" Nerede kaldın Akay." diye kendi kendine mırıldandı. Bu sırada bebeğinin kımıldanışları son bulmuştu. Kolları arasında salladığı oğluna baktı. Ne kadar inat edip dirense de birkaç dakika sonrası uykuya teslim olmuştu. Zaten tüm gün hareket halinde olduğu için bedeni epey yorulmuştu o yüzden galip gelerek uyumaması imkansızdı.
" İnatçı çocuk." derken gülümsedi ve adımlarını atmaya başladı. Bir yandanda kollarındaki minik bedeni yavaşça sallamaya devam ediyordu. Dudakları hafiften aralanmıştı ve düzenli nefes alışı verişi dudakları arasından çıkıyordu.
Odaya giderek beşiğe yavaşça Akgün' ü yatırdı. Bu sırada kulaklarına dolan araba sesi ile odadan hızlıca çıkarak giriş kapısına gitmeye başladı. Akay gelmiş olmalıydı.
Kapıya yaklaştığı sırada kapı Akay tarafından açıldı.
" Ahh sonunda geldin." demişti ki ardında beliren kişi ile duraksarken, " Sen..." diyebildi...Akay' ın ardında beliren kişi Sarper' di. Yemyeşil gözleri parıl parıl parlıyor, yüzündeki gülümseme ile kendisine bakıyordu.
Akay' la birlikte içeri girdiklerinde, " Ben Sarper." dedi. Elini uzattığında tutup tutmamak arasında ikilemde kalmıştı.
Göz ucuyla Akay' a baktı. Tebessüm ederek hafiften olumlu anlamda başını salladı. Buda demek oluyordu ki elini tutarak karşılık verebilirdi.
Elini sıkı sıkıya kavradı ve, " Bende Behrem, çok memnun oldum." dedi.
Bu temas ikisininde yüzünde gülümseme oluşturmuştu. Zaten Sarper' e daha fotoğrafta gördüğü an kanı kaynamıştı.
Aralarında pozitif bir enerji vardı.Elini geri çektiğinde Akay' a dönerek, " Salona geçelim, Akgün daha yeni uyudu." dedi. Birnevi bu sözleri ile sessiz olmaları gerektiğini belli etmişti.
Akay kısık ses tonu ile, " Tamam." dediğinde gülümsedi. Bu adam oğluna karşı hep çok düşünceliydi. Gerektiği gibi davranıyor, ikinci bir ikaz gerekmiyordu.Salona geçtiklerinde Akay ve Sarper koltuklara karşılıklı oturdukları için kendide tekli koltuklardan birine oturmayı tercih etti. Ne diyeceğini bilemiyordu. Akay' ın 'aklına kazı' dediği yüzlerden biri birkaç metre ilerisinde oturuyordu ve gülümseyen yüzü ile kendisine bakıyordu. Sarper' in diğer iki adam gibi olmadığını hissediyordu lakin yüzde yüz emin olamayacağını biliyordu. Sarper' in içinden geçenleri bilmiyordu. Belki de diğerlerinin aksine hırsını gizliyordu. Bu düşünce olumlu düşüncelerini alt üst etmeye yetiyordu.
Akay' ın, " Amcamın küçük oğlu." diyerek bir yerden söze başlaması ile, " Biliyorum." diyerek karşılık verdi. Gitmeden önce bıraktığı kağıtlara baktığını üstü kapalı bir şekilde bu cevabı ile dile getirmişti.
Burada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordu ve bununla ilgili bir şeyler demesini bekliyordu." Sabah konteynerden çıkan kadın Sarp'a çalışan biriymiş." diyerek söze başlaması ile bir sonraki diyeceklerine dikkat kesildi.
" Kadının bulunduğu yere gittiğimde bana yurtdışından kaçtığını, oraya dönerse öldürüleceğini söyledi. Onu korumam için bana yalvardı lakin Sarper' in gelmesi ile yalanı ortaya çıktı. " dedi. Kafası karışmıştı. Sarper abisi ile aynı tarafta yer alıyorsa böyle bir yardımda bulunmazdı. Hem kadının yalan söylediğini nereden biliyordu da oraya gidip gerçeği ortaya çıkarmıştı.
Sormak için dudakları aralanmıştı ki Akay sözlerine devam ederek, " Sarper Sarp' ın konuşmalarına şans eseri kulak misafiri olmuş ve tüm planını duymuş. Kadın beni kandırıp evimize kadar girecek ve Akgün' ü kaçıracakmış." dedi.
Öfkelendiğini hissetti. Bu Sarp denen adam kendini ne sanıyordu. Nasıl minicik bir bebeği lider olabilmek adına harcamayı tekrar ve tekrar düşünebiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK!
General FictionKapının çalmasıyla, "geliyorum." diyerek bağırdı.Köpüklediği tabakla süngeri diğer bulaşıkların yanına bırakarak mutfağın çıkışına yöneldi. Bir yandan hem köpüklü ellerini üzerine siliyor hem de gelenin eski kocası olmamasını diliyordu. Kapıya ula...