Bölüm 17: Güçler ve Dengeler

284 23 12
                                    

Ateş'ten

Şüphe.

İliklerime kadar hissettiğim bu his etrafımdaki herkese karşıydı. Zaman zaman ağabeyime, arkadaşlarıma. Ve hatta Periye bile. Peri'den şüphe ediyordum çünkü benden saklıyordu. Ne sakladığına dair ipuçları onunla geçirdiğim her andan sonra belirginleşti ve birleşti.

Annemin isminin yazılı olduğu soğuk mermerden elimi çektim.

Dila Yamaç Sönmezer.

Bakışlarım sayısız kez annemin isminin üzerinde gezinmişti. Bu sefer diğer gelişlerimden farklıydı. Şüpheyle bakıyordum, özlemin önüne geçen güçlü bir şüpheyle. Keşkelerin yerini acabalar almıştı.

Çocukluğuma dair anılar parça parçaydı. İlk anım annemin bana güldüğü bir andı. O gülüşü, o günden sonra uzun zaman gördüğümü hatırlamıyordum. Annem elbette gülüyordu. En çok da çocuklarına. Ama öylesine gülüyordu işte, gülemiyordu.

Babamın annemin ailesinin şirketi ile işler yapmaya başlayınca tüm huzursuzlukların başladığını anımsıyorum. Sekiz ya da dokuz yaşımda babamın anneme olan ilk tokadına şahit olmuştum. Babaannem bunun normal olduğunu söylüyordu. Normal değildi. Çocuk aklımla annemi üzen veya kıran herhangi bir şeyin normal olabileceğini düşünmüyordum. Yanlış bir şeyler olduğunu sezerdi çocuk kalbim. Ağrırdı geceleri.

Annem iyi mi? Annem iyi.

Kendi sorumun cevabını ben verirdim. Sorabileceğim kimse, beni cevaplayacak da kimse yoktu.

Ağabeyimle ben büyümeye başladığımızda babam ellerini annemin üzerinden çekmişti. Yeni yetme oğullarının korkusundan mıydı, başka bir şeyden miydi bilmiyordum.

Artık her şeyin iyi olduğunu düşünürken bir gün annemin hastahanede olduğunu söylediler. Onuncu sınıftaydım. Peri'den uzak kalmaya karar verdiğim günün sonrasındaydı. Düşüncelerimi geçmişteki bölük pörçük anılardan koparmaya çalıştım.

"Korumak istediğim biri var."

Sanki annemin saçlarını okşuyormuşçasına mezarındaki kış çiçeklerinde parmak uçlarımı gezdirdim.

"Nasıl yapacağım anne?"

"Sana geldiğimi sanma," diye mırıldandım mezarın diğer tarafına. Hiçbir mezar ziyaretini o adam için yapmamıştım. Peri ile yakınlaştıkça geçmişe de yaklaşıyordum sanki. Kötü günlerin silüetleri en zamansız anlarda zihnime üşüşüyordu.

Telefonuma gelen çağrıyla beraber dikkatim dağıldı. Telefonundaki ismi görünce gözlerimde biriken yaşlar gülüşümle yanaklarıma süzüldü. Ardından sarsıcı bir farkındalık kapımı çaldı.

Bir şey olmuştu.

Kimden: Peri

Sendeyim. Kapının önünde.

Aklıma gelen ilk cevabı yazıverdim. Sesimi bu haldeyken duymasını istemiyordum.

Kime: Peri

Nilüfer abla seni içeri al. O gittikten sonra da kapıyı kilitlediğinden emin ol.

Kimden: Peri

Telefonumu kapatacağım, haberin olsun. :)

Kesinlikle bir şey olmuştu. Mesajının sonuna iliştirdiği gülümseme beni endişelendirmemek için olsa bile ben çoktan endişelenmeye başlamıştım.

Murat Sönmezer'i bitirme planıma hız katmalıydım. Parmaklarımı hızla klavyenin üzerinde dolaştırdım.

Kime: Baran

ZARF (2022 Wattys Kazananı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin