Not: Bu bölümde bahsedilen Grease filmi, 1978 yapımı romantik müzikal türünde bir filmdir. Filmdeki baş karakterler, Sandy Ollson ve Danny Zuko'dur.
Ateş'ten
Eğimli ve hafif dağınık kaşları ile koyu kahveye yakın incilerini benden esirgeyen göz kapakları arasında kaybolmuştum. Bunu fark ettiğim zaman kendimi bulunduğum andan çekip çıkardım.
Peri'yi ne zamandır bu kadar izliyordum? Ne zamandan beri sol göz kapağında varla yok arası bir ben olduğunu biliyordum?
Başımı dikleştirip rahatsız olduğunu yeni hissettiğim kütüphane sandalyesinde kıpırdandım.
Öğle arasında boş boş dolanırken adımlarım, ortalarda görünmeyen Peri'yi bulmak için beni kütüphaneye getirmişti. Öğle arasının bitmek üzere olduğunu kavrayınca Peri'yi nasıl uyandırabileceğimi düşünmeye başladım. Zilin çalmasını beklesem, kendi kendine uyanır mıydı?
Peri, tüm düşüncelerimi alaşağı ederek kıpırdanmaya başladı. Benim gibi onun da rahatsızlık duyduğu bir şey var gibiydi. Yavaş yavaş uyanıyor muydu yoksa kötü bir rüya mı işgal etmişti zihnini? Gözlerini kırpıştırmaya başladığı an, aceleyle önümdeki kitabı açıp okumaya çalıştım.
Kelimelerin ters basılmış olması ilginç, diye düşünürken Peri'nin uykudan arınmış sesini duydum.
"Burada ne işin var?"
Uyanır uyanmaz her zamanki haline bu kadar hızlı geçiş yapabildiğini görünce şaşırmadan edemedim. Bu şaşkın farkındalığı ona belli etmeden mantıklı bir cevap bulmaya çalıştım.
"Geçerken uğradım."
Kabul etmem gerekirdi ki, aklıma gelen ilk kelimeler pek de yaratıcı değildi. Ne dediğimi çözmek ister gibi baksa da gözlerini benden usulca çekip aldı. Aramıza bir sessizliğin yerleştiğini sandığım an, Peri kendi kendine mırıldandı.
"Kütüphanenin önünden geçmek ve Ateş. İnanılmaz."
Etrafıma bakıp kütüphanenin kalabalıklığını ölçtüm. Okulun en üst katlarından birinde yer alan kütüphanenin sağ kanadındaydık. Bizim tarafımızda pek kimse olmadığı için mırıldanmak yerine normal bir ses tonuyla konuşmaya karar verdim.
"Herkesin yarınki partiye geleceğinden emin olmam lazım. Ben de kütüphane ineklerine bir kez daha bakayım dedim."
Söylediğim argo kelimeye karşı başını iki yana sallarken bana karşılık verdi.
"Kimse senin partini kaçırmaz, merak etme."
Sesini biraz kısıp ekledi. Bakışları benden uzaktaydı.
"Ben hariç."
Duymayı beklemediğim bir şey çıkmıştı dudaklarının arasından.
"Ne? Gelmiyor musun?" Anlık tepkimi saklayamazken donuk bakışları beni buldu.
"Herkesin gelmesi gerektiğini mi düşünüyorsun?"
Bu partiye herkesin gelmesinin mümkün olmadığını bilsem de olabildiğince katılım olması gerektiği düşüncesindeydim. Hele de bizim ekip bir fire bile vermemeliydi. Ayrıca partide her ihtimale karşı grup olarak birbirimizi kollamalıydık da.
"Evet, herkesin gelmesi gerek."
Söylemem gereken kelimeler tam olarak bunlar mıydı bilemesem de nefesimi tutup vereceği cevabı bekledim. Önüme açıklaması zor bir soru sürdü.
"Neden?"
Zihnime ilişen ilk makul cevabı verdim ona.
"Hepimizin yan yana durmaya ihtiyacı var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZARF (2022 Wattys Kazananı)
Teen Fiction✨2022 Wattys Genç Yetişkin Kazananı✨ Beş yakın eski arkadaş. İçlerinden biri, okula geri dönünce ortaya dökülen sırlarla dolu zarflar. Günün sonunda kimler sırlarının altında ezilecek, kimler o sırrı sırtlayıp etkisiz hale getirecek? Bu mücadeleden...