Bölüm 7: İtiraflar ve Dönüm Noktaları

516 33 38
                                    

Çilde'den

Ateş ile konuşmamın ardından bir yanım daha rahat hissederken öteki yanım hala kırık parçalarla doluydu. Dalıp giden bakışlarımın kurtarıcısı Peri oldu.

"Oflaz'a sinirlendiğin için mi Ateş'i aradın?" 

Sorduğu soru ile düşüncelerim derinleşmeye başlayınca onları dağıtmak adına kafamı sağa sola doğru sallamaya başladım. Bunun bir işe yaramadığı kanısına varırken durup iç çektim.

"Oflaz, her zaman yanımdaydı ama ben onun yanında değilmişim gibi hissettim. Sanki ona ihanet etmişim gibi hissettim." 

Cevabımı dikkatle dinleyen Peri, odaya kısa süreli bir sessizlik yerleştirdi. Derin bir nefes alıp yatağıma uzandım. O ise yatağımın yan tarafında bulunan, pencere kenarındaki koltuğa tünemişti. 

"Ateş'i yanımıza gelmesi için aramıştım ama Oflaz'ın sesini duyunca saklamak istemedim. O bana diyemedikten sonra ben ona nasıl diyebilirdim? Birbirimizin her şeyini bilirken bu duruma düşmek, tahmin edildiğinden de çok acıtıyor."

Odamın beyaz tavanına boş bakışlar atmaya devam ederken Peri'nin iç çekişi dağıldı odaya. Yatağımdan doğrulup başımı ona çevirdiğimde aklıma gelenleri dilimden döktüm. Ucundan, kıyısından da olsa bir şeyler anlatma isteğime engel olamıyordum. 

"Bizden başka insanlar var, bizden başka hayatlar. Varlıkları sorun değil fakat her şey bir çatışmayla başlıyor, Peri. Sen hiçbir şey yapmasan da insanlar üstüne gelebiliyor."

Peri, her zamanki akılcı tavrıyla bir yorumda bulundu.

"Bu hayatta kendi ailelerinden kaçan binlerce insan varken bu söylediğine şaşırmam. Ailenle huzurlu olamıyorsan kimle mutlu olabilirsin ki? Ailen dahi sana saldırmaya hazırsa sokaktaki insanlar elbette saldırır."

Haklıydı, ben ailem konusunda şanslı olsam da çevremdekilerin benden daha büyük ailevi sorunları vardı. Peri'nin annesi ve babası ona karşı oldukça soğuktu, Ateş'in önce annesi daha sonra da babası vefat etmişti. Oflaz'ın annesinin bana karşı olan halleri ise bazı şeyleri sorgulamama neden oluyordu. Babası ve ağabeyi ile çok iyi anlaştığı bir gerçekti. Bazen benim de bir kardeşim olmasını dilediğim zamanların sebebi olan bir ilişkiye sahiplerdi. Lara'ya gelecek olursak aramızdan en mutlu görünen o olsa da annesiyle olan anlaşmazlığı gözle görülür derecedeydi. Belki de yaşadıklarımızın hepsi geçtiğimiz dönemden dolayı daha zor hissettiriyordu. Arkadaşlarımın hayatı zihnimden geçerken Peri'nin sesi düşüncelerimin hızını kesti.

"Orada ne yaşadın Çilde?" 

Benim orada ne yaşadığım önemli değildi. Önemli olan burada, yaşıyor olmamdı. 

Peki, Peri ne yaşıyordu? Ne sırrı vardı? Herkes iyi miydi, yoksa iyi rolü mü yapıyorlardı? Ben iyi miydim? 

Soruların bilinmeyen cevapları hepimizde gizli bir yaraydı. Hepimiz endişeliydik kendi içimizde. Peri, bunu göstermemek adına çok başarılı sayılırdı. Lara'nın her zamankinden daha sert olan çıkışları onu ele veriyordu. Oflaz'ın bana gelen zarf hakkında bir şey söylememesi ise zaten endişesinin büyüklüğünü gösteriyordu. 

Son zarfın Ateş'e ne zaman geleceği meçhuldü. Aramızdan en rahatı o görünürken onun büyük bir sırrı olmadığına inanmak aptalca mı olurdu? Peri'nin sorusuna bu anlık düşünce yoğunluğunun ardından bir cevap verdim. 

"Yaşadıklarımız değil yaşıyor oluşumuz önemli. Biz önemliyiz, yan yanayız." 

Oturduğum yerden doğrulup ona bakarken gözlerindeki pırıltı ikimizi de hareketlendirdi. Kendimizi birbirimize sarılırken bulduk. Arkadaşlarımı çok özlemiştim, onlar her ne kadar bunca yıl aynı yerde olsalar da belli olan bir şey daha vardı. Onlar da birbirlerini çok özlemişlerdi. Sadece aramıza yerleşen sırlar birbirimize temkinli yaklaşmamıza sebep oluyordu.

ZARF (2022 Wattys Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin