fifteen

1.9K 222 61
                                    


"İşte burada da hazırlık dövüşleri yapılıyor" 

"Sen hiç dövüştün mü?"

"Hah Tabii ki!" 

"Gösterebilir misin?"

"Seni mi döveyim anlamadım?"

"Bir kaç dakika gittim ve birbirinizi mi dövmeye başladınız?" 

Odadan zorda olup çıktığımda Hyunjin ve Seungmini dövüş sahasında kavga ederken gördüm. Daha doğrusu flört ederken. Hyunjin duvara yaslanmış Seungmini izliyordu. Seungmin ise aynı işte geri zekalı.

"Her neyse babanla konuşmanız bitti mi?" Seungmin yardım ister gibi bana bakıyordu. Eminim onu Hyunjinden kurtarmamı istiyordu. Neden bu kadar kaba davranıyordu anlamıyorum. Hyunjinin ondan hoşlandığı belliydi zaten. 

"Evet bitti bu arada saat kaç?" Hyunjin kolundaki saate bakıp söyledi. "yedi" Kafamı sallayıp onayladım. Sanı arayıp gelmeli miyim diye sormalıydım. Telefonumu alıp tuşlandıktan sonra kulağıma götürdüm. Bir kaç çalıştan sonra açıldı.

"Alo?"

"San? Sen misin?"

"Ben eşiyim?"

"Ah ben San ile görüşecektim de?"

"Ne için?"

"Şey ben işten arkadaşıyım da beni evine davet etmişti"

"Ah sen Jisungsun!"

"Evet!"

"Tabii bekle Sanı çağırayım"

Telefondan hışırtılar duyuldu. Eşinin Sana karşı olan korumacılığı beni güldürmüştü. Özellikle açar açmaz ben eşiyim demesi. 

"Jisung!"

"San! Ben hazırım da siz hazır mısınız yani onu soracaktım"

"Tabii buyur"

"Tamamdır geliyorum!"

Telefonu kapatıp cebime attığımda diğerlerine de kafamla onayladım. Seungmin kollarını çaprazladı. "Ben de gelmeyeceğim herhalde o zaman görüşürüz" Seungmin gidecekken Hyunjin kolunu tuttu. "Ben bırakırım seni" Seungmin bana yine yardım çığlıklarıyla baktığında onu görmezden gelip arabaya bindim.

İçinden bana sövdüğünü biliyordum. Seungmin sahte gülümsemesiyle kafa sallayıp arabaya bindi. Hyunjin camdan bize baktı. "Ben bir telefon görüşmesi yapıp geliyorum" Kafamızla onayladıktan sonra Hyunjinin gidişini izledim.

Biraz uzaklaştığında Seungmine döndüm. "Eee?" Seungmin kollarını çaprazlamış kaşlarını çatmış koltukta oturuyordu. "Ne ee?" Jisung Seungmine biraz daha döndü.

"Hyunjinin senden hoşlandığı çok açık" Seungmin daha çok kaşlarını çattı. "Ne yapabilirim?!" Jisung göz devirdi. "Bir şans vermeyi deneyebilirsin salak!" Seungmin kollarını iki yana açarak "Hoşlanmadığım birine enden şans vereyim?" Hyunjin arabaya yaklaşırken "Bana pek öyle görünmedi" dedi Jisung. 

Hyunjin arabaya geldiğinde birbirlerine kısa bakışlar attıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yola devam ettiler. Yolun bir yarısında Seungmini bıraktıktan sonra sonunda gelecekleri yere vardılar.

İkisi de arabadan inip evin kapısına geldiler. Jisung bir kez daha kendisini düzeltip kapıyı bir kaç kez tıkladı. Kapıyı çok tatlı bir çocuk açtığında şaşırmıştım. Bana şaşkın bakışlarıyla bakıyordu. 

"Seonghwa!"

San arkasından bağırarak geldiğinde çocuk arkasını dönüp Sana doğru koştu. San çocuğu kucağına alıp bize gülümsedi. Elimle çocuğu işaret ettim. "Çocuğun olduğunu bilmiyordum" San kucağındaki adının Seonghwa olduğunu öğrendiğim çocuğunun kafasını öptü. "Evet söylememiştim" San elleriyle içeriyi gösterip buyur ettiğinde ikisi de içeri geçti.

İçeride elleriyle oynayan heyecanlı birini gördüğümde eşi olduğunu anlamıştım. Bize dönüp kocaman gülümsedi. Hafif eğilip selam verdi. "Hoş geldiniz! Ben Wooyoung" Bizde hafif eğilip kendimizi tanıttıktan sonra koltuklara oturduk.

Çok yakışan harika bir çiftlerdi. Hem aşk meyveleri bile vardı. -ki çok tatlı-  aklıma Dae-Jung geldiğinde düşünmemeye çalıştım. Fakat ne güzel olurdu. Ben, Dae-Jung ve bizim aşk meyvemiz.

"Jisung sana dediğim dosyaları Minhoya imzalattın mı?"

Hayale o kadar dalmıştım ki Sanın bana seslendiğini duymamıştım. "Ah evet onları imzalattım" San gülümsedi "Harika" 

Wooyoung ve San mutfağa masayı hazırlamak için gittiğinde Seonghwa yanıma yaklaştı. Ona gülümseyip elimi salladım. "Merhaba!" Seonghwa çekinse bile gelip bana selam verdi. "Benim ismim Seonghwa!" Güldüm. Çok şirindi.

"Benimki de Jisung" Seonghwa gülümseyip yanıma oturdu. "Babamın arkadaşı mısın?" Kafamı hafifçe salladım. Çok tatlı konuşuyordu ve bu onu alıp sıkıca sarmalama isteğine yol açıyordu. "Senin de babam gibi sevgilin var mı?" 

Kafamı olumsuz anlamda salladığımda tekrar gözümün önüne Dae-Jung geldi. "Ama sevdiğim birisi var" Seonghwa gülümsedi. "Peki öpüşüyor musunuz? Babamlar hep yapıyor" Hyunjin ve ben kendimizi tutamayıp güldüğümüzde San ve Wooyoung çoktan salona geri dönmüşlerdi.

"Seonghwa! Öyle konuşulmaz geç bakalım mutfağa hadi" Seonghwa gülerek mutfağa kaçtı. Biz de kalkıp mutfağa gidecekken Hyunjinin telefonu çalmıştı. "Buna bakmalıyım sen git" Kafamı sallayıp oradan ayrılırken bir kaç ses duymuştum. 

"Evet efendim merak etmeyi güvende." 

----------------------------

Umarım güzel gidiyordur batırmak istemiyorum <3

Umarım güzel gidiyordur batırmak istemiyorum <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Totosunu ısırdığım Jang Woo-young

Totosunu ısırdığım Jang Woo-young

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Buda totosunu ısırdığımının çocuğu Park Seong-hwa

Buda totosunu ısırdığımının çocuğu Park Seong-hwa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


En Haşmetli çiftlerden Woosan *-*

See You Again -MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin