two

3.3K 298 92
                                    


"Lan uyan artık!"

Abimin beni yataktan tekme atarak yere düşürmesi ile uyandım. Harika bir sabah değil mi? Her gün gördüğüm fakat son zamanlarda daha sık görmeye başladığım rüya ile uyanmıştım. 

"Ne tekmeliyorsun be!"

Biliyorum abim ile harika bir abi-kardeş ilişkimiz vardı. Küçükken daha samimiydik... Hayır o zaman bile birbirimizden nefret ediyorduk. Ama birimizin başı belaya girse -ki bu kişi çoğunlukla ben oluyordum- diğeri hemen yardıma koşuyordu. Garip bir ilişkimiz vardı fakat kimse şikayetçi değildi. 

"Saat 2 oldu hala uyuyorsun. Bugün iş görüşmen yok muydu?"

Doğru lan! Okuldan mezun olduktan beri çalışabileceğim bir iş arıyordum fakat hala bulamamıştım. "Biz sizi ararız" diyorlar fakat numaramı bile almadan yolluyorlar. Bazı iş görüşmelerine de ben geç kalıyordum. Eğer yakın zamanda bir iş bulmazsam eminim babam beni bu sefer yanında çırak olarak çalıştırırdı.

Bugünde bir iş görüşmem vardı fakat ben geç kalmıştım. Hemen kalkıp odadan çıktım. "Daha erken söylesene geri zekalı"

"Benim ne suçum var lan sen kalkmadın. Kaldırdığıma dua et. Salak!"

Lavaboya geldiğimde ablam ile bakıştık. Bu evde tek bir lavabo vardı ve şuan ikimiz de çok sıkışmış ve aceleci gözüküyorduk. Bunu çözmenin tek bir yolu vardı ve bunu ikimiz de iyi biliyorduk. 

"Taş kağıt makas!"

"Taş kağıt makas!"

Makasa karşılık kağıt. Ah benim salak, doğru yerde çalışmayan şansım! 

"Acele et abla lütfen bak zaten geç kaldım yalva-" Kapı suratıma kapatıldı. Bir karşılık bile alamamıştım. Şimdi ise kapının dibine çöküp ablamın çıkmasını bekliyordum. Bu kadınlar neden lavaboda bu kadar uzun duruyor? 

"Ablaaa! Çık artık! Güzelsin merak etme lütfen şuraya bırakmadan çık artık!"

Asırlar gibi gelen bir sürenin sonunda ablam lavabodan çıktı. O daha adımını bile atmadan onu itip lavaboya girdim. İşim bitince lavabodan çıkıp koşarak giyinmeye gittim. Pantolonu yarıda giyerken odadan çıktım ve koridorda giyinmeye devam ettim. Gömleği pantolonun içine sokarken salona geldim. 

"Yemek ye!"

"Eğer yemek yersem daha çok geç kalırım onun yerine otobüse koşarsam kıçımı kurtarırım"

Abimin popoma ayağıyla vurduktan ve bir süre onunla kavga ettikten sonra sonunda evden çıktım. Sokağa çıktığımda ayakkabılarımı giyiyordum ve koşmaya çalışıyordum. Otobüs durağına geldiğimde otobüs çoktan gelmişti. Bazı kişiler şaşkınca bakıyorlardı fakat sık kullananlar buna alışmışlardı.

Otobüse büyük uğraşlar sonucu bindikten sonra kravatı bağlamaya çalışıyordum fakat lanet olsun bu bir işkenceydi! 

"Bana dön"

Ryujin omzumdan beni kendisine çevirdikten sonra kravatı bağlamaya başladı. Bu kız benim kahramanımdı. Her gün aynı otobüse binmekten sonunda durakta bir gün tanışmıştık. Birbirimize numaralarımızı falan vermemiştik. Tek muhabbetimiz otobüste ve durakta oluyordu. 

"Teşekkür ederim sende olmasan ben ölmüştüm"

"Evet bunu biliyorum"

Gülüştükten sonra tekrar önümüze döndük. Saçlarım iyi mi onu bile bilmiyordum ve şuan hala iğrenç göründüğüme emindim. Ryunjin telefonunun kamerasını ön kameraya alıp bana tuttu. Ben de yardımı ile saçlarımı düzelttim. Artık biraz daha iyi gözüküyordum. 

See You Again -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin