Bölüm 11: Çizgiler ve Yumruklar

342 29 8
                                    

Ateş'ten

Haftalardır kapısından bile geçmediğim antrenman sahasındaydım. Yanımda öyle biri vardı ki bulunduğum anın gerçek olduğunu kavramakta güçlük çekiyordum.

Verilmiş bir sözüm vardı, bu sefer tutmam gereken bir söz. Peri'ye kendini herhangi bir tehlikeye karşı koruması adına birkaç taktik göstermenin zamanı gelmişti. Yani o bana böyle söylemişti. Partide konuştuğumuzda söylediklerimizin gerçeğe dönüşeceğinden emin değildim. Bana ders verebileceğinden de bahsetmişti. Ben ise aramızdaki ilişkinin böylesine gelişeceğini tahmin edemezdim. Hele de yıllar önceki o kopuşumuzdan sonra.

Bir noktada itiraf etmeliydim ki, gelen zarflar belki de bir işe yaramıştı. Bardağın dolu tarafını görmek için çok mu geç kalmıştım? Zarflar bizim için bir tehdit unsuruyken iyi taraflarını görmeye çalışmak bir tür avunma mıydı yoksa? 

Peri çalışmaya gelirken yanında bir kitap getirmişti. Benim için. Israrla dersin sonunda alabileceğimi söylemişti. Kitabı hak etmem için dersimden memnun kalması gerekiyordu. 

Aramızdaki şeye anlaşma demek ne kadar doğru olurdu, bilmiyorum. İkimiz de birbirimize karşı yaptığımız eylemlerde bir zorunluluk hissetmiyorduk. En azından ben böyleydim. İçimden bir ses onun da benim gibi hissettiğini fısıldıyordu zihnime. 

Avucuma yumruklarını indirmeye devam ederken gözleri de yaptığı eyleme odaklanmıştı. Benimkiler ise onun çabasında. Aramızdaki bu karşılıklı yardımlaşmanın boş laf olmadığı hırsından belli oluyordu. Gerçekten güç kazanmak istiyordu. Ben de onun güçlenmesi için elimden geleni yapacaktım.

Savrulan saçlarına başına geçirdiği siyah bandana engel olamıyordu, yüzü sert ve nemrut görünüyordu. Yumrukları hırsla dolu darbelerini avcuma indiriyordu. 

Peri ile geçirdiğim her an beni sakinleştirirken içimdeki endişe de bir yandan büyüyordu. Ne gibi bir sırrı vardı? Ne saklıyordu? Bunu merak etmem tehlikeliydi. Merakımı ona hissettirmek ise daha tehlikeli bir hale sokardı ilişkimizi. Benden gidebilirdi, uzaklaşabilirdi. Hele de ona tam yeniden yaklaşabilmişken. Zihnimi sarmalandığı düşüncelerden arındırmak amacıyla Peri'ye yeni bir komut verdim. 

"Daha sert vur," dedim omuzlarımı  olabildiğince dikleştirip bir adım geriye giderken. Beklediğimden daha dirençliydi yumrukları. Söylediğimi uygulayıp darbelerinin etkisini arttırdı. 

"Dirençlisin güzel." 

Soluk soluğa cevap verdi.

"Uzun süredir sıkılı yumruklarım." Bakışları avuçlarımdaydı. Bir an olsun bile bana bakmıyordu. 

"Kime karşı?" 

"Bilmem. Belki de herkese."

Susup avuçlarımı büyük bir eforla yumruklamaya devam etti. Ben ise onun cevabını düşünürken buldum kendimi. Bu sorumdan sonra gerginleştiğini hissetmemek mümkün değildi. Yüz hatları da sertleşmişti. Herkese derken neyi kast etmişti? Kimlere bu kadar öfkeliydi? Kontrolden çıkan öfke onu büyük zararlara uğratabilirdi

"Yavaşla," diyerek uyardım onu.  Durmadı.

"İlk günden bir yerini sakatlamak istemezsin." 

Sabırla tekrarladım.

"Yavaşla," Son uyarımı yaptıktan sonra bana cevap verdi.

"İstemiyorum." 

Ellerimi indirdim, bocaladı. Ellerimi indirdikten sonra boşluğa düşmesin diye onu belinden hafifçe kavradım. Birkaç saniye bakışları gözlerimde kalakaldı. Sonra arkasını dönüp benden uzaklaşmaya başladı. Onu durdurmamı istemiyordu. 

ZARF (2022 Wattys Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin