❤️Öncelikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Coçuk Bayramınızı kutluyorum ve okurken zaman zaman çocuklaşacağınız uzun mu uzun bir bölümü sizlere armağan ediyorum.❤️Karşısındaki tatlı çifti izlerken yüzünün güldüğünü hissediyordu. Dudakları farkında olmadan yay misali kıvrılmıştı ve izlediği görüntü ile zihninde canlanan düşünceler yüreğine mutluluk duygusunu uğurlamıştı.
Hayali bile bu denli mutlu ediyorken gerçekleştiğine ne denli mutlu olacağını tahmin dahi edemiyordu.Ayağa kalktı. Kısacık bir süre ayrı kalmak bile sevdiği kadını, evladını özlemesine yetmiş, artmıştı.
Cevdet, " Nereye?" diye sorduğunda Melike kendisinden önce davrandı ve kolunu cimcirirken, " Sanane Cevdet, adamın kendi evi, istediği yere gider." dedi. Cevdet kolunu tutarak acıyla inlediği sırada Melike ise kendisine baktı ve dudaklarını kımıldatarak, " Git, git." dedi. Yüzünde ise anladığına dair bir gülümseme vardı. Bu kadın cidden sadece sevdiği kadına değil kendisinede çok güzel bir arkadaş olacaktı.Odaya geldiğinde kapıyı yavaşça açarak içeri girmişti ki gördüğü görüntü karşısında dona kaldı. Behrem iç çamaşırları ile karşısındaydı...
Akay' ın anlatımından devam edeceğiz ❤️
Behrem ise kendisinin odaya girmesi ile panik duygusuna kapıldı. Yatağın üzerinde duran elbiseyi aldığı gibi, " Akay! arkanı dön!" diye bağırdı. Bu bağırış ile kendine gelerek hafiften başını iki yana sallarken gözlerini kapayıp açtı.Arkasını dönmek istemiyordu. Sevdiği kadının pürüzsüz tenine bakışları ile dokunup okşamak istiyordu. Dediğine uyarak içini kıpır kıpır eden ve mest olmasına neden olan görüntüden mahrum kalmak istemiyordu.
Behrem dediğini ikileyerek, " Akay! arkanı dön dedim!" diye tekrar sesini yükselttiğinde küçük bir çocuk gibi mızmızlanarak, " Dönmesem olmaz mı?"dedi. Bu sırada bakışları Behrem' in gül çehresine çıkmıştı.
Hafif çatık kaşlarla kendisine bakıyordu lakin o bakışlarda kızgınlık değil utanç duygusu barınıyordu.Birkaç saniye sonrası bakışları boşluğa düşmüştü. Behrem dahada utanarak bakışlarını kaçırmıştı. Bir yandan ise üzerine giyemediği elbisesini göğüslerinden başlayarak aşağı doğru sarkıtmıştı. Vücudunun açıkta kalan kısımlarını örtmeye çalışıyordu lakin pekte başarılı olamıyordu. Hâlâ bakışları sevdiği kadının tenine nüfus ediyordu.
Latte rengindeki teni adeta 'tadıma bak.' dercesine içine içine işliyordu." Olmaz Akay. Dön hadi." diyerek direttiğinde istemediğini dışa vurarak şiddetle ofladı. Bu sırada Akgün' ün sesini işitti. Başını o yöne çevirdiğin de oyuncaklarının başına oturmuş keyifle dağıttığını gördü. Dili döndüğü kadar kendince bir şeylerde konuşuyordu. Oğlunun uyumuyor oluşunu da tamda o zaman fark etmişti.
Odaya girdiği an sevdiği kadının etkisi altına girmişti ve diğer her şeye duyularını yitirmişti.
Oğlunun sevimli hallerini seyrederken gülümsedi ve arkasını dönmek yerine oğluna doğru ilerledi. " Hadi sen giyin. Bakmayacağım." dedi. Kendi ne kadar kararlı biriyse Behrem' de öyleydi. O yüzden onu izlemeye devam edemeyeceğini apaçık belli etmişti.Başını ardına çevirmeden oğlunun yanına kadar geldi. Yere oturduğu sırada Behrem' den, " Uyandığı gibi tüm yediğini üzerime çıkardı." sözlerini işitti. Odaya girdiğinde o görüntü ile karşı karşıya kalma sebebi anlaşılmıştı. Oğlu istifra etmiş ve gün içerisinde Behrem' in ikinci kez üzerini değiştirmesine yol açmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK!
General FictionKapının çalmasıyla, "geliyorum." diyerek bağırdı.Köpüklediği tabakla süngeri diğer bulaşıkların yanına bırakarak mutfağın çıkışına yöneldi. Bir yandan hem köpüklü ellerini üzerine siliyor hem de gelenin eski kocası olmamasını diliyordu. Kapıya ula...