdan olabildiğince faydalanacaktı. April bulabildiği eşyaları alıyor, durmadan çocuğa fırlatıyordu. Five'ın aksine oldukça öfkeliydi, sürekli lanetler okuyordu.
Gülüşme-bağırışma eşliğinde alt kata yani mutfağın olduğu kata inmişlerdi. Herkesin masada sessizce oturduğunu gördüklerinde kavgaya mola verdiler. Boş buldukları ilk yere geçip yemeğe oturdular. Grace aynı mırıldanma ile sofrayı kuruyor, Reginald'ın kafasından birer parça tabaklara yerleştiriyordu.
Oy ve yorum yapmayı lütfen unutmayın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Numara A: The Umbrella Academy | Tamamlandı ✔
Fanfiction"Reginal'ın öldürülmesiyle alakam yok, benim öldürmem haricinde tabi ki." Five "Hayalet kardeşimi üstüne salarım." Karşınızda şehrin en iyi patencisi April var. Aslında her şey onun Reginald'a karşı gelmesiyle başladı. Kitap İçi Edit Tasarımları: R...