Peri'den
Kar kampından döndüğümüzden beri sanki bir geri sayımın içindeydik. Tatilin ardından üçüncü okul günümüzdü. Okuldaki herkesin gergin bir havası vardı. Belli ki sadece beşimizin hakkında endişelendiği sırları yoktu. Neredeyse herkesin vardı. Tabii bu zarf oyunundan kendine pay biçmeye çalışanlar da vardı.
Özgü, Mısra, Selin'den ulaşan bir grup okuldaki herkesi sorgulamaya çalışıyordu. Aslında daha çok güçlerinin yetecekleri kişilere bunu yapıyorlardı. Şimdi de okul binasının önünde alt sınıflardan biriyle konuşuyorlardı. Bakışlarımı daha fazla onların üzerinde tutmadım.
"Özgü ne yapmaya çalışıyor?" diye sordum bizimkilere.
"Selin demek istedin herhalde," diyerek beni düzeltme ihtiyacı duydu Çilde.
Çilde bizimle arkadaş olduğu kadar onlarla da iyi arkadaştı bir zamanlar.
Özgü, Mısra, Selin ve Baran.
"Onları zehirleyen o," diye ekledi.
Çilde'nin yıldızı, daha doğrusu birçok kişinin yıldızı Selin ile barışmamıştı. Çilde onlarla arkadaşken Selini dizginleyebilen kişiydi. Belli ki şimdi onu kimse dizginlemeye çalışmıyordu ya da dizginleyemiyordu.
"Sen de onların panzehiriydin."
"Neyse ki burada panzehiri olacak zehirli biri yok," diyen Ateş'in sesi kalbime bir sıcaklık yaydı.
Her şeye rağmen birbirimize güven duymamız olağanüstü bir şeydi. Dostluk denilen bağın olağanüstülüklerle dolu olduğunu unutmuştum.
"Ben ondan o kadar emin değilim." Lara'nın bu lafı bizi birbirimize bağlayan ipleri koparma girişimi gibiydi.
"Yılanlar kendilerini sokmaz."
Çilde'ye meydan okurcasına baktı. Bakışlarında kendinden emin tuhaf bir parıltı gördüm. Çilde'nin sırrını biliyor muydu? Yoksa bildiğini mi zannediyordu?
"Emin ol, bazı yılanlar bunu becerir. Sen bunu bilemezsin."
Çilde bu cevapla Laranın kendisine uzattığı hayali bıçağı savuşturdu. Oflaz yerinde huzursuzca kıpırdanırken Ateşle birbirimize baktık. Sonrasında başımı yanımda oturan Çildeye çevirdim. İkili çekişmelerine son vermek adına konuştum. Araya girmesek durmayacaklarına emindim.
"Eskisi gibi görüşmüyor musun onlarla?"
"Geldiğimden beri birkaç sefer görüştük. Eskisi gibi olacağımızı düşünmüyorum."
"Bizimle peki?"
"Bence çoktan eskisi gibi olduk."
"Yalan." Konuşan yine Laraydı. Çilde gözlerini devirmekle yetinirken Oflaz masanın diğer ucundan onun yanına geldi.
"Çilde, hadi gidelim."
Çilde'nin elini tutup masadan kaldırdı. Lara onlara bakmadan güldü, bir şeyler mırıldandı.
Birkaç dakika sonra da Ateş, gelen bir telefonla masadan kalktı. Oturduğumuz masada Lara ile ben kaldığım için ona sormam gerekenleri karar verdim."Çildeye karşı neden böylesin?"
Bakışlarını bana çekti.
"O kadar zamandan sonra aramıza hiçbir şey olmamış gibi katılması sence ne kadar doğru?"
"Biz de hep bir arada değildik Lara. Hepimiz ayrıydık. Sen ve Ateş dışında."
Verdiğim cevabın doğruluğu onu rahatsız etse de umursamış görünmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZARF (2022 Wattys Kazananı)
Teen Fiction✨2022 Wattys Genç Yetişkin Kazananı✨ Beş yakın eski arkadaş. İçlerinden biri, okula geri dönünce ortaya dökülen sırlarla dolu zarflar. Günün sonunda kimler sırlarının altında ezilecek, kimler o sırrı sırtlayıp etkisiz hale getirecek? Bu mücadeleden...