MULTİ: Asel'in aldığı takım.İyi okumalar...
"Ya hadisene Asel!"
"Tamam ya geliyorum."
Koştur koştur aşağıya indim. Alara ile çarşıda işimiz vardı. Ve ben her zamanki gibi gecikmiştim. Bir türlü ayarlayamıyordum şu zaman olayını. Alara beni görür görmez "Ayyy çok güzel olmuşsun!" dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Çarşıya gitme sebebimiz işimizin olması olsa da kafamızı dağıtmak için de gidiyorduk. Hava almak iyi gelirdi. Bugünün hafta sonu olmasının da etkisi vardı tabii. Hafta içi bir şey yapasım gelmiyordu.
Aslında hiçbir şey yapasım gelmiyordu. Alara ile beraber otobüs durağına gidip otobüs beklemeye başladık. Aklımız hala mahallemizin satılma olayı ile doluydu. Elimizdeki tek umut tohumu mahalleli arasındaki bağdı. Otobüs geldiğinde Alara'dan önce davranıp otobüse bindim. Kartımı okutup cam kenarına oturdum. Alara bana uyanık seni bakışı atarken ben sadece gülümsedim. Nihayet Avm'nin önündeki durakta indiğimizde derin bir nefes aldım.
Uzun kısa her türlü yolculuk midemi bulandırıyordu. Alara ile beraber içeri girip mağazaları gezmeye başladık. Tesettür ürünleri satan bir mağazaya girdiğimizde Alara bir tarafa ben bir tarafa dağıldık. Ben şal bakarken Alara kendine tunik bakıyordu. Tesettürlü olmasa da giyimine dikkat ediyordu. Rabbim'den tek dileğim onun da tesettüre girmesiydi. Çalışanlardan biri yanıma gelip yardımcı olup olamayacağını sorduğunda ona doğru döndün. Tatlı bir kıza benziyordu.
"Pamuk şal arıyorum. Böyle ne çok koyu olsun ne de çok açık."
"Anldım. Bu taraftaki şallar pamuk. Gelin beraber bakalım."
Kızla beraber gittim. Bana gösterdiği üçüncü şalı beğenip elime aldım. Daha sonra da tunik bakan Alara'nın yanına gittim. 2 parça kıyafet almıştı. Bende şöyle bir göz gezdirdiğimde gözüme batan takım ile gözlerim ışıldadı. Alara'ya söylediğimde ısrarla almamı söyledi. Gazına gelerek onu da aldım. Aldıklarımızı ödedikten sonra mağazadan çıktık. Bir yola bir de Alara'ya baktım. Alara da bana baktığında gözlerimi kırpıştırdım. Alara göz devirdi.
"Ahh tamam! Yürüyelim."
"Sen dünyanın en iyi dostusun Alara!"
"Evet, evet biliyorum."
Beraber yürümeye başladık. Gelirken otobüsle geldiğimizden ikinci bir kez otobüse binmek istemedim. Midem kaldırmayabilirdi. Alara ile yürürken başımı yerden kaldırıp önüme baktım. Ve o anda büyük bir hata yaptığımı anladım. Furkan Bey buradaydı ve bize doğru bakıyordu. Üstelik yanında Barış denilen ortağı da vardı. Bakışlarımı tekrar yere indirdim ve dirseğimle Alara'yı dürttüm. Dişlerimin arasından konuştum.
"Doğal davran. Furkan Bey buraya bakıyor."
Alara tek elini kaldırıp boynunu kaşıdı ve "Tamam." dedi benim gibi dişlerinin arasından. İkimizde yere bakarak yürümeye devam ettik. Ta ki...
"Asel Hanım pardon! Asel idi değil mi?"
Ta ki Furkan Bey bana seslenene kadar. Öylece yerimde kalırken iki adımla önümüze geçen Furkan Bey'e "Evet. Asel." diyebildim. Bu cidden kötü olmuştu.
"Kusura bakmayın rahatsız ettim. Ama sizi görünce sizinle konuşmak istedim."
Gerilim seviyem yükselirken başımı kaldırdım. Yüzüne bakmıyordum. Barış Beyse susuyordu.
"Ne hakkında?"
Sanki bilmiyorsun Asel!
"Projemiz hakkında. Belki siz ailenizi ve diğer mahalle üyelerini ikna edebilirsiniz. Yardımınız bize çok fayda sağlar doğrusu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dua'm
RomanceKalbi taştan bir adamdı o. Sevgisiz büyümüş, para uğruna terk edilmiş bir adam... O ise ailesi ve arkadaşı ile mutlu bir kadındı. Kocaman kalbiyle her kötülüğün iyiliğe dönüşeceğine inanan bir kadın... *************************************** "Daha ö...