❇ Kahrolası

1.2K 90 99
                                    

Genç kız o gece uyuyamadı. Gözleri sızladı, göz kapakları çaresizce kapanmaya çalıştı ama buna büyük dehşet uyandırıcı bir direnç gösterdi. Uyuyamazdı. Onun rüyalarına girme olasılığı bile başını döndürüyordu. Gerçi şu anki durumundan daha sağlıklı olurdu rüyalarına girmesi. En azından bilinç dışı olurdu; zihnini delip geçen ardı arkası kesilmez komplo teorilerini düşünemeyecek durumda olurdu.

Şu an tam olarak bu haldeydi. Zihnine her bir saniye bir çiviyle kötü bir düşünce çakılıyordu.

Yatağının üzerindeydi. Bacaklarını kendine çekmiş, kollarını çevresine sarmalamıştı; arada bir fark edip kendini durdurana kadar bir ileri bir geri sallanıyordu.

Draco Malfoy bir Zihinfendar'dı.

Başından beri öyleydi.

Ve ona yakalanmıştı.

Bu üç gerçek düğüm düğüm olmuştu, boğazındaki yumruyu desteklercesine orada birikiyordu sanki. Göz bebekleri düşündüğü her teoriyle büyüyor, solukları her bir düşünceyle dengesizleşiyordu.

Zihnini nereden toparlayacağını bilemiyordu. Üstelik şu an; Draco Malfoy'un, Slytherin Ortak Salon'unda yaşanan şeyden sonra uyumayacağını ve genç kızın zihnine gireceğinden emindi. Şu an Draco Malfoy genç kızın zihninde olabilirdi. Olabilir miydi? Hayır, kesinlikle buradaydı. Yanındaydı. Genç kızın düşündüğü her bir şeye alayla gülüyor olmalıydı.

Çünkü genç kız bile, bu haliyle dalga geçecek gibiydi.

Belki düşünmesi gereken çok daha ciddi şeyler vardı. Çok hayati şeyler. Her şeyden önce zavallı Bradley'i düşünmeliydi; Draco ondan ne istiyordu? Bundan bir, bir buçuk ay kadar önce ona zorbalık yapmayacağına dair sözlü bir anlaşma yapmışlardı. Elbette anlaşılan o ki Draco bu anlaşmayı bozmuştu. Çocuktan her ne istiyorsa onu alana kadar çocuğu rahat bırakmayacaktı. Bunun peşine düşmeliydi, o şey her ne ise peşine düşmeliydi. Draco Hermione'nin bu amacını elbette bilecekti –ah Cincüceler, çocuk bir Zihinfendar'dı- yine de pes etmemeliydi. Bradley'nin Ortak Salondaki halini bir türü unutamıyordu.

Hermione'nin son iki aydır tanıdığı, gülüşlerini ve öfkesini paylaştığı Draco Malfoy değildi o koltukta oturan. Bradley'le konuşurken çok daha farklı biriydi. Kan dondurucu bir havası, kapkaranlık kötücül gülüşleri vardı.

Geçen beş yıldaki gibi de değildi.

İlk beş yıl Draco Malfoy haylaz, zorba ve kafayı kan statüsüyle bozmuş bir çocuktu. Sadece bir çocuktu. Son yıl ise Hermione onun değiştiğini görmüştü; artık genç bir adamdı. Ve konu sadece büyümüş olması da değildi. O çocuk değişmişti, olgunlaşmıştı; her zamanki o alaycı gülüşü yine yüzündeydi belki ama onda sıcak hissettiren başka şeyler de vardı. Hermione'nin; sırf Draco cezada olmadığı için bir ay boyunca özlemini kavurucu bir şekilde hissettiği kişiydi artık o. İki haftalık küslükte darmadağın olmasına sebep olan kişiydi bu genç adam.

O değişmişti. Değiştiğini sanıyordu.

Oysa Bradley'le konuşurken gördüğü Draco Malfoy bambaşkaydı. Hermione Granger bu tanımı kullanırken irkildiğini, kalbinin teklediğini hissetti ama o kötüydü. Kötü biri.

Bu tanımı Draco Malfoy için hiçbir zaman kurmamıştı. Çünkü her zaman için onun şapşal, budala, egoist ve çocuk olduğunu düşünmüştü. Bu yıl gelişen garip arkadaşlıklarıyla da bu tanımların arasına; sinir bozucu, komik, güven verici ve ilginç girmişti. Ama asla saf bir kötülük olduğunu düşünmemişti onda.

MudPureBlood | Draco Malfoy & Hermione GrangerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin