Kan

2.1K 177 172
                                    

Şuanlık çocuklar küçük ama gelecek 2-4 bölüm içerisinde yetişkin olacaklar.

"Nasıl yani? Bir dakika... Beni burada olduğumu nasıl biliyorsunuz?" Az kalsın dengesini kaybedip yere yığılacaktı. "Bakın çocuklar dalga geçiyorsanız bu hiç komik değil!"

Numara Beş (Five) "Dalga geçiyor gibi mi gözüyoruz?" Buza baktı. "Bak buraya gelecek misin? Yoksa geleyim mi? En fazla kafamı vurup beyin kanaması geçiririm çünkü."

"Geliyorum! Geliyorum, bekleyin." Hızlıca buzda süzülüp kardeşlerinin yanına geldi, gerçi o zamanlar kardeş demesi pek doğru değildi. Daha çok tanıdıktılar birbirleri için. Buz patenlerini çıkarmadan beton zemine oturup ayaklarını buzda tuttu.

Numara Altı (Ben) "Bak bize anlat lütfen. Gerçekleri bilmek istiyoruz." Üstünden çıkardığı kabanını kızın üşüyeceğini düşünerek uzattı. "Ben idare ederim, sen uzun süredir buzdasın."

"Reginald hakkında birçok şey biliyorum." dedi kabanı alırken. "İlk olarak aranızda Amerika doğumlu yok, Amerika'da doğan çocukların hepsi hükumet tarafından kurulan yetimhanelere alındı, benim gibi." Patenlerindeki bıçakları çıkarttı. "Reginald'ın eski kız arkadaşı yani annem beni evlatlık almıştı." 

Five "Tamam devam et. Reginald başka bizden ne saklıyor?"

"Bir iki kez geceleyin ceza alacağımı umursamadan koridorda gezdim. Reginald, Vanya'nın özel gücü yok diyor ama olduğuna eminim. Benimkilere benzer sinyaller alıyor. Tamam benim özel gücüm henüz beli değil ama gücüm var bundan eminiz."

Ben "Eminsin." 

"Aslında evet, aksi halde Reginald beni neden evlatlık alsın? Zaten Vanya'ya fazlasıyla kızgın. Onun için yüz karası olurdum. Ayrıca kendi de benim özel gücüm olduğunu diyor, unutmayın." Kardeşlerinin yardımıyla yerden kalktı, türbinlere oturup konuşmaya oradan devam ettiler. 

Klaus "Peki bunları bizden niye saklıyor, bizim ismimiz bile yok. Keşke seninki gibi bir isme sahip olsam April." 

"Reginald keşke bu isme sahip olmadan önce beni evlatlık edinseydi Dört. En azından annemi hatırlamıyor olurdum." İç çekti. "Buraya geldiğinizi görmedi değil mi?"

Five ışınlanıp geri geldi, elindeki kahveyi tek yudumda bitirmişti. "Ben bilmiyorum."

Ben "Hayır gören olmadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben "Hayır gören olmadı. April buz pateni konusunda çok yeteneklisin. Reginald sadece önünü kesiyor. Sana engel olmasına izin vermemeliyiz." 

Klaus "Evet seni izledik çok iyi yapıyorsun. Olimpiyatlar bu şehirde yapılacak katılacaksın değil mi?" Katılmak mı? April'ın aklından katılım ile ilgili hiçbir şey geçmiyordu, Reginald'ın engel olacağını biliyordu. "Sana destek olacağız."

"Hayır ceza almanızı istemiyorum. Diğerlerini bu konuda bilgilendirecek misiniz? Yani Allison, Diego ve diğerlerinin de bilmeye hakkı var ama deseniz bile güvenmeyebilirler."

Güvendiler.

☂️⛸️☂️

"AĞĞĞĞĞĞĞ!" Diego'ya vurdu. "İyi olup olmadığımı anlamak için tokat atmana gerek yoktu!" 

Diego "Bayıldın sandım." Sanmamıştı. 

"Tamam tamam iyiyim. Reginald'ı hallettiniz mi?" Gösteri olurken tabi ki Reginald'ın gelmesi istemiyordu. Eğer gelirse onun açısından ve kardeşlerinin açısından kötü olurdu. B2 ve C3'e buz pateni olayı söylenmemişti çünkü babalarına ispiyonlayacaklarını biliyorlardı.

