1.0

893 65 14
                                    

sooyakimsoo: bugün okulda birilerini götürüyormuşsun diye duydum.

kimtaehyung: öyle birşey yok!

sooyakimsoo: hıhı. Galiba irene hemde.

kimtaehyung: ÖYLE BİRŞEY YOK!

sooyakimsoo: madem arkadaşlığının bozulmasından bu kadar korkuyorsun neden yiğiştin o kızla?

kimtaehyung: sana ne! seni hiç ilgilendirmiyor!

kimtaehyung: bu konu hakkında konuşacaksan seni engelleyeceğim.

sooyakimsoo: yaklaşık bir hafta hiç bir kızla samimi bir ilişki yaşamamıştın. Senle yazışarak engel oluyordum sanıyordum ama meğersem en yakın arkadaşının sevgilisiyle birlikteymişsin.

kimtaehyung: kes şunu!

artık bu kullanıcıya mesaj atamazsınız.

-

Gözlerim kocaman oldu ve telefonu masaya koydum. "Ne oldu?" dedi Jin. "Gel kurabiye yapalım." dedim ve elinden tutup koltuktan kaldırıdım onu. "Ben kurabiye yapmayı bilmem." dedi Jin. "Ben gösteririm sana." dedim ve birlikte mutfağa girdim. Kurabiye için malzemeleri çıkardım.

Masaya biraz daha un döküp hamuru açtım. "Biraz kalın olmamış mı?" dedi Jin. "Daha açacağım." dedim ve oklavayı yana çevirip bütün gücümle açtım. Jin ayağa kalktı ve kalçasıyla beni ittirdi. Hafifçe güldüm. Oklavayı elimden aldı. Hamurun üstüne koydu ve hamuru açmaya başladı. "Yakıştı." dedim ve telefonumu elime alıp fotoğrafını çektim. "Bu çok güzel oldu." dedim ve telefonumu masaya geri bıraktım. "Sen benle iyi mi anlaşıyorsun?" dedi. "Evet çünkü birine çok sinirliyim ve kafamı dağıtmam lazım." dedim. "Arkadaşın olarak seni dinliyorum." dedi ve oklavayı bana verdi. "Sağol." dedim ve oklavayı masaya koydum. Elime kalp desenlerini aldım ve hamurun üstüne bastırdım.

"Bunun içine joleyi koyucam ve ortadan ikiye bölücem." dedim. "Kalbin mi kırık?" dedi ve dudaklarını büzdü. "Galiba evet." dedim. "Ne oldu?" dedi. "Taehyung mu birşey dedi?" dedi. "H-Hayır." dedim. "Sadece... Boş ver anlatamam." dedim. "Bizle mi alakalı?" dedi. "Biz derken bizimkiler." dedi. "Söyleyemem." dedim. "Yani bizle alakalı." dedi. "Jin lütfen zorlama." dedim. Evin kapısı açıldı. Jinle kapıya baktık. Jimin ve Rose. "Ne yapıyorsun?" dedi Rose. "Kurabiye ama kimse yiyemez." dedim. "Neden?" dedi Rose. "Özel birine yapıyor çünkü." dedi Jin. "Kimmiş bu özel kişi?" dedi Jimin.

"Bende bilmiyorum." dedi Jin. "Neyse beni salın." dedim.

JENNİE

Okul çıkışı Yoongiyi durdurdum. "Nasılsın?" dedim. "İyi sen?" dedi. "Biraz konuşabilir miyiz?" dedim. "Tamam." dedi. Önden ilerliyordum. Deniz kenarına gelmiştik. "İyi misin?" dedi. Kafamı salladım ve gülümsedim. "İyiyim." dedim. "Şey..." dedim ve dudağına yapıştım. Gözlerim kapalıydı. Yoongi kendisini geriye çekti ve şaşkınca bana baktı. Elini saçından geçirdi ve arkasını dönüp gitti. Kahretsin! Neden yaptımki böyle birşey. Gözümden bir yaş düştü. "Hayır, hayır." dedim. "Ağlama Kim Jennie." dedim. "İyice kafayı yedim." dedim. "Kendi kendime konuşuyorum." dedim. Gözümden daha fazla göz yaşı düştü. Kendimi kuma attım ve dizlerimi kendime çektim. Kollarımı dizlerimde birleştirip kafamı kollarıma koydum ve ağlamaya devam ettim.

-

Ne kadar ağladım bilmiyorum ama hava kararmıştı. Yerden destek alarak ayağa kalktım. Sırt çantamı yerden aldım ve omzuma taktım. Telefonumun ekranı açıldı. Lisadandı.

Lisa: naber?

-

Telefonu kapadım ve yürümeye devam ettim. Lisaya görüldü atmıştım az önce.

-

Eve geldiğimde kendimi yatağıma attım. Bazen evimin büyük olmasından nefret ediyordum. Buda o zamanlardan biriydi. Üstümdeki formadan kurtulup penguenli pijamalarımı giydim ve alt kata indim. Kapıyı kitleyip odama geri çıktım. Yatağa kendimi geri attım ve gözlerimi kapadım.

-

bölümü beğendiyseniz oylamayı unutmayın lütfen.

I HATE U | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin