kimtaehyung: günaydın!!!
6:30sooyakimsoo: manyak!
7:45kimtaehyung: neden?
sooyakimsoo: saat 6damı kalkılır be!
kimtaehyung: korktum birşey yaptım diye.
kimtaehyung: senden birşey isteyeceğim...
sooyakimsoo: dinliyorum.
kimtaehyung: kurabiyelerin çok güzel gözüküyordu banada yapsana.
sooyakimsoo: sen kurabiye sever miydin???
kimtaehyung: 😒
sooyakimsoo: yaparım ama izninle okula hazırlanmam lazım.
kimtaehyung: ne zaman yaparsın?
sooyakimsoo: Eee, belki bügün yada yarın.
kimtaehyung: sağol.
sooyakimsoo: birşey değil ama bay.
-
Telefonu kapattım ve formamı giydim. Jennieye hala uyuşturucu olayını sormamıştım. "Jen." dedim. "Hı?" dedi. "Doktor uyuşturucu aldığını söyledi." dedim. "Ben barda bir su istemiştim ondan sonra başım falan dönmeye başladı. Zaten adam beni gözüne kestirdiğinide söylemişti. Büyük ihtimalle ilaç attılar." dedi. "Sana güveniyorum." dedim. "Ben uyuşturucu almam." dedi. "Bencede alma." dedim. Okul formasını düzeltti ve bana baktı. "Bence sen bugün gelme. Yani daha dün kaçırılmaya çalıştın, suyuna ilaç atıldı, hastaneye kaldırıldın ve koluna dikiş atıldı." dedim. "Hayır, Yoongi dün endişeli gözüküyordu. İyi olduğumu görmesini isterim." dedi. Gözlerimi devirdim ve "Yoongi sana aşık." dedim. "nE?!" dedi. "Taehyungla yazışırken söyledi." dedim. "Yani Taehyung söyledi." dedim. "Aman tanrım!" dedi ve zıplamaya başladı.
"Yaşasın be!" dedi. "Tanrıda Yoongide beni seviyor." dedi ve sırt çantasını omzuna takıp odadan çıktı. Arkasından bende çıktım. Rose biriyle konuşuyordu. "Lisa Jennie sana kızgın falan değil." dedi Rose. "Evet değilim." dedi Jennie. "Ve ben çooook iyiyim." dedi Jennie. "Yoongi beni seviyormuş." dedi. "Hadi gidelim. Jennie birazdan sevinçten patlayacak yoksa." dedi Rose ve koltuktan kalktı.
-
Okula gelmiştik. Masalarımızda oturuyorduk. Sınıfa Jin ve Yoongi girdi. Yoongi kendi yerine geçti Jinde yanıma geldi. "Şu olayı artık bir halletsek." dedi. "Ne olayı?" dedim. "Flört şeysini." dedi. "Sevgilin mi var?" dedim. "Hayır sadece seni istemiyorum." dedi. "Hisslerimiz karşılıklı. Ama arkadaşının yaptığı şey ikimizide ilgilendiriyor. En çokta beni bundan dolayı azıcık daha sabret." dedim. Jinin telefonuna bir mesaj geldi. "J-Jisoo." dedi. Telefonu elinden aldım.
Bilinmeyen Numara: Merhaba Jin, ben Jisoonun babası. Bu akşam yemeğe gelmek ister misin? Eminim Jisooda çok mutlu olur.
Jin: Olur. Çok güzel olur. Hem Jisoo mutlu olucaksa daha güzel olur.
-
"Sen ne yazdığını sanıyorsun ya!" dedim. "Sil mesajı sil." dedim. "Sanan ne be benim mutluluğumdan!" dedim. "Flörtüm bu ilişki evliliğe kadar gider haberin olsun." dedi ve gülümseyip sınıftan çıktı. "KİM SEOKJİN!" diye bağırdım ve peşinden koşmaya başladım. "Sizi bana seçilerek mi gönderiliyorsunuz ya!" dedim ve Jinin kolunu tutum. "Bir dur!" dedim. "Bana bak yemeğe gelmeyeceksin! Bir işim çıktı de ve gelme bende annemle babama diyeceğimki Jinle olmuyor ayrıldık." diyeceğim. "Ama ben annenin yemeklerini çok merak ettim." dedi. "Ayrıca benim akşam işim var. Kurabiye yapmam lazım." dedim. "Bir tane alırım." dedi ve yanımdan uzaklaştı.
-
Son dersteydik. Jennie acayip mutluydu ama Yoongiyle bir kere bile konuşmamıştı. "Konuşacak mısın?" dedi Lisa. "Okul çıkışı." dedi Jennie. "Güzel." dedi Rose. "Dudağına yapışırsın artık." dedi Rose ve güldü. "Sesiz olun azıcık." dedi Jennie ve etrafına baktı. "Kızlar biraz daha yüksel konuşun isterseniz." dedi hoca. "Özür dileriz." dedi Lisa ve Roseyle önlerine döndüler. Yoongiye baktım. Bizim masaya bakıyordu. Gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerimi tahtaya çevirdim ve anlamadığım İngilizce soruyu çözmek için elimi kaldırdım. "Jisoo." dedi Hoca. "Lavaboya gidebilir miyim?" dedim. "5 dakikan var." dedi. Hızlıca masamdan kalktım ve sınıftan çıktım.
Soruyu çözemezdim. İngilizce soruları hep Lisa, Jennie ve Rose çözüyordu. Jennie Fransızca dersindede çok iyiydi. Jennie olmak lazım.
Kızlar tuvaletine girdim. Aynada kendime bakmaya başladım. Eteğimi biraz yukarı çektim ve arkama baktım. Popom gözükmüyordu. Kızlar tuvaletinin kapısı birden açıldı. Taehyung bir kızı kucağına almış emcikliyordu. "Oha!" dedim. Kız Taehyungun kucağından indi ve eteğini düzeltip bana baktı. "Okuldayız ve her yerde kamera var." dedim. Kıza baktım. Bu İreneydi. Bizden iki yaş küçüktü. "Gerçekten kendineden iki yaş küçük biriyle mi?" dedim. "İrene alınma lütfen." dedim ve iki parmağımı azıma sokup "Öğk." dedim ve onları ittirip kızlar tuvaletinden çıktım. Zil çalmaya başladım. Sınıfa koşmaya başladım.
Herkes sınıftan çıkmıştı. Çantamı omzuna astığımda kapıda Taehyung dikiliyordu. Kapıyı tutuyordu. "Ne yapıyorsun?" dedim. "Kimseye söyleme!" dedi. "Tamam be." dedim. "Sanki hiç görmed-" "Bekle İrenenin sevgilisi Ho-" Yanıma hızlıca geldi ve azımı kapadı "Kes sesini." dedi. "Sakın kimseye söyleme!" dedi. Onu ittirdim ve "Manyak mısın be?!" dedim. "Ne yapacaksın öldürecek misin beni?!" dedim. "Azını sıkı tutsan iyi olur." dedi ve sınıftan çıktı. Çıktığı gibi Jin girdi sınıfa. "Ne yaptında bu kadar sinirlendi?" dedi. "Kendi yaptığı şeyden dolayı bana kızıyor." dedim. "Ne yapmış?" dedi. "Aramızda." dedim.
-
bölümü beğendiyseniz oylamayı unutmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE U | TEXTİNG
Fanfictionsooyakimsoo: sesin çok güzel. sooyakimsoo: ama sen kötüsün. sooyakimsoo: kötü insanların güzel bir şeyleri olması beni sinir ediyor. sooyakimsoo: aslında sesin kesilse kimse sana bakmaz. 13:08 - Kim Jisoo nefret ettiği çocuğa yazar. Okuldaki bütün k...