Ben "Sana güveniyoruz git ve başar. Her ne kadar babamdan gizli yapsakta... Neyse. Başaracaksın April!" Çocukların hepsi teker teker kıza sarıldı. "Biz babamı oyalarken git ve başar kızım!" 

Five "Reginald'dan nefret ettiğimi demiş miydim?"

Vanya "Bu sabahtan beri otuzuncu kez diyorsun Five." Kızın makyajını yapmak ile uğraşıyordu. "Bize anlattığın performans için fazla makyaja gerek yok bence. Zaten doğal güzelliğin daha hoş." 

Allison "Saçını sıkı yapıyorum." Dedi tokayı bağlarken. "Klaus kızın tırnaklarını bittir hadi!" 

Klaus "Alli dur! Güzel yapmaya çalışıyorum şurada!" April'in eline üfledi. "Tamam, oldu bence. Elini iki üç dakika daha bir yere sürme. Onunla biri gidecek mi? Babam birinin eksik olduğunu anlayınca kafayı yiyecektir."

Luther "Merak etme oyalayacağız." April pencereden atlayıp dışarı çıktı. Yarışmaların başlamasına on beş dakika, Reginald'ın antrenmanlarına yarım saat vardı. Umarım yokluğumu anlamaz diye dua ediyordu. 

Sıra ona geldiğinde hiç olmadığı kadar korktu. Tüm suratından korkusu beli oluyordu. En kötüsü ile buz pateni turnuvasının canlı yayın olarak yapılmasıydı. Evden çıkarken Pogo'nun kendisini gördüğünü bilmiyordu.

"Sakin ol kızım! Başaracaksın April!" diye bağırdı. Yanındaki insanlar deliymiş gibi bakıyordu. İsmi okunmuş, sahneye çoktan çıkmıştı.

(Videoyu mutlaka izleyin.)

O kadar usta performans sergiliyordu ki izleyen herkes hayretler içinde kıza baka kalıyordu. Gösterinin sonuna doğru dengesini toparlayamayıp yere düşmüştü, bozuntuya vermeyip gösterisinin parçasıymış gibi davrandı. Gösterisi bittiğinde her milletten insanlar kızı ayakta alkışlıyordu. 

Luther "Çocuklar babamı bulamıyorum! Hala antrenman için aşağıya inmedi. Lanet! Apirl'ın yanına gitmiş olmalı. İyi de nasıl bilmişti? Reginald televizyon izleyen kişilerden değildi. 

Five "Ben April'ın yanına ışınlanıyorum! Babam eğer hala binadaysa sakın yanına gittiğimi demeyin! Bize sinirlenip kuralları çiğneyerek kahve almaya gitti dersiniz."

Reginald gerçekten de kızın yanındaydı. Doğruca kızın güzel gözlerinin içine öfkeyle bakıyordu. April onu gördüğünde yutkundu. İyiki de performansı bitmişti yoksa afallayacak ve dengesini kaybedip düşecekti. 

Five "Baba! Kızdan uzak dur! Artık yeter hayatımızın sonuna kadar seninle olmayacağız! Biraz da bizim kendi başımız bakmamıza yada dünya çapında tanınmamıza izin ver! Eğer sadece maskelerimiz ile tanınmamızı istiyorsan gerçek bir canavarsın sen!" 

Reginald "Bütün bunları evde konuşacağız!" İki çocuğu da kulağından tutup çekti. "Peki ya ölsen April! Hah? Ölsen umurumda bile olmaz! TAM BİR BAŞ belasısın!"

April "Beni bırak! Sana yalvarıyorum beni bırak! Bir kezcik olsun izin veremez misin? Ne olur sonuçları bekleyelim! Lütfen!" Reginald tarafından patenlerini çıkarmadan sürüklendiği için bilekleri patenlerinin bıçakları yüzünden kesiliyordu. "Canım yanıyor!" Ağlasa da Reginald dinlemiyordu, araba çarpmış hayvanların arkasında bıraktığı kan izi gibi yerde kan bırakıyordu. "BABA! Lütfen!"

Gözleri kapandı. 

Numara A: The Umbrella Academy | Tamamlandı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin