Akay hastanenin bahçesinde bulunan koca söğüt ağacının altında dikiliyor, bulundukları odaya doğru bakıyordu. Gözlerini gizleyen siyah güneş gözlükleri ve başında, üzerine geçirdiği hırkanın kapüşonu bulunuyordu. Onu bu hâli ile birçok kişi tanıyamazdı lakin kendisi gördüğü ilk andan tanımıştı. Evinin önündeki ağacın ardına gizlenip kendisini ve oğlunu izlediği zamanlar film şeridi gibi gözünün önünde canlanmıştı.Bakışlarını Akay' dan ayıramazken Sarp' ın, " Bebek ziyaretine geldim." dediğini işitti. İstem dışı gözleri sevdiği adamdan ayrılarak Sarp' a kaydığında kaşları o kısa geçiş esnasında çatılmıştı. Sarp ise sanki kırk yıllık dostlarmış gibi tüm rahatlığı ile sırıtmıştı.
Cevdet ayağa kalkarak, " Ziyarete gelmeni gerektirecek yakınlıkta olmadığımız aşikar." dediğinde koruma iç güdüsü ile kuşanmıştı. Eşinin ve bebeğinin önüne geçerek Sarp ile aralarına duvar çektiğinde Sarp sadece gülümsedi ve elindeki poşeti Cevdet' e uzatarak, " Bence küçük prensese çok yakışacak." dedi.
Sarp eli havada Cevdet' in almasını beklerken kendisinin aklı birkaç dakika öncesi gördüğü Akay' daydı. Sarp bir an önce gitmeliydi. Anca bu şekilde daha fazla zaman kaybetmeden sevdiği adama kavuşabilirdi. Onu yakalayabilirdi.
Acelesi olduğunu belli etmemeliydi. O yüzden normal adımlarla yanlarına doğru ilerledi. Sarp' ın elindeki poşeti alarak, " Teşekkür ederiz. Çok incesin." dedi. İçinden ise düşünüyordu. Bunu yapmasında ki amacı anlamaya çalışıyordu. Hafiften gözleri kısılmıştı ki geri toparladı ve normal boyutuna getirirken Sarp' ın," Rica ederim, Sende çok güzelsin." demesi ile hafif tebessüm etti. Söylediği sözler ne denli rahatsızlık verdiyse bu tebessüm ile o denli gizlemişti.
Cevdet, " Böyle ziyaretlerin kısası makbuldür. " diyerek güzel bir hamlede bulunduğunda içinden Cevdet' e sonsuz teşekkürler etti. Bu sözün üzerine gitmesi çok büyük bir ihtimaldi. Eğer ki gitmemeyi seçerse Akay' ı yakalama ihtimali tamamen sıfırlanırdı.
" O zaman bana müsaade. " diyerek Sarp'ın zıt gitmek yerine Cevdet' in dediğine uyması ile bu durumu ne kadar yadırgasada mimiklerine yansıtmadı. Sahte tebessümü dudaklarını içten içe tırmalarken Sarp bakışlarını kendisine çevirdi.
" Görüşmek üzere Behrem." dediğinde kendini kastığını fark etti. Adeta tüm bedenini bir yılan sarmıştı ve Sarp' ın varlığı ile her geçen saniye dahada sıkıyordu. Dediğine sadece biraz daha tebessümünü genişleterek karşılık verdi.
Sarp garip denecek bir gülümseyiş ile kendisine son defa baktıktan sonra odadan çıktı.Daha fazla dayanamayacaktı. Kendi de odadan çıkmak için kapıya doğru hızla bir kaç adım attı. Sabır duygusu zerre kadar kalmamıştı. Aklı ise sadece Akay' daydı.
" Nereye gidiyorsun Behrem?" diye soran Cevdet' e kapının kulbunu kavrarken başını dahi çevirmeden, " Tuvalete." dedi. En inandırıcı bahaneydi.Odadan çıktığında asansöre doğru ilerlemeye başladı. Akay' ın hâla orada olmasını umut ederek adımlarını atıyordu. Asansör' ün önüne geldiğinde sertçe tuşa bastı. Gelmesi biraz zaman alacaktı fakat kendisinde sabır kalmadığı için, " Hadi. Hadii." diye mırıldanıyordu.
Farkında olmadan ise tırnağı ile parmak yanlarındaki etleri yoluyordu.Asansör geldiğinde, " Sonunda." dedi ve içeri girdi. Bu sırada ardından gelen Sarp' tan habersizdi. Asansörde ise sadece ikisiydi. Başını kaldırıp asansörün aynasına baktığında yaşadığı şaşkınlık ile irkildi. Birazda korkmuştu. Aklı fazlasıyla dolu olduğu için dalgındı.
Sarp tam ardında duruyordu ve yine o garip gülümsemesi ile kendisine bakıyordu.
" Korkutmak istememiştim." dediğinde kendisi ise Sarp'ın neden gitmek yerine burada olduğunu sorguluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEK!
General FictionKapının çalmasıyla, "geliyorum." diyerek bağırdı.Köpüklediği tabakla süngeri diğer bulaşıkların yanına bırakarak mutfağın çıkışına yöneldi. Bir yandan hem köpüklü ellerini üzerine siliyor hem de gelenin eski kocası olmamasını diliyordu. Kapıya ula...