Herkese merhaba! Ramazan ayı öncesi son bölümle geldim~
İyi okumalar canlarım, bol bol yorum yapın olur mu?
"Asma o güzel yüzünü artık, hımm?" Hüzünlü, yumuşak bir ses soruyu dile getirdi.Omega sızlandı buna karşılık, neredeyse ağlayacak gibiydi. Dudaklarını dişliyor, kaşlarını çatıyor ve kendisini sıkıyordu. "Gitmek istemiyorum ama,"
Alaz, Sarp'ın bu çocuksu mızmızlanmasını tatlı buldu, minik bir kıvrılma dudaklarında yer edindi ve gözlerindeki bakış yumuşadı. "Omega'm, bak bana," Kollarını kavuşturmuş kaşları çatık bekleyen eşine yaklaştı, belinden kavradı ve kendisine yanaştırdı. Sarp'ın kolları refleksle çözüldü ve alfanın esmer kaslı kollarına tutundu. "Ne hissettiğini anlıyorum, biliyorum; ama gerçekten gitmemiz gerek."
Sarp homurdandı. Gözlerindeki yalvarır bakış grilerinden ayrılmadı ama kaşları düzeldi. İçli sesiyle söylendi. "Alfa'm-" Başını biraz kaldırıp alnını Alaz'ın çenesine dayadı ve anında başının üstüne kondurulan öpücüğü hissetti. Titrek bir nefesle karşılık verdi. "Çok zor, senden ayrılmak çok zor."
Alaz gözlerini sıkıca kapattı, sertçe yutkundu ve derin bir nefes aldı. Hafif titreyen sesiyle konuştu. "Bana da zor geliyor mon âme; ama sürüye dönmek zorundayız, çoktan akşam oldu bile." Sarp'ın yüzünü boynuna gömdüğünü hissetti ve başını hafifçe yana çevirip eğerek omeganın açılan boynuna dudaklarını bastırdı.
"Senin yanındayken zaman kavramım kalmıyor ki Alfa, nasıl geçtiğini anlamıyorum bile; akşam olsa ne fark eder, yanındayken tüm vakitler bana sen oldukça..?"
Alaz boğazına oturan yumruyu gidermek istedi ama başaramadı. Kalbinden taşıyordu artık duyguları, bedenine fazla geliyor, ruhunu eziyor, benliğini sıkıştırıyordu. Üstelik, omegasından aldığı karşılıklar hiç de yardımcı olmuyordu sakinleşmesine...
Sevilmek, Sarp tarafından sevilmek güzeldi, çok güzel.
Sarp, ruhunu saran yoğunluğun alfaya ait olduğunu anlayınca daha sıkı sarıldı eşine. Baskın kokusunu içine çektikçe sonsuz bir güven hissiyle sarmalanıyor ve ruhunda beliren rahatlıkla gevşiyordu. Eşinin feromonlarıyla buram buram sarılmak, işaretlenmek, sürekli ama sürekli alfasının yanında olmak istiyordu.
Ağaç evdelerdi, salon olarak nitelendirilebilecek odanın ortasında, kanepenin biraz ilerisinde ayakta dikiliyor ve birbirlerine sarılıyorlardı. Sarp artık kendisini bu eve ait hissediyordu; huzur dendiğinde, ilk önce bu minik, gizemli ev aklına geliyordu. Alaz'ın kokusuyla karışmış kendi kokusu bir yuva sıcaklığını hissettiriyordu kendisine.
İki gün, belki biraz daha fazla, sadece iki gününü çınar ağacının görkemli dalları üzerine konumlanmış bu evde geçirmiş olsa bile çok daha tanıdık, bilindik, alışmışlık hissiyle sarmalanmıştı. Nedenini biliyordu Sarp, neden böyle hissettiğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mon âme » bxb
Lupi mannari❝ Kızıl Gece'nin düşman ettiği iki sürünün varislerinin, birbirlerinden kilometrelerce ve yıllarca uzak kalmalarına rağmen, ruh eşleri olması kaderin bir cilvesi değildi de neydi? ❞ [omegaverse & mpreg] 060321