MULTİ: Fikret Kızılok - Gönülİyi okumalar...
Elis;
Asel'in odadan çıkması üzerine gergince beklemeye başladım. Evde yaşananlardan dolayı kendimi çokça utanmış hissediyordum. Fakat gel gör ki utandığım kadar da huzurlu hissetmiştim o an. Hem kalbim, hem de ruhum sakinleşmişti.
Kapı tıkladığında elim ayağım birbirine girer gibi olsa da boğazımı temizleyip "Evet." dedim. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve Bartu görüş açıma girdi. Gülümseyip kapıyı kapattığında bende gülümsedim. Gergin görünmek istemiyordum. Yanlış anlaşılmak istemiyordum. Elimden geldiğince normal davranmaya çalışıyordum fakat sanırım beceremiyordum.
"Asel yardım et dedi. Bir an düşünemedim ama eşyaların için dolabı ikiye bölmek gerek. Kendi kıyafetlerimi düzenleyeyim hızlıca. Sonrada seninkileri yerleştirirsin."
"Bavulda da kalabilirdi eşyalarım. Asel'e söyledim ama itiraz etti."
Bartu'nun yüzü memnun olmayan bir ifade aldı. Söylediğime pişman oldum o an.
"O nasıl söz Elis? Bir yola girdik değil mi? Yarım yamalak iş yapmak olmaz."
Başımı salladım. Kafamda sorular dönmeye devam ederken Bartu dolabına yönelip kıyafetlerini dolaptan çıkarmaya başladı. Ayakta dikilmiş onu seyrederken Bartu bir şey demedi. Birkaç dakika sonra öylece dikilmek yerine bavuluma ilerlerdim ve kıyafetlerimi yatağa koymaya başladım. Zaten katlı ve düzenliydiler ama son bir düzenleme yapmak istemiştim. Hem böylece boş da kalmazdım.
Bartu rafları bitirip dolabın askılı tarafına geçtiğinde şallarımı düzenliyordum. Düzgünce üst üste yatağa bırakıyordum. Son şalı da yatağa bırakmıştım ki Bartu'nun canının yandığını belirten sesini duydum. Hızla arkama dönüp "Ne oldu?" diye sorarken endişe etmiştim. Bartu başını kaldırıp bana baktığında bir eli diğer elindeki parmağını tutuyordu.
"Yok bir şey. Askılık kırılmış. Parmağımı kesti."
"Çok derin kesti mi? Temizleyip yara bandı saralım hemen."
Eline doğru uzanıp kendime çektiğimde çok derin bir kesik olmadığını gördüm. İçim biraz da olsa rahatlamıştı. Bartu elini çekti ve bana baktı.
"Gerçekten önemli değil Elis. Beklenmedik bir anda kesilince sızlanıverdim."
İkna edici sesine karşı sadece başımı salladım. İkimizde işlerimize devam ederken aklımdaki soruyu bir türlü zihnimden atamıyordum.
"Benim işim bitti."
İrkilerek Bartu'ya döndüm. Aklımdaki soruya odaklandığım için şu andan soyutlanmıştım. Bu yüzden de sesi beni korkutmuştu.
"Afedersin korkuttum."
"Yok, hayır. Ben sadece bir an.."
"Anlıyorum. Alışmak, adapte olmak senin için çok zor. Seni rahatsız eden bir şey varsa lütfen söyle Elis."
"Anlayışın için teşekkürler."
Söylesene Elis! Kafanı kurcalayan o soruyu sorsana!
Yapamadım, soramadım.
Bartu bana gülümseyip odadan çıktığında yüzündeki gülümseme sahici değildi. Suratım düştü. Evde yazma ile mi gezmeliydim yoksa başım açık kalabilir miydi? Evet dinen bir sorun yoktu ama... Kalben bir sorun olup olmadığına karar veremiyordum.
Kafamdaki sorularla birlikte camdan dışarıyı seyretmeye başladığımda kapı açıldı. Ardından da Asel'in sesini duyduğumda ona döndüm. Benimle yaptığı konuşmanın ardından tekrar odada yalnız kaldığımda Alara'nın yüksek sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dua'm
RomanceKalbi taştan bir adamdı o. Sevgisiz büyümüş, para uğruna terk edilmiş bir adam... O ise ailesi ve arkadaşı ile mutlu bir kadındı. Kocaman kalbiyle her kötülüğün iyiliğe dönüşeceğine inanan bir kadın... *************************************** "Daha ö...