Ekrana baktığında, " Bu şerefsiz beni niye arıyor şimdi." diye kendi kendine konuştu. Sinirleri gerilmeye adını gördüğü an başlamıştı.
Telefonu açtığında sessiz kaldı. Sarp zaten saniyesinde insanı irite eden sesi ile konuşmaya başladı. " Demek Behrem ve Akay' ın biricik oğlu ha! " dediğinde dehşete düşmüşçesine bedeni gerildi. Gözleri normalinden fazla açılırken bakışları ise Behrem' in endişe dolu bakışları ile kesişti.
Neler oluyordu. Oğulları için yaptıkları süste yazanlardan nasıl haberdar olabiliyordu.
Behrem kısık tuttuğu sesi ile, " Neler oluyor Akay, kim o ?" dediğinde parmağını dudaklarına götürdü. Susması en iyisiydi. Sarp sevdiği kadının sesini duyarsa sözleri ile öfkesini katbekat artırabilirdi." Yeğenimde pek bir büyümüş maşallah, cici annesi güzel bakmış belli." dediğinde daha fazla sessiz kalamadı. " Ne diyorsun lan sen şerefsiz!" diye bağırdı. Şuan hissettiği öfke Sarp' a değildi. Sarp' ın dediklerine sebebiyet vereneydi. Çünkü aklına tek bir şey geliyordu ve onun olmamasını diliyordu. Sarper' in kendilerine ihanet etmiş olmamasını diliyordu. Sarp' ın bu sözleri etmesi için başka bir sebep arıyordu lakin aklına başka hiçbir şey gelmiyordu. Bugün o süsle birlikte evden ayrılan tek kişi oydu.
" Diyorum ki beni niye yeğenimin yaş gününe çağırmadınız? Hem Behrem' le tanışmış olurdum." dedi. Şuan yaşadığı kafa karışıklığı tarif edilemezdi. Süsü bulması hiçbir şey ifade etmezdi lakin Sarper' in ihanet edip etmemesi çok şeyi değiştirebilirdi. Onları alt edebilecek zekası ve gücü elbet vardı lakin sevdiği kadın ve oğlunun bu savaşta yer almasını istemiyordu. Yerleri bilinmediği sürece onları bu savaştan uzak tutabileceğini hissediyordu.
Behrem fısıltı şeklinde, " Korkutma beni Akay. Neler oluyor?" diye tekrar endişe ile sorduğunda onu rahatlatmak adına ne kadar zorlanıyor olsada tebessüm etti ve dudaklarını kımıldatarak, " Bir şey yok." dedi. Tabii bu yaptığı Behrem' e etki etmemişti. Endişesi bakışlarında dahada belirgin hale gelmişti.
Odayı dolduran diğer bir telefon sesi ile Behrem gözlerinin içine bakmaya son verdi. Masanın üzerinde çalan telefonunu aldığı gibi açtı. Sesini fısıltıdan bir oktav yüksek tutarak," Sarper." dedi.
Behrem telefonun karşı tarafından duydukları ile şaşkınlığa uğrarken Sarp ise telefonun diğer tarafından, " Fazlasıyla merak ediyorum nasıl bir kadın olduğunu." dedi. Yine başlamıştı. Sarp başkasının kadınına göz koyan şerefsizin tekiydi ve eğer gözüne hitap ediyorsa öyle yada böyle kendisinin yapmak için elinden geleni ardına koymazdı.
" Al o merakını münasip bir taraflarına sok o zaman piç kurusu." diyerek sinirle çıkıştı. Sakin kalmaya çalışıyordu ama başarılı olamıyordu. Ne kadar içinde savaş versede suskun kalamıyordu.
" Aaa niye öyle diyorsun ama, biliyorsun kadın koleksiyonu yapmaya bayılıyorum." dediğinde hissettiği öfke tavan yapmış, gözleri kararmıştı. Yumruk halini alan eli ağrımaya başlamıştı.
" O koleksiyonun başına seni koymamı istemiyorsan çeneni kapa." dediği sırada Behrem, " Telefonu kapat Akay." dedi. Kendide Sarper ile konuşmasına son vermişti. Dediğine uyarak telefonu kapadı. Daha fazla Sarp' ın saçmalıklarını dinlerse hiç iyi şeyler olmayacaktı. Öfkesi başlarına bela açacaktı.
" Sarper ne dedi?" diye sordu. Tehlikenin boyutunu merak ediyordu. Ona göre harekete geçmesi gerekiyordu...
Behrem' anlatımından devam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK!
General FictionKapının çalmasıyla, "geliyorum." diyerek bağırdı.Köpüklediği tabakla süngeri diğer bulaşıkların yanına bırakarak mutfağın çıkışına yöneldi. Bir yandan hem köpüklü ellerini üzerine siliyor hem de gelenin eski kocası olmamasını diliyordu. Kapıya ula...