Olaydan beri bir hafta geçmişti. Olaydan sonra eve geldiğimizde yüzüme bile bakmadan odasına çekilmişti. Bu bir hafta içerisinde de olay hakkında hiçbir şey konuşulmamıştı. Bu sırada ben de rüyamda gördüğüm şu çocukları daha fazla araştırmaya başlamıştım.
Araştırmam sırasında Hyunjin de bana yardım etmeye çalışmıştı. Bulduğumuz bir kaç bilgiyi birlikte araştırmaya başlamıştık. İki çocuğunda ailesini bulmuştuk. Fakat ne babaları ne de anneleri yaşıyordu sadece kardeşleri vardı.
Şu anda da Hyunjin, Jeongin, Seungmin ve ben oraya gidiyorduk. Şansımıza her ikisinin evi de bizim şehrimizdeydi ve fazla uzak değillerdi. Yolda giderken kafamı cama yaslayıp olanları düşünüyordum.
İki çocuğun intihar sebebi aklımda canlanıyordu fakat öyle olmamasını umuyordum. Umarım böyle cinsiyetçi bir şey yüzünden canlarına kıymamışlardır.
"Jisung?"
Hyunjinin koluma dokunup seslenmesi ile düşüncelerden kurtuldum. "Efendim?" Dedim dalgın sesimle "Geldik" etrafıma baktığımda bahçeli bir evin önündeydik. Oldukça şık duruyordu. İlk önce Kim Dae-Jungun kardeşinin yanına gitmek istemiştik. Kim Dae-Jung zengin bir aileden geliyordu bunu araştırmamızda öğrenmiştik.
Kapıyı açıp dışarı çıkarken bile gözlerimi evden ayırmadım. Kardeşiyle konuşurken Sang-Ki hakkında da bir kaç bilgi alabilirdik. Kardeşinin Sang-Ki ile iyi anlaştığını hatta arkadaş olduklarını öğrenmiştik. En azından fotoğraflarda öyle gözüküyordu.
Derin bir nefes alıp verdiğimde heyecanımı gören arkadaşlarım beni yalnız bırakmayıp yanıma gelmişlerdi. Onlara gülümsedikten sonra Hyunjin yanıma geldi. "Hazır mısın?" İlk defa O iki çocuk hakkında somut bir kanıt bulabilecektik.
"Hazırım"
Daha fazla orada dikilmeden bahçe kapısından içeri girdik ve ev kapısının önünde durduk. Derin bir nefes daha aldıktan sonra kapıyı çaldım. Bir süre sonra kocaman gülümsemesiyle birlikte bir kız kapıyı açmıştı. Bizi gördüğü zaman parlak gülümsemesi biraz solsa da hala gülümsüyordu.
"Buyurun?"
Hyunjin bana baktıktan sonra söze girdi. "Buraya Kim Jennie ile konuşmaya gelmiştik." Kızın gülümsemesi tamamen solduğunda kapıyı biraz daha açtı "Benim?"
Normalde kızı bu kadar detaylı incelemiyordum fakat aradığımız kişinin o olduğunu öğrendiğimde daha fazla incelemeye başladım. Tek kaşını kaldırmış hepimize sorgulayan bakışlarını yolluyordu. Tam lafa girecekken arkadan bir adamın konuşma sesi duyuldu "Kimmiş hayatım?"
Bizden yapı olarak büyük bir adam kapıya elini koyarak biraz daha açtı. Ben daha fazla uzatmadan boğazımı temizleyerek konuşmaya başladım "Biz buraya Jennie hanım ile Dae-Jung hakkında konuşmaya gelmiştik"
Jennie abisinin ismini duyunca gözleri bir anda benim üzerimde durmuştu ve gözleri dolmaya başlamıştı. "D-dae-Jung?" Ben kafamı salladım.
Neden bilmiyorum fakat bu kıza karşı içimde bir öfke birikiyor. Sanki daha önce karşılaşmışız da bana çok kötü bir şey yapmış gibi.
"Siz kimsiniz?" Adam çatık kaşlarıyla konuşunca korkmadım diyemezdim. Bizden çokça yapılıydı ve tek yumruğuyla bizi öldürebilirdi.
Sonunda ikna etmeyi başardığımızda bizi içeri almışlardı. Jennienin gözleri hala benim üzerimdeydi ve yalvarır gözlerle bakıyordu. Peki neden? Neden bana bu gözlerle bakıyordu ve ben neden bu kıza karşı aşırı öfke besliyordum?
"Başlayabilirsiniz" Yapılı adam tekrar konuştuğunda bütün gözler bana dönmüştü. Ben ise ellerimle oynuyordum. Nasıl açıklayabilirdim ki? "Hey ben sizin abinizi ve onun sevgilisini sürekli rüyalarımda görüyorum ve bunun nedenini öğrenmeye çalışıyorum bu yüzden buradayım" Diyemezdim.
"Öncelikle Dae-Jung nasıl birsiydi onu bize anlatabilir misiniz?" Hyunjin beni kurtarıcı bir melek gibi kurtardığında içimden on teşekkürlerimi sunuyordum. Teşekkür ederim bir gün sana yemek ısmarlayacağım.
"Dae-Jung benim abim. Onu çok severdim ki o da beni çok severdi. Babamız ve annemiz işten dolayı bize asla zaman ayıramazlardı ve bu zamanlarda hep birbirimizle oynardık. Beni asla yalnız bırakmazdı. Beni kahramanımdı o" Jennie hala bana dolu gözlerle bakarken titrek sesiyle konuştu.
"Bir gün ben ortaokuldayken onu birisiyle parkta görmüştüm. Bir erkek ile görünce arkadaşı olduğunu sanmıştım ve yanlarına gitmiştim. Gittiğimde olan paniklerini ilk başta anlamamıştım. Arkadaş olduklarını düşünmüştüm. Onlarda bana öyle söylemişlerdi. Bu yüzden ben de Sang-Ki ile yakın arkadaş olmuştum ve birlikte takılmaya başlamıştık"
Neden gözlerim dolmaya başladı? Neden yutkunamıyorum? Neden yüreğimde çok büyük bir yara varmış gibi hissediyorum?
"Ama sonrasında onları bir sokak arasında öpüşürken görünce bunun sadece bir arkadaşlık olmadığını anlamıştım. O zamanlar çok küçüktüm gerçekten bunları bilecek yaşta değildim. İki insanın cinsiyeti ne olursa olsun birbirlerini sevebileceğini bilmiyordum"
Jennie ağlamaya başladığında benim içimdeki öfke daha çok birikiyordu. Nedenini bile bilmediğim bir şey yüzünden acayip sinirlenmeye başlamıştım. Kendimi tutmaya çalışarak devam etmesini bekledim.
"Bunu kız arkadaşlarıma anlattığımda bana bunun yanlış olduğunu ve derhal aileme söylemem gerektiğini söylediler. Ben de öyle yaptım. Onları babama söyledim. Onların huzurunu ben kaçırdım. Her şeyi ben bozdum"
"Neden! Neden bunu yaptın neden bizim huzurumuzu bozdun! Senin yüzünden oldu her şey! Senin yüzünden ellerimden kayıp gitti! Senin yüzünden önümde intihar etti! HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!"
Sinirimi kontrol edememiştim. Öfkem beni kontrol edip bana bunları söyletmişti. Bedenim benim kontrolüm altında değildi. Ayağa dikilmiş gözümden yaşlar sel gibi akarken yüreğimdeki acıyı en dipte hissederek bağırıyordum.
"Kendinize gelin! Karıma böyle bağıramazsınız!"
Yapılı adam ayağa kalkmış üstüme yürürken önüme Hyunjin geçmiş adamı durdurmuştu. Tek odağım Jenniedeydi. Onun da tek odağı bendim. Bir şeyler mırıldanıyordu. Özür dilerim diyordu. İşte bu benim en nefret ettiğim şeydi.
İnsanlar diğer insanları kırdıktan sonra sadece küçük bir özür ile her şeyin normale gireceğini derinlerdeki acıların bir anda yok olacağını düşünüyordu ama hayır. Hiç bir şey eskisi gibi olmuyordu. O acı hayatı boyunca orada duruyordu. Hayatı boyunca o acıyı çekiyordu.
Hyunjin ve Seungmin beni tutarak evden çıkardıktan sonra arabaya bindirdiler. Bindiğim gibi ağlamaya devam etmiştim.
Saçma özürlere karşı hala acıyan kalbim yüzünden ağlamalarıma devam ettim. Dae-Jung bir daha gelmeyecekti. Bir daha beni sevmeyecekti. Bir daha birlikte olamayacaktık.
"Seni çok özlüyorum Dae-Jung"
-------------------------------------
KİM JENNİE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See You Again -Minsung
Fanfiction!✔! Jisung Minhonun kişisel asistanı olduğunda bu adamla ilk kez karşılaştığını sanıyordu fakat onların bir geçmişi vardı.