"Ne yapıyorsun?!"
Kahverengi saçlı çocuk küçük çocuğu kendisiyle birlikte bir odanın içine çekti. "Şşş sessiz ol" Eliyle küçük olanın ağzını kapattı. Küçük olan ise sadece büyüğünün sözlerini dinliyordu.
Bir grubun bağrışarak kapının önünden geçip gitmesinden sonra yavaşça elini ağzından çekti. Kafasını uzatıp etrafı kolaçan etti. Küçük olan hızla ayağa kalktı. "Ne yapıyorsun dedim!" Dae-Jung ayağa kalktığında küçük olan boy farkından dolayı küçücük kalmıştı. Dae-Jung üstten ona baktığında çatık kaşlarıyla ona bakan küçük çocuğa gülümsedi.
"Bir soru sordum!"
"Az önceki gruptan kaçıyordum sende önüme geldiğinde seninle birlikte girdim özür dilerim" Dae-Jung sağ elini ensesine attı. Küçük olan göz devirip ellerini beline koydu. "Tamam çık gideceğim" Sang-Ki kapıdan çıkmak için hamle yaptığında Dae-Jung kapının önüne geçip onu durdurdu.
"Çekilsene be!"
Dae-Jung gözlerini etrafta gezdirdi. Kapının kilidinde duran anahtarı çevirip kapıyı kilitledi. "Ya ne yapıyorsun!?"
"Şey belki gitmemiş olabilirler bir süre burada kalsak olmaz mı?"
"Ya ben çıkacağım sen ne yapıyorsan yap bana ne be!"
Dae-Jung küçük olanın daha çok bağırmasıyla bellerinden tuttu. "Eğer susmazsan seni öperim"
"Jisung!"
Jisung hizmetlinin bağırmasıyla uyandı. Hyunjin yatağın başında telaşlı bakışlarıyla ona bakıyordu. "İyi misin?"
Jisung bir kaç kez nefes alıp verdikten sonra kafasını salladı. "Evet.. İyiyim sadece kabus" Hyunjin kafasını salladı. "Minho seni bekliyor bugün kahvaltı yapmak istemedi üstünü giyinip yanına gidebilirsin"
Jisung tekrar onayladıktan sonra Hyunjin odadan çıktı. Biraz nefes alış verişlerini düzene soktu ve giyinmek için kalktı.
Takım elbisesini çamaşır makinasına attığı için takım elbise yerine bir gömlek ve pantolon giymişti. Salona geçtiğinde Minho telefonda konuşuyordu. Jisung gelince telefonu kapattı. Jisung hemen eğilip özür diledi. Minho fazla takmayıp evden çıktılar.
Şirkete geldiklerinde Minho odasına çekildi. Jisung ise masasına oturup programa baktı. Bir kaç saat sonra olan toplantıyı bildirmek için kapıyı tıklattı. Gir talebini aldıktan sonra odaya girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
Elindeki dosyalara göz gezdirdi. "Bir saat sonra Kim şirketiyle bir toplantınız var" Minho Jisungu dinledikten sonra onayladı. "Nerede yapılacağı belirlendi mi" Jisung kağıda baktı. "Evet efendim. Şirketimize yakın lüks bir restorantta yapılacak" Minho kafasını salladıktan sonra Jisung bir kez daha eğilip odadan çıktı.
Masasında oturan Sanı görünce gülümsedi. Hemen kendi koltuğuna geçti. "Günaydın" San gamzeleriyle ona gülümsedi. "Günaydın" Jisung da sıcak olduğunu düşündüğü gülümsemesiyle karşıladı. "Bugün yoğun musun?" Jisung kendi programına baktığında bu akşam boş olduğunu gördü. "Hayır akşama boşum"
"Harika o zaman seni evime davet etmek istiyorum"
Jisung bir süre düşündü. "Minho izin verir mi ki?" San bu haline güldü. "Seni bu kadar kısıtlayacak değil ya!" San gülmeye başladı fakat Jisungun ona 'Ben ciddiyim' bakışlarından sonra gülümsemesi soldu.
"Hadi be!" Jisung dudağını büzdü. "Maalesef" San Jisungun programını eline aldı. Bir boşluk bulduğunda işaretledi. "İşaretlediğim gün gelirsin sen de hem ikimiz de izinli oluyoruz. Seni eşimle tanıştırmak istiyorum"
Jisung gözlerini kocaman açtı. Eşimi vardı!? Fakat parmaklarında hiç yüzük yok. "Eşin mi var? İsmi ne?"
San Jisungun meraklı hallerine gülümsedi. "Evet eşim var ismi Wooyoung" Jisungun ağzı gözleri ile orantılı büyüdü. "Sen gay misin!" San bu tepkisine tekrar güldü. Karşısındaki sincaba benzeyen insan çok tatlıydı. "Evet" Jisung baş parmağıyla kendisini gösterdi. "Ben! Bende!"
San bu tepkilerine kahkaha atmaya başladı. Daha önce gay olduğunu söylediği kişilerden hiç böyle bir tepki almamıştı. Çoğunlukla ona iğrenmiş gözlerle bakarlardı.
"San! İki saattir seni arıyorum neredesin!"
Bir kadının cırtlak sesi duyulduğunda ikisi de yüzlerini buruşturdu. Jisung bu kadını görmüştü. Şirkete ilk geldiği zamanlarda onun dedikodusunu yapan kadınlardandı. San Jisunga dönüp omzunu tuttu. "Şimdilik işim var ama sonrasında evime beklerim" Jisung gülümseyip kafasıyla onayladı.
Saatler geçtiğinde ve toplantı saati geldiğinde Jisung Minhonun odasına girip her şeyin hazır olduğunu söyledi. Minho bugün çok durgun görünüyordu. Evet her gün böyle ciddi ve durgundu fakat bugün daha bir durgundu.
Şirketten çıkıp arabaya binecekken Minho Jisunga döndü. "Bugün ailemle bir toplantımız var sen de geleceksin itiraz kabul etmiyorum" dedi ve Jisungu dinlemeden arabaya yerleşti. Jisung göz devirip onun arkasından arabaya bindi.
----------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
See You Again -Minsung
Fanfiction!✔! Jisung Minhonun kişisel asistanı olduğunda bu adamla ilk kez karşılaştığını sanıyordu fakat onların bir geçmişi vardı.