Kopyalama

390 47 13
                                    


Oy ve yorumları unutmayalım. <3

"Sen neden buradasın?" diyerek yattığı yerden doğrulmuştu. Karşısında kendi evrenindeki Five Hargreeves duruyordu. Ne yapacağını düşündü, ona katılmalı mıydı? Artık neredeyse geçmişini unutmuştu, tabi sürekli olarak gördüğü halüsinasyonları saymazsak. "Buradan gitmelisin." 

"Ne? Ap farkında mısın yıllardır sana söz verdiğim için uğraşıyorum. Bunları yaparken kendimi gençleştirmenin yollarını dahi buldum. Sen ciddi olamazsın, benim kardeşim ciddi olamaz. Handler seni zorla mı tutuyor?" Yatağın kenarına oturdu, gözlerinin altı uykusuzluktan mosmor olmuştu. Üstündeki kıyafet ise toz içinde kalmıştı. Yine se sevgi dolu gözler ile kıza bakmayı sürdürüyordu. "Seni seviyorum kardeşim, benimle gel." 

"Hayır b-ben... Ben bunu yapamam!" Yerinden kalkıp birkaç adım geriye attı, yüzü ona karşı dönüktü. "Lütfen beni zorlama. Herkesin öldüğünü gördüm, herkesin defalarca kez öldüğünü gördüm. Kendimin evreninizdeki fazlalık olduğunu, Reginald'ın defalarca kez öldüğünü gördüm. Ben her şeyi gördüm." Konuşmuyor, bağırıyordu. Akademide olan kişilerin duyup duymamasını umursamıyordu. 

 O everene sadece kardeşi Ben için dönerdi. Ben ile aralarında özel bir kardeşlik bağı olduğunu hissediyor, biliyordu. Ayrıca küçükken akademide olan herkes ona kötü davranırken sadece o kötü davranmamıştı. Ben her zaman kardeşlerinin iyiliğini düşünürdü ve onu geri getirmenin hiçbir yolu yoktu. Kendi evreninden gelen Five peşinde dolaşıp konuşuyor, onu dinlemesini istiyordu. Yatağının altındaki kirli mor üniformasını aldı, silahlarını uzandı. Eğer çocuk gitmeyecekse onu zorlayacaktı. Gelişi güzel yapılmış planlar Handler'dan sonsuza kadar kurtulmalarını sağlayamazdı. Tek kelimeyle mükemmel planlar yapmalıydılar, o zamana kadar da asla patronuna ihanet edemezdi. 

"Bu son uyarım, buradan git!"

"Hey! Ne yaptığını sanıyorsun?" Göz yaşlarına hakim olamadı. "April? Lütfen beni dinler mis-" 

İçeriye elindeki tepsi ile şuan bulundukları evrende olan Five ışınlanmıştı. Dikkati tepside olsa da sonradan kendisinin birebir aynısını görünce eli titremeye başlamıştı. Hayır kopyasını gördüğünden dolayı korkmuyordu, zamanda salakça atlama yaptığını düşünmüştü. Tepsiyi cilalı ahşap taburenin üstüne sakince bıraktı. Kimse konuşmuyordu, sadece ne halt yiyeceklerini bulmaya çalışıyorlardı. 

April "İmdat odam da sapık var!" Kardeşi olan Five'ı gösterdi, gitmemeyi kendi seçmişti. O zaman bedelini ödeyecekti. "Ya sen nasıl odama girdin? Iyy pis sapık." Kahkaha atmak istiyor, son anda kendini tutuyordu. 

Five "Merhaba, öncellikle ben hiçbir zaman diliminde sapık olmadım bayan Yangın Alarmı Patlatan." Kopyası olan çocuğa döndü. "Şimdi senin kendi zaman dilimine mi gitmen gerekiyor yoksa benim mi gitmem gerekiyor? Ya da birbirimize saldırıp öldürmemiz mi? Koca adamlar gibi oturup bunu konuşmalıyız." 

Five'ın ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Diğer Five'ın biran önce kendi evrenine dönmesini veya buradan uzaklaşmasını istiyordu. Ya bağıra bağıra yeni bir olay çıkaracaktı ya da herkesin her şeyi öğrenmesine izin verecekti. Birinci yolu seçti. Handler'ın kostümüne koyduğu haber cihazın aldı. Cihaz kırmızı yuvarlak bir düğmeydi. Deliklerinden sarkan dört adet ipliği vardı, üç ipliğini aynı anda çekti. Handler'ın hızlıca buraya gelmesini sağlamıştı. İki Five'ta onun yaptığını asla bilmeyecekti. 

Handler odalarında geldiğinde orijinal Five'ın kendisi ile ilgilenmesi gerekiyordu, Handler'a saldırmaya kalkarsa işler kötüleşirdi. Açık olan penceresine gidip arkasını yaslandı, mermerinin üstüne oturdu. Handler'ın adamları odaya dolmaya başladığı anda çığlık atarak kendini aşağı bıraktı. Yaptığı planlar bazen aptalcaydı ama arkasını toparlamasına yetiyordu. 


Numara A: The Umbrella Academy | Tamamlandı ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin