Tekrar o minik ağzından, "An- ne."kelimesi döküldüğünde daha fazla dayanamadı ve kolları arasına onu dahada hapsederken yanağından kocaman öptü.
" Allah'ım bu nasıl bir mutluluk böyle. Kalbim dayanmayacak." dediği sırada telefonundan gelen bildirim sesi ile bebeğinin yüzüne bakarken yatağa doğru ilerledi.
Akgün' ü tüm masumiyeti ile yüzüne bakıyordu ve kımıldanarak kolları arasından çıkmak istiyordu. Çok fazla sıkılmayı sevmiyordu.Bebeğini yatağa yatırdığında telefonu eline aldı ve ekranı açarak mesajda yazanlara baktı.
Okudukça yüzündeki gülümseme genişliyor, hissettiği coşkun duygular yüzünden yazanların garipliğini sezemiyordu.
Çünkü mesajda;" Anne kelimesini duymanın verdiği mutluluğu bende yaşamak istiyorum. Baba diyeceği günü sabırsızlıkla bekliyorum."
yazıyordu.
Bebeğinin ağzından 'baba.'kelimesinide duymak istiyordu fakat bu adam kendilerini nasıl duyabiliyordu. Bebeğinin ağzından ilk çıkan kelimenin ' Anne.' olduğunu nasıl bilebiliyordu. Kendisinin hissettiği mutluluğa nasıl şahit olabiliyordu.Merak duygusu git gide kabarıyordu. Bakışlarını telefondan çekti ve pencereye doğru ilerledi. Tekrar ağaçların oralarda bir yerlerde olabilir diye düşünerek bakışlarını gezdirdi. Hadi diyelim oradaydı ve kendilerini izliyordu. Duyma kısmı ne olacaktı.
Dışardan izlese dahi kendilerini duyamazdı. Bu uyuşmazlık ile bakışlarını odanın içerisine kaydırdı ve dinleme cihazı aramaya başladı. Bu sırada bebeği yatakta kımıldanıyor ve elleri ile oynuyordu. Etrafa gülücükler saçıyordu." Buralarda bir yerlerde olmalı." diye mırıldandı. Elini yatağın alt kısmında gezdirerek aramaya başladı. Eline takılan bir çıkıntı olmamasından burada olmadığını anladı. Yatağın iki ucunda bulunan komodine de baktı. Orada da yoktu. Geriye bebeğinin beşiği ve dolaplar kalmıştı.
Beşiğe doğru gitmeye başladığı sırada telefonunun çalışı ile az önce yatağın alt kısmına bakarken üzerine bıraktığı telefonu uzanarak geri aldı. Arayanın kim olduğuna baktı.Arayan bebeğinin babasıydı.
Numarasını da ' Bebeğimin babası.' olarak kaydederek rehberine eklemişti.
Telefonu açtı. Kulağına yaklaştırdığında adamın sesini ilk defa duyacak olmanın heyecanına kapıldı ve susarak ne diyeceğini beklemeye başladı." Aramaya bir son veremez misin?" diye sorması ile afallarken sesindeki etkileyici ton kulaklarına şölen yaşatmıştı. Fazlası ile dikkat kesilesi bir ses tonuna sahipti. Hem tok hemde erkeksiydi.
" Bari sesinizi duymama izin veremez misin Behrem?" diyerek az önceki sorusuna yeni bir soru daha eklediğinde ne diyeceğini bilemedi. Sesindeki çaresizliği sezmişti ve yüreğine işlemişti.
" Neden evladını bu denli severken ondan uzak duruyorsun?" diyerek sorularını yanıtlamak yerine başka bir soru ile karşılık verdi. Bilmek istiyordu. Evladına hasret olan bu adamın uzak durmasında ki nedeni ölesiye merak ediyordu. Aralarındaki bu sır perdesi yavaş yavaşta olsa aralansın istiyordu.
" Çünkü onun güzel bir hayatı olsun istiyorum. " demesi üzerine bebeğinin ağlamaya başlaması ile yanına doğru ilerledi. Telefonu hoparlöre alarak yatağın üzerine bıraktıktan sonra bebeğini kucağına alarak sallamaya başladı. Bir yandanda, "Ne oldu uğur böceğim." dedi. Bebeğine böyle hitap etmek fazlası ile hoşuna gitmişti.
Telefonun diğer ucundan adamın, " Annesinin uğur böceği oldu demek." dediğini işittiğinde sanki görebilecekmiş gibi başını 'Evet.' anlamında salladı. Yüzünde ise içten bir tebessüm vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK!
General FictionKapının çalmasıyla, "geliyorum." diyerek bağırdı.Köpüklediği tabakla süngeri diğer bulaşıkların yanına bırakarak mutfağın çıkışına yöneldi. Bir yandan hem köpüklü ellerini üzerine siliyor hem de gelenin eski kocası olmamasını diliyordu. Kapıya ula...