MULTİ: Asel'in okulda giydiği kıyafet.
İyi okumalar...
Gözlerimi ezan sesi ile açtım. Besmele çekerek yatağımdan doğruldum ve banyoya giderek abdest aldım. Annem ve babam namazı biraz daha geç kıldıkları için ses çıkarmamaya özen göstererek Bartu'nun odasına girdim. Tahmin ettiğim gibi uyuyordu. Yanına yaklaşıp dürttüm.
"Bay Boncuk! Uyan!"
"Hmmm."
"Asıl sana hmmm! Uyansana Bartu! Ezan okundu."
"Asel çok uykum var. Bugünlük kaza etsem ne olur?"
Kaşlarım büyük bir hız ile havalanırken koluna bir tane geçirdim.
"Çabuk imana dön pis putperest!"
Bartu kolunu tutarak ve kaşlarını çatarak doğruldu.
"Sen az önce bana putperest mi dedin?"
"Hıı. Pis putperest dedim. Ama imana dön de dedim."
"Bir Müslüman gence bunu söylediğin için cehennemde yanacaksın!"
Genizden bir gülme ile karşılık verdim Bartu'ya. O da gülerken "Şaka maka bir yana. Yurt dışında boşlamamışsındır umarım namazı." dedim. Başını iki yana sallarken yataktan kalktım. Bartu abdest alana kadar oturma odasına biri önde biri arkada iki saccade serdim. Bartu da geldiğinde arkadaki seccadede yerimi aldım. İkimiz de namaza başladık.
Namazlarımız sonlandığında avuç içlerimi yüzüme sürdüm. Ardından dua ettim ve tesbihatımı yaptım. Kalkıp seccadeyi katladım. Namazlığımı da çıkarıp seccadesini katlayan Bartu'ya baktım. Baktıkça bakasım geliyordu. O kadar özlemiştim ki sanki varlığı bir rüyaydı. Hala çok uykulu olduğu için yanağımdan öpüp odasına gitti. Bende gülümseyip odama gittim. Başımı yastığıma koyduğum an uyumayı diliyordum fakat aklıma dolan düşünceler buna izin vermeyecek gibi duruyordu.
Furkan Bey'in yanında olanları kafamdan atamıyordum. Belki de yanına gitmemeliydim. Emin olamıyordum. Gül Ana'nın o hali beynime kan sıçratmıştı. Aklıma gelen en mantıklı şey o an için Furkan Bey'in yanına gitmekti.
Sağ omzumun üzerine dönerek gözlerimi yumdum. Daha fazla düşünmeyecektim...
**********************
"Saliha? Emine? Teneffüse 10 dakika var."
Saliha ve Emine konuşmayı bırakıp bana döndüklerinde şirince gülümsediler. Beş dakikadır fısır fısır konuşuyorlardı.
"Özür dileriz öğretmenim. Saliha abisi ile ettiği kavgayı anlatıyordu."
Kaşlarım havalandı. Gülümseyerek Saliha'ya baktım. "Ne kavgası Saliha?"
"Şey öğretmenim, abim beni rahatsız etme dediğim halde beni rahatsız ettiği için ona bağırdım. Sonra o da bana bağırdı."
"Hmmm.. Aslında haklıyken haksız duruma düşmüşsün Saliha'cığım."
"Haklıyken haksız duruma mı düşmüş? Çukura düşmek gibi mi öğretmenim?"
Rana'ya güldüm. 3. sınıf olmalarına rağmen bazen 1. sınıftaki hallerine bürünüyorlardı. İçten tebessümümle sınıfa göz gezdirdim.
"Arkadaşınız abisini uyarmış ama abisi uyarısına rağmen onu rahatsız etmeye devam etmiş. Eğer abisinin yaptığını annesine veya babasına söyleseydi haklı olurdu. Ama abisine bağırması onu haksız yapar. Çünkü konu ne olursa olsun bizden büyük insanlara saygı göstermemiz gerekir. Unutmayın ki saygı olmadığı sürece ne kadar haklı olursanız olun, hiçbir anlamı olmaz. Saygıyı yok eden haklı, artık hem haksız hem de saygısızdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dua'm
RomansaKalbi taştan bir adamdı o. Sevgisiz büyümüş, para uğruna terk edilmiş bir adam... O ise ailesi ve arkadaşı ile mutlu bir kadındı. Kocaman kalbiyle her kötülüğün iyiliğe dönüşeceğine inanan bir kadın... *************************************** "Daha ö...