MULTİ: Sezen Aksu - Yetinmeyi Bilir Misinİyi okumalar...
Alara;
Nefesimin daraldığını hissettiğimde yerimden kalkarak merdivenlere yöneldim. Bakışları sorarcasına bana kayan Batu'ya "Hava alacağım." diyerek cevap verdikten sonra aşağı indim. Bahçeye çıkıp derin bir nefes aldım. Kızaran gözlerimi gökyüzüne dikip yıldızları seyrettim. Yeryüzündeki onca kötülüğe rağmen tüm ışıkları ile parlıyorlardı. Gözlerimi kapatıp içime derin bir nefes çektiğim esnada sağ tarafımdan gelen sesle gözlerimi açtım ve o tarafa baktım. Furkan Bey'in yanında olan arkadaşı Barış Bey'di.
"Rahatsız ettim galiba. Kusura bakmayın."
Zoraki gülümsedim. Asel kadar olmasa da Furkan Bey'e kızgındım fakat bu adamın bir kötülüğünü görmemiştim. Fevri olmak istemiyordum. Gözlerine bakmıyordum fakat gözlerim yüzündeydi.
"Yok. rahatsız olmadım."
"Bir haber var mı?"
"Doktor ciddi bir şey olmadığını söylemiş. Her ihtimale karşı bu gece yoğun bakımda kalacak."
"Anladım. Ben hem Furkan adına hem de kendi adıma sizlerden özür dilerim."
"Siz neden özür diliyorsunuz ki? Sizin bir suçunuz yok."
"Onu durduramadığım için özür diliyorum. Alara'ydı değil mi?"
Başımı sallamakla yetindim. Anlaşılan güçlü bir hafızası vardı.
"İnanın Alara Hanım. Furkan da pişman. Bazen kişiliğimizi biz seçemeyiz. Seçmek isteriz ama buna izin vermezler. Furkan'a izin verilmedi. Onu bir kalıba soktular ve çıkmasına engel oldular."
Kaşlarımı çattım. Ne demek istediğini anlıyordum fakat neden bunları söylediğini anlayamıyordum.
"Anlıyorum fakat bu arkasına sığınılan bir bahane olamaz. Hem neden bunları bana söylüyorsunuz?"
"Elbette bir bahane olamaz. Söylüyorum çünkü Furkan'ın içini biliyorum. O böyle bir adam değil."
Başımı salladım. İçeri girmek için bir adım atmıştım ki "Yanlış anlamazsanız eğer numaranızı alabilir miyim? Çetin Bey'in durumunu öğrenmek için. Asel Hanım bunun için doğru kişi değil sanırım." demesiyle durdum. Başta kaşlarımı çatsam da son sözleri ile hafifçe gülmüştüm. Ona numaramı verdiğimde telefonuma çağrı bıraktı. Barış Bey diye kayıt ettim ve telefonumu cebime koydum.
"Yine de siz bilirsiniz ama Furkan Bey artık gitse iyi olur. Bartu yeteri kadar sakin kaldı."
Sıkıntı ile oflayıp başını salladığında içeri girdim. Yerime otururken Barış ve Furkan Bey'in ne kadar zıt insanlar olduğunu düşünmeden edemiyordum. Asel başını duvara yaslamıştı ve ağlamaktan şişen gözleri kapanıyordu. Bartu, Çetin amcamın kapısından gözlerini ayırmıyordu. Bense Fahriye teyzemin solunda oturmuş kolunu sıvazlıyordum.
"Hadi artık gidin anne. Refakat için ben kalırım."
Bartu'nun konuşması ile hepimiz ona baktık. Tahmin ettiğim gibi Asel hemen karşı çıktı.
"Beni şuradan şuraya götürebileceğini sanıyorsan çok yanılıyorsun."
Bartu ofladı. Yalnız da kalamazdı ama hastane en az bir kişiye izin veriyordu.
"Kızım yapma etme. Burada bir başına ne yapacaksın."
"Anne lütfen itiraz etme. Ben eve gidemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dua'm
RomanceKalbi taştan bir adamdı o. Sevgisiz büyümüş, para uğruna terk edilmiş bir adam... O ise ailesi ve arkadaşı ile mutlu bir kadındı. Kocaman kalbiyle her kötülüğün iyiliğe dönüşeceğine inanan bir kadın... *************************************** "Daha ö